22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

adedi bilinmemektedir. Talebelerinin hepsine temel bilgileri öğrettikten sonra, herbirini<br />

kâbiliyetli olduğu ilimde yetiştirdi. Yetişen talebelerini memleketin çeşitli yerlerine gönderdi.<br />

Medresesindeki talebelerini kendi yetiştirdiği mütehassıs âlimlerin ellerine tevdî etti. Kendisi<br />

daha çok, kitap yazmak, ibâdet etmek, müşkil meseleleri halletmekle meşgûl oldu. Kendisini<br />

ilme öyle verirdi ki, sabah namazını müteâkip çalışmaya başlar, uzun zaman devâm eder,<br />

yemek yemek bile hatırına gelmezdi. Namaz hâricinde bütün dikkatini çalışmaya verirdi.<br />

Allahü teâlânın kelâmı olan Kur’ân-ı kerîmi tilâvet ederken, tam bir edeb ve dikkat üzere<br />

bulunur, Resûlullah efendimizin mübârek hadîs-i şerîflerini mütâlaa ederken bambaşka bir<br />

şekil alırdı. Bilmeyen biri görse onun hâline acırdı. Allahü teâlâ, onun Kur’ân-ı kerîme ve<br />

hadîs-i şerîflere gösterdiği edeb ve hürmetin bereketine, kendisine yüksek dereceler ihsân<br />

etti. Fârisî olarak kısa ve özlü bir tefsîr yazdı. İlim sâhibi olup, tefsîr okuyabilecek seviyeye<br />

gelen talebelerine tâlim ettirdi. Tefsîr okuyabilecek seviyeye gelmeyenlerin bu pek kıymetli<br />

eserden fayda yerine zarar görebileceklerini anlatırdı. Bilhassa hadîs-i şerîf ilminde çok<br />

ilerleyen Şâh Veliyyullah-ı Dehlevî hazretleri, kendisi de tasavvufta yüksek derecelere<br />

erişmiş olmasına rağmen; “Allahü teâlâ, bize sahîh keşfler ihsân eyledi. Bu zamanda, hiçbir<br />

yerde Mazhâr-ı Cân-ı Cânân’ın benzeri yoktur. Makamlarda ilerlemek isteyen onun<br />

hizmetine gelsin!” buyururlar ve talebelerden istidât ve istekli olanları Mazhar-ı Cân-ı Cânân<br />

hazretlerine gönderirlerdi. Ayrıca Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerine yazdıkları<br />

mektuplarında; “Allahü teâlâ fazîletlerin tecellî yeri olan sizlere uzun zaman selâmet versin<br />

ve bütün müslümanları bereketlerinize kavuştursun!” diye yazardı. Mazhar-ı Cân-ı Cânân<br />

hazretleri de; “Şâh Veliyyullah derin hadîs âlimidir. Mârifet esrârının tahkîkinde ve ilmin<br />

inceliklerini bildirmekte, yeni bir çığır açmıştır. Bütün bu bilgileri ve üstünlükleri ile birlikte<br />

doğru yolun âlimlerindendir.” buyurur, talebelerinden istidâtlı ve istekli olanları Şâh<br />

Veliyyullah’a gönderirlerdi.<br />

Bütün ilimlerde söz sâhibi olan, fakat bâzı ilimlerde daha fazla mütehassıs olan Şâh<br />

Veliyyullah-ı Dehlevî, Kur’ân-ı kerîmin kırâatı ve nüzûlü, tefsîr, hadîs, fıkıh, siyer, tasavvuf<br />

bilgileri gibi ilim dallarında pek kıymetli olan iki yüz civârında eser yazdı. Otuz yedi-otuz<br />

sekiz senelik bir zaman zarfında yazılan bu kıymetli eserlerden bir kısmı kütüphânelerde<br />

mevcud olup, bir kısmının ise sâdece isimleri eserlerde zikredilmektedir. Hindistan’ı<br />

İngilizlerin yağmalaması esnâsında yok olduğu tahmin edilen bu kıymetli eserlerden mevcud<br />

olanların çoğu defâlarca basılmış, insanlar bunlardan istifâde etmişlerdir. Şâh Veliyyullah-ı<br />

Dehlevî'nin; Şâh Abdül’azîz Sâhib, Şâh Refî’uddîn Sâhib, Şâh Abdülkâdir Sâhib ve Şâh<br />

Abdülganî Sâhib isimlerinde dört oğlu vardı.<br />

Zamânında bulunan ve daha sonra gelen büyük âlim ve velîler, Şâh Veliyyullah hazretlerini<br />

çok medhetmişler, çok övmüşlerdir. Fevâid-ül-Behiyye ve başka kıymetli kitapların sâhibi<br />

olan Muhammed Abdülhay el-Lüknevî, Şâh Veliyyullah’ı anlatmaya başlarken buyuruyor ki:<br />

“Himmet sâhibi büyük imâm, insanlar arasında Allahü teâlânın hucceti, hidâyete<br />

kavuşanların önderi, ümmetin dayanağı, ulemânın âlimi ve öncüsü, enbiyânın vârisi, sünnet-i<br />

seniyyenin ihyâ edicisi olan Şeyhülislâm Kutbüddîn Veliyyullah bin Abdürrahîm el-Ömerî<br />

ed-Dehlevî, ilimde deryâ misâli, fâzıl bir zâttır...”<br />

Müftî Ahmed Kâgûrî diyor ki: “Şâh Veliyyullah, aslı (kökü) kendi evinde, dalları ise<br />

müslümanların evlerine kadar uzanmış mübârek bir ağaç gibidir. İlim ve feyzi her tarafa<br />

yayılmıştır.”<br />

Buyurdu ki: “Zekât, bereketi çoğaltır. Gazâb-ı ilâhîyi söndürür. Feyz ve bereketin gelmesine<br />

sebeb olur. Âhirette cimriliğin sebeb olduğu azâbı def eder.”<br />

“Mal sevgisi ve cimrilik, insana zararlı olur. Asıl maksaddan uzaklaştırır. Bu ise insanı<br />

sıkıntıya düşürür, mânen rahatsız eder. İnsanın mal sevgisinden ve cimrilikten kurtulması<br />

ancak yanındaki çok sevdiği şeyleri fakirlere vermeye kendini alıştırmakla olur."<br />

“Bir gün bir fakir benden bir şey istemişti. O fakir zarûret içinde kıvranıyordu. Kalbime

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!