22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

işleriyle ilgilenen kimse) olan zâta rüyâsında Şeyh Abdurrahmân Ebü'l-Vefâ'nın nâşının<br />

defnedildiği yerden kaldırılarak, kendi türbesi yanına defnedilmesini emretti. Nakîbü'l-eşrâf<br />

uyandığında rüyâdır diye önem vermedi. Ancak Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî ikinci ve<br />

üçüncü defâ Nakîbü'l-eşrâfın rüyâsına girdi. Son defâsında elindeki asâ ile Şeyh<br />

Abdurrahmân Ebü'l-Vefâ hazretlerinin kabir yerini işâret buyurdu. Nakîbü'l-eşrâf ertesi sabah<br />

gördüğü rüyâyı anlatınca, kabri nakledilerek bildirilen yere defnedildi.<br />

1) Sirâcü'l-Kulûb; s.34, 35<br />

ŞEYH ABDURRAHMÂN EŞŞÂVİRÎ;<br />

Anadolu velîlerinden. 1899 (H.1317) senesinde Eruh’a bağlı Şavira köyünde doğdu. Hazret-i<br />

Ömer’in neslindendir. 1974 (H.1394) senesinde Siirt’e yaptığı bir ziyâret sırasında vefât etti.<br />

Kendi köyü Şavir’de defnedildi. Tahsil çağına gelince önce babasından okudu. Babası birinci<br />

dünyâ savaşından hemen önce vefât etti. Âilenin yaşça en büyüğü olduğundan âilesini<br />

geçindirmek için tahsili terketmek zorunda kaldı. Yirmi yaşında evlendi. Ancak tahsil<br />

yapamadığı için câhil kalmaktan çok üzgündü. Her şeye rağmen tahsile karar verdi. Bu<br />

durumu hanımına söyleyince, hanımı buna râzı olmadı. Bunun üzerine hanımından ayrıldı.<br />

Tahsile başladı. Önce Nivili’deki Molla Yahyâ’nın yanına gidip ondan ders aldı. Sonra<br />

Güveş’e gidip bir müddet de Molla Muhammed'den ders aldı. Ardından Fârikîn'de Tivanikli<br />

Molla Zâhir'e gitti. Bu zâttan ders aldığı sırada Molla Câmî kitabını okurken, dedesi Şeyh<br />

Abdullah'ı rüyâsında görürdü. Dedesi ona metin okurdu. Şerh-ül-Akâid kitabına kadar<br />

geldiğinde teberrük için iki veya üç dersi de, Feth-ül-Celîl Şerhu Mutavvel-il-Hıbrî Molla<br />

Halil kitabının müellifi küçük Molla Hasan'dan aldı.<br />

Bu tahsilden sonra tasavvufta Nakşî yolu şeyhlerinden Şeyh İbrâhim Halebi hazretlerinin<br />

yanına gidip ona talebe oldu. Bu hocasından hem ilimde hem de tasavvufta icâzet aldı.<br />

Hocasının vefâtından sonra Van’da bulunan Şeyh Ramazan hazretlerine tâbi oldu.<br />

Şeyh Ramazan Efendiye tâbi olmasının sebebi şöyledir: Şeyh Ramazan Efendi Siirt’te<br />

talebelerinden Hacı Receb’in evinde sohbet ediyordu. Sohbetinde sevgili Peygamberimiz<br />

Muhammed aleyhisselâmı medhediyor ve medhini şiir şeklinde söylüyordu. Bu sohbette<br />

Şeyh Abdurrahmân da vardı. Bir ara Şeyh Ramazan Efendiye; “Resûlullah'ı öyle<br />

medhediyorsun ki sanki karşınızda görüyor gibisiniz.” dedi. “Evet Resûlullah’ı görüyorum.”<br />

deyince; "Biz bunca yıl ilim tahsili ile meşgul olduk göremedik. Siz nasıl görüyorsunuz.”<br />

dedi. “Resûlullah’ı görmek istiyor musunuz?” diye sordu. “Elbette görmek isterim.” dedi.<br />

Sohbet bitip cemâat dağıldıktan sonra gusül abdesti almasını söyledi. Sonra yanına oturup;<br />

“Gözlerini kapa." dedi. Anında kendini Medîne-i münevverede Şeyh Ramazan Efendi ile<br />

birlikte Resûlullah’ın huzûrunda buldu. Peygamber efendimiz Şeyh Abdurrahmân’a<br />

oturmasını Şeyh Ramazan’a da huzurda bulunanlara su dağıtmasını emir buyurdu.<br />

Şeyh Ramazan Efendinin bu kerâmetini görünce; “Vallahi bütün insanlar benden yüz çevirse,<br />

ben Şeyh Ramazan hazretlerini terk etmem.” diyerek ona talebe oldu.<br />

Talebelerinden Sûfi Nûreddîn şöyle anlatmıştır: “Şeyh Abdurrahmân hazretleri bir sene<br />

hacca gitti. Ben de kendisiyle gitmek istedim, fakat bana; “Bu sefer benimle gelme. Allahü<br />

teâlâ izin verirse gelecek sene gidersin. Tabi nasib olursa, nasib olmazsa o başka." buyurdu.<br />

Fakat nasib olmadı gidemedim. Üçüncü sene hocam Şeyh Abdurrahmân hazretleri gitmediği<br />

için bana yine nasib olmadı. Bu sefer bana buyurdu ki: “Benimle hacca gitmen nasib olmadı.<br />

Fakat inşâallah öyle birisiyle gideceksin ki kesinlikle derecesi bizden aşağı değildir.” Aradan<br />

yirmi seneye yakın zaman geçti. Siirt’ten zamânın meşhur zâtlarından Seyyid Tâhir'in<br />

kalabalık bir kâfile ile hacca gideceğini duydum. O sıralarda geceleri rüyâmda hep hocam<br />

Şeyh Abdurrahmân hazretlerini gördüm. Bana; “O vakit geldi!” buyurdu. Bunun üzerine

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!