22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

senesinde evlendi. İki oğlu üç kızı vardır.<br />

1983 senesinde bir yolculuğu sırasında hastalandı ve bu hastalıktan vefât etti. Bir Ramazan<br />

ayının onuncu gününde Lahor'a gitmişti. Orada oğluna; "Kendimde halsizlik hissediyorum.<br />

Beni Sehanpâl'e götür." dedi. İki gün sonraSehanpâl'e ulaştılar. Orada biraz iyileşti. İki defâ<br />

yazı yazmak ve dostlarına mektup yazmakla meşgûl oldu. Bu mektubunda; "Hâlim iyi<br />

değildir. Zayıf düştüm." diyerek hastalığını belirtmiştir. Bu arada iki defâ hastalığı ağırlaştı,<br />

ateşi yükseldi. Yapılan tedavilere rağmen hastalığı geçmedi. Gün geçtikçe halsizleşti.<br />

Konuşamayacak hâle gelip, maksadını işâretle anlatmaya başladı. Ramazanın on dokuzuncu<br />

günü biraz iyileşip konuştu. Sonra Genc-i Bahş hazretlerinin hallerini anlatan kitaptan biraz<br />

okutup dinledi ve vasiyetini yaptı. Ramazân-ı şerîfin yirmi ikinci günü öğleden sonra vefât<br />

etti.<br />

Vefâtı, sevenlerini çok üzmüştür. Onu tanıyan ilim ehli pekçok kimse, hakkında medhedici<br />

sözler söylemişlerdir. Genc-i Bahş Kütüphânesinin eski müdürü Prof. Muhammed Hüseyin<br />

Tesbîhî onun vefâtını öğrenince; "Âlim ve fâdıl hazret-i Seyyid Şerîf Ahmed Şerâfet<br />

Nevşâhî'nin vefât haberi beni pek ziyâde üzdü. Ah! Yazık ki şimdi Nevşâhî âilesinden ilim<br />

hazînesi olan o zât da gitti..." demiştir.<br />

Dr. Muhammed Eyyûb Kâdirî de onun için; "Büyük bir velî, şeyh-i tarîkat, yazar, şâir, edip,<br />

târihçi idi. Hayâtı gâyet sâde ve mütevâzî idi. Umûmî olarak Pencab âlimleri arasında ve<br />

husûsî olarak da Nevşâhî âilesi arasında kâmil ve mütehassıs bir zât idi." demiştir.<br />

Prof. Muhammed İkbal Müceddidî; "Zaman onun gibi bir dehâ daha yetiştiremez. Hiç kimse<br />

onun yaptığına güç yetiremez kanâatindeyiz." demiştir.<br />

Prof. Ahtar Râhî ise; "O, son nefesine kadar ilimle meşgul olmuştur. Allahü teâlâ onun ilme<br />

ve dîne hizmetlerini kabûl buyursun." demiştir.<br />

Urdu dili muallimlerinden Muhammed Sıddık da onun için; "O, ilim deryâsında, fazîlette,<br />

hakîkat ve mârifette zamânın nâdir yetiştirdiği bir zâttır. Tevâzû ve şeref sâhibi olmak onun<br />

tabiî husûsiyeti idi. O sahrâda esen güzel bir rüzgâr idi. Vefâtıyla serin esintisi son buldu!"<br />

demiştir.<br />

Şerâfet Nevşâhî kendini ilme o kadar vermişti ki; "Eğer ilimle, kitap okumakla, yazmakla<br />

meşgûl olmasam muhakkak hasta olurum." demiştir. En küçük fırsatı dahi değerlendirir,<br />

devamlı ilimle meşgûl olurdu. Yolculuğa çıkınca büyük bir azimle aynı meşgûliyetini devâm<br />

ettirirdi. Büyük bir kütüphâne kurmuş, devamlı bu kitaplarla meşgûl olmuştur. Bütün<br />

kitaplarını cild içinde mütehassıs bir sahâfa ciltletmiştir. Kitap okumaktan yorulunca<br />

yazmaya, yazmaktan yorulunca da okumaya başlar, aslâ boş durmazdı. Yazdığı eserler ve<br />

çalışmaları onu tanıyan ilim ehlini hayrete düşürmüştür. Kitapları ve müelliflerini o derece<br />

bilirdi ki, hangi kitaptan söz açılsa, kitabı ve müellifini, muhtevâsını, şaşılacak derecede<br />

anlatır, o hususta doyurucu bilgi verirdi. Bir defâsında Lahor şehrinde Melfûzât-ı Nevşah<br />

Genc-i Bahş adıyla da bilinen Çıhâr Behâr adlı kitabın el yazma nüshasını sâhibinden bir<br />

geceliğine emânet almış, o gece kitabı yazıp bitirmiştir. Pekçok kitabı da satın almıştır.<br />

Şerâfet Nevşâhî'nin Şerîf-üt-Tevârih adlı târihle ilgili eseri çok meşhurdur.<br />

Ayrıca tercüme ve telif yoluyla yazdığı pekçok eseri olup, bir kısmı şunlardır:<br />

Dürr-ül-Yetîm (Besmelenin fazîleti hakkında), Ulûm-ıKur'ân, Er-Ravd-ül-Cinân fî<br />

Ahâdîs-i Seyyid-il-İns ve'l-Cân, Envâr-üs-Seyyidât fî Âsârı Sâdât, Tuhfe-i Muhibbîn fî<br />

Cevâzi Simâi Âşikîn, Siyâdet-ül-Ulûbe, Sahîfe-i Mesâil, ZaferiHanefiyye ber Fırka-i<br />

Mirzâiyye, Mir'ât-ül-Hak, İsbât-ı Sohbet-ül-Hasan maaİmâm-ı Ebi'l-Hasan, Cevâhirât,<br />

Hazâin-ül-Esrâr, Kelimât-ı Tayyibât, Feyz-i Çeştiyye, İ'câz-üt-Tevârih, A'dâd-üt-Târih,<br />

Târih-i Sehanpâl, Târîh-i Selâtîn, Târîh-i Abbâsî, Vâkıat-ıCenk, Şerîf-üt-Tevârîh,<br />

Meâhiz-i Ahvâl-i Nevşâhiyye, Tezkirat-ü Muhadderât, Avâkıb-ül-Meâkıb, Tezkire-i

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!