22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

olup, onun sohbetlerinde kemâle erdi. Berberlik yapardı. Dükkanında kendi hâlinde oturur,<br />

kimse ile görüşmezdi. Kendisine yetecek kadar kazanç sağlayacağı müşteri gelirdi. O<br />

zamânın parası ile çocuklar için bir akçe, büyükler için ise bir para ücret alırdı. Fazla veren<br />

olursa, fazlasını geri verir, kabûl etmezdi. Tasavvuf hallerine dalmıştı. Gece-gündüz, yaz-kış<br />

dükkanından ayrılmazdı. İki oğlan, üç kız evlâdı vardı.<br />

Divâne bir halde idi. Bir gün ona traş olmaya gelen bir zât, tam sakalının alt tarafını traş<br />

ederken içinden; "Bu divâne bir kimsedir. Usturayı boğazıma çalıvermesin!" diye düşündü.<br />

Hemen kalbinden geçeni anlayıp güldü. Meraklanmamasını, gönül ehlinden kimseye zarar<br />

gelmeyeceğini söyledi.<br />

Bir gün de, bir yerde otururken yanına biri yaklaşıp, Hüseyin Efendi, bizim Ali şimdi nerede<br />

diye yolculukta olan oğlunu sordu. Gözlerini kapayıp açarak; "Falan tepenin alt tarafında,<br />

falan derbentte bir asker ile gidiyorlar." diyerek bulunduğu yeri târif etti. Soran kimsenin<br />

oğlu Ali yolculuktan döndüğünde, Hüseyin Efendinin yerini söylediği gün o yerden geçmekte<br />

olduğunu söyledi. Böylece Hüseyin Efendinin, kerâmet sâhibi bir zât olduğunu anladılar.<br />

Bir kimse bir şey sorduğunda eğer kalabalık arasında ise işi dîvâneliğe vurup başka sözler<br />

söyler, yalnız iken sorarsa, doğru cevap verip müşkilini hallederdi. Bir gün onun abdest<br />

aldığını gören biri, neden abdest alıyorsun, diye sorunca; "Biraz sonra cenâze var da onun<br />

namazını kılmak için hazırlanıyorum." dedi. Sonra baktığında Hüseyin Efendinin küçük<br />

oğlunun vefât ettiğini gördü.<br />

Vefât edeceğini anlayıp, dükkanını kapatarak evine döndü. Üç-beş gün hasta yatıp vefât etti.<br />

Üzerinden, kefen ve defn ihtiyacı için lâzım olan kadar para çıktı.<br />

1) Bahr-ul-Velâye, Süleymâniye Kütüphânesi, H.Hüsnü Kısmı, No: 579<br />

ŞEYH ELVAN<br />

Denizli evliyâsından. Türbesi Denizli'nin Çal ilçesinin Şeyh Elvan köyü mezarlığındadır. Bu<br />

köyün Şeyh Elvan'dan gelen ismi, Kocaköy olarak değiştirilmiştir.Türbe yöre halkı<br />

tarafından ziyâret edilmektedir.<br />

ŞEYH GÂLİB DEDE;<br />

Mevlevî büyüklerinden, meşhûr şâir. İsmi Mehmed'dir. Es'ad ve Gâlib lakaplarıyla<br />

tanınmıştır. 1757 (H.1171) senesinde İstanbul'da doğdu. 1799 (H.1213) senesinde İstanbul'da<br />

vefât etti. Türbesi, Galata Mevlevîhânesindedir. Babası Mevlevî yolunda yetişmiş ârif ve şâir<br />

bir zât olan Mustafa Reşîd Efendidir. Annesi Emine Hâtun da Mevlevî yolunda tasavvuf<br />

ehliydi.Babasından ders aldı. Süleymân Neşet Efendiden Farsça öğrendi. Arapçayı da<br />

öğrenip küçük yaşta tasavvufa yöneldi. Bir müddet Dîvân-ı Hümâyûn kalemlerinden birinde<br />

çalıştı. 1784 senesinde Konya'da bir müddet Mevlânâ Dergâhında kaldı. SeyyidEbû Bekir<br />

Dede'ye talebe olup, Mevlevî yolunda yetişmek için çalıştı.Sonra İstanbul'daYenikapı<br />

Mevlevîhânesinde tasavvuftaki çalışmalarını tamamlayıp Mevlevî yolunda yetişti. Seyyid Ali<br />

Nutkî Dede Efendiden hilâfet alıp, GalataMevlevîhânesinde şeyh olarak vazîfelendirildi ve<br />

ömrünün sonuna kadar bu hizmeti yürüttü. Sultan Üçüncü Selîm Han ile de dost olup, saraya<br />

sık sık gidip sohbet ederlerdi.<br />

Şeyh Gâlip güçlü bir şâir olup, dîvân şiirinin hemen hemen bütün türlerinde şiir yazmıştır.<br />

Zengin hayal gücü, geniş kültürü, kuvvetli sanatı ve ince üslûbu ile dîvân edebiyâtının<br />

meşhur şâirlerinden olmuştur. Şiirlerinde tasavvufî yön ağırlıktadır. Yirmi dört yaşındayken<br />

yazdığı Dîvân'ı genellikle gazellerden meydana gelmiştir. Hüsn ü Aşk adlı manzûmesi dîvân

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!