22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

2) Makâmât-ı Ahyâr; s.87<br />

3) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49. Baskı) s.1034<br />

4) Zikrussaîdeyn<br />

ŞAH RAÛF AHMED;<br />

Hindistan’ın büyük velîlerinden. İslâm âlimi İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin küçük oğlu<br />

Muhammed Yahyâ’nın neslindendir. 1786 (H.1201) senesinde doğdu. 1837 (H.1253)de<br />

hacca giderken Yemen’de denizde şehîd oldu. Yemen’de medfûndur. Evliyânın<br />

meşhurlarından Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin meşhûr talebelerindendir. Zâhir ve bâtın<br />

ilimlerinde âlimdi.<br />

Önceleri Şeyh Dergâhî’nin talebeleri arasına girdi. Sonra teyzesinin oğlu Ebû Saîd<br />

Müceddidî’nin mânevî işâreti ile, Abdullah-ı Dehlevî’nin sohbetine kavuştu. Onun terbiye ve<br />

himâyesinde kemâle geldi. Abdullah-ı Dehlevî hazretlerinin icâzet ve işâretiyle Hindistan’ın<br />

Behûpal kasabasına giderek, insanlara doğru olarak dînimizi anlatmaya başladı. Orada ilim<br />

ve edeb öğretti. Yüzlerce talebesi oldu. Onun mânevî terbiyesinde çok kimseler velîlik<br />

makâmına kavuştular.<br />

Şâh Raûf Ahmed, hocası Abdullah-ı Dehlevî’nin kıymetli sözlerini ve günlük sohbetlerini<br />

ihtivâ eden, Dürr-ül-Me’ârif isminde çok kıymetli bir eser yazdı. Bu eser, İhlâs Holding<br />

A.Ş. tarafından neşredildi. Ayrıca tefsîr, hadîs ve fıkha dâir çok eserleri vardır. Hocasının<br />

mektuplarını toplayıp, Mekâtib-i Şerîfe isminde bir kitap yaptı. Farsça ve Hindce şiirleri<br />

ihtivâ eden Dîvân-ı Raûf adlı bir de dîvânı vardır.<br />

Hocasından naklen buyurdu ki:<br />

“İnsan dâimâ Allahü teâlâya yönelmelidir. Her an ve zamanda, her ibâdet ve işte kendisine<br />

gelen feyz ve nûrları düşünmeli, nasıl bir berekete kavuştuğunu anlamalıdır. Meselâ; namaza<br />

durduğunda gelen nûrlar ve bereketlerin nasıl olduğunu, kırâat ile berâber bu feyz ve<br />

bereketlerin ne hâle döndüğünü, Allahü teâlâya hamdü senâdaki feyzi, dil ve Kelime-i tevhîd<br />

söylemekteki bereketi, hadîs-i şerîfleri okurken ihsân buyurulan sırları incelemeli ve bu<br />

sûretle günahlardan hâsıl olan mânevî zararları gözleyip, anlamalıdır. Meselâ; haram ve<br />

şüpheli lokmadan kalbe nasıl bir zulmet geliyor ve gıybet etmek insanın bâtınına nasıl zarar<br />

veriyor, yalan söylemek kalbde nasıl bir leke bırakıyor anlaşılır. Böylece, bütün haram,<br />

mekrûh ve günahların zehir, zarar ve ziyân olduğu vicdânen bizzat farkedilir. Yâni her<br />

hâlinde, her iş ve sözünü inceleyip, İslâmiyete uygun olup olmadığını dikkat ile tâkib<br />

etmelidir. Eğer işi ve sözü İslâmiyete uygun ise, bunun şükrünü yerine getirmelidir. Eğer,<br />

Allahü teâlâ muhâfaza buyursun, O’na aykırı ve uymuyor ise hemen tövbe etmeli, istigfârda<br />

bulunmalıdır. Âşikâre işlenen günahın tövbesi âşikâre yapılmalı, gizli günahınki de gizli<br />

yapılmalıdır. Tövbeyi geciktirmemelidir. Çünkü Kirâmen kâtibîn melekleri, işlenen günahı<br />

hemen yazmazlar, müminin tövbe etmesini beklerler. Tövbe edince bu günahı hiç<br />

yazmazlar.”<br />

MEMNUN OLDUM<br />

Hocası Abdullah-ı Dehlevî, bir mektubunda Şâh Raûf Ahmed’e şöyle demektedir:<br />

“Mektubuma Rahmân ve Rahîm olan Allahü teâlânın mübârek ismi ile başlıyorum. Selâm<br />

ederim. İki mektubunuzu ve gönderdiğiniz, içinde hep doğru yazılar bulunan risâleyi aldım.<br />

Çok memnûn oldum. Allahü teâlâ size iyi karşılıklar versin. Allahü teâlâ bereketlerinizi ve<br />

güzel ahlâkı yaymadaki gayretinizi arttırsın, insanlar içinde Hak ile bulundursun ve kalbiniz

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!