22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Allahü teâlânın aşkıyla yanıp tutuşsun. Biz sizden çok memnûnuz. Allahü teâlâ size dünyâda<br />

ve âhirette iyilikler versin. Ehl-i sünnet yolunun büyükleri de sizden hoşnûd olsunlar. Mânevî<br />

üstünlüklerinizle nice kimselerin güzel ahlâka kavuşmasına sebeb olursunuz. Hocanızı<br />

duâdan unutmayınız. Tefsîr, hadîs, Mektûbât-ı Şerîf, Avârif, Te’arruf, Nefehât-ül-Üns ve<br />

fıkıh kitapları meclisinizde okunsun. Bâzı zamanlar Allahü teâlânın sevgisinden secdeye<br />

kapanıp yalvarın, yakarın, ağlayın, inleyin. Yalnız olduğunuz zamanlar bizi hatırlayın ve<br />

hayır duâ edin. Risâlenizi çok beğendim. Allahü teâlâ size ve talebelerinize en güzel iyilikler<br />

ihsân eylesin. Hakk’ı arayanları da kendi yoluna, dînine kavuştursun. Baba ve dedelerinize<br />

ihsân ettiği iyilikleri size de versin. Size ve yanınızdakilere selâm ederim.”<br />

1) Makâmât-ı Mazhariyye; s.177<br />

2) Hadîkat-ül-Evliyâ; Birinci kısım; s.158<br />

3) Dürr-ül-Me’ârif; İstanbul 1394<br />

4) Mekâtib-i Şerîfe; (İstanbul, 1992 Baskısı) s.248<br />

5) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49. Baskı) s.1045<br />

6) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.18, s.220<br />

ŞÂH ŞÜCÂ KİRMÂNÎ;<br />

Büyük velîlerden. Adı Şâh bin Şücâ, künyesi Ebü’l-Fevâris’tir. Kirman pâdişâhının oğlu olup<br />

zamânının büyüğü, hakîkat yolunun önderi idi. Firâseti keskindi. İşi evliyâyı bulup, onunla<br />

sohbet etmekti. Ebû Türâb Nahşebî, Ebû Hafs, Ebû Ubeyd Busrî ve Yahyâ bin Muâz gibi<br />

âlimlerle sohbet etmiştir. Ebû Osman Hîrî talebesi iken, Şâh Şücâ’nın izniyle Ebû Hafs’ın<br />

talebesi olmuştur. Şâh Şücâ 889 (H.276) da vefât etti.<br />

Tövbesinin sebebi şöyle anlatılır: “Şâh Şücâ dünyâya geldiği vakit, göğsünün üzerinde yeşil<br />

bir hatla “Allah celle celâlühü” yazılıydı. Gençlik zamanında gezip tozmayı, eğlenmeyi<br />

kendine iş edinmişti. Saz çalıp, şarkı söylerdi. Bir gece, bir mahallede, saz çalıp şarkı<br />

söylüyordu. Bir kadın evinden çıkıp, onu seyretmeye gitmişti. Kocası uyanıp karısını evde<br />

göremeyince, dışarı çıkıp karısını Şâh Şücâ’yı seyrederken görünce, Şâh Şücâ’ya; “Ey zâlim!<br />

Tövbe etmenin zamanı gelmedi mi?” diye sordu. Şâh Şücâ’ bunun etkisinde kalarak; “Geldi,<br />

geldi...” deyip elbisesini yırttı ve sazı kırdı. Eve gelip gusül abdesti alarak, kırk gün dışarı<br />

çıkmadı ve bir şey yemedi. Bunun için babası; “Bize kırk yılda vermediklerini ona kırk<br />

günde verdiler.” demişti.<br />

Şâh Şücâ kırk yıl uyumadı. Uyumaması için gözüne tuz sürerdi. Gözleri bu yüzden devamlı<br />

kızarık olurdu. Bir gece uyuduğunda, rüyâsında anlatılması güç, çok güzel şeyler gördü.<br />

Bundan sonra onu nerde görseler, yanında bir yastığa dayanır uyurdu. “Belki öyle bir rüyâ<br />

görürüm diye uyuyorum.” derdi. Uyumağa âşık olmuştu. “Böyle rüyânın bir ânını, bütün<br />

âlemin uyanıklığına değişmem.” buyururdu.<br />

Şâh Şücâ ile Yahyâ bin Muâz arasında iyi bir dostluk vardı. Aynı bölgede bulundukları<br />

halde, Şâh Şücâ, Yahyâ bin Muâz’ın meclisinde bulunmazdı. "Niçin Yahyâ bin Muâz’ın<br />

sohbetlerine katılmıyorsun?” dediklerinde, “Doğrusu budur.” derdi. Isrâr etmeleri üzerine, bir<br />

gün gidip bir köşede oturdu. Yahyâ bin Muâz konuşamadı ve; “Burada, konuşmaya benden<br />

lâyık birisi vardır.” dedi. Şâh Şücâ, “Benim buraya gelmem uygun olmaz demedim mi?”<br />

dedi.<br />

Ebû Hafs, Şâh Şücâ’ya bir mektup yazarak: “Nefsime, amelime ve kusuruma bakıp<br />

ümitsizliğe düştüm.” dedi. Şâh Şücâ ona cevap yazarak şöyle dedi: “Mektubunu kendi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!