22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ediyorum” dedim. Bana; “Seni yetiştirecek bir velî, daha bu ilmi öğretmeye başlamadı.”<br />

buyurdu. Yanından ayrıldıktan sonra etraftakilere; “Bu zâtın ismi nedir?” diye sordum.<br />

“Molla Habîb’dir.” dediler. Aradan on beş yıl geçti. İstanbul’a gittim. İstanbul’da çeşitli<br />

yerlerde on beş sene daha çalıştım. Bir Cumâ günü Ayasofya Câmiine gitmiştim. Biri vâz<br />

ediyordu. Sözlerinden çok etkilendim. Kalbimden geçen pekçok suâllerimi cevaplandırdı.<br />

Onu dinlemekle bütün endişelerimden kurtuldum. Kalbimi bir nûrun doldurduğunu hissettim.<br />

Etrâfımdakilere; “Bu vâzı kim yapıyor?” diye sorunca; “Sünbül Sinân hazretleri” dediler.<br />

Vâz bitince hocanın huzûr-i şerîfine varıp elini öptüm. Daha bir şey söylemeden; “Tokat’ta,<br />

Molla Habîb’in eline yapıştığın zaman, onun sana söylediklerini hatırlıyor musun?” diye<br />

sordu. O anda hayretten dona kaldım. Bundan tam otuz sene öncesini soruyordu. “Efendim!<br />

Bunu size kim söyledi?” diye sordum. O da; “Allahü teâlânın yolunda olanlara bunları<br />

bilmek güç değildir. Fakat asıl maksad Allahü teâlânın rızâsına kavuşmaktır.” buyurdu. Beni<br />

talebeliğe kabûl etti. Kısa zamanda teveccühlerine kavuşup, halîfesi olmakla şereflendim.<br />

Beni Rumeliye göndererek, insanlara dîni öğretmekle vazifelendirdi. Oradaki insanlara<br />

Sünbülî tarîkatını öğretecek, hak yolu bildirecektim. Hazırlığımı yaparak Hayrabolu<br />

kasabasına gittim. Câmiye gidip iki rekat namaz kıldıktan sonra, câmiye bir genç girdi ve;<br />

“Hoş geldiniz, safâlar getirdiniz Maksûd Dede!” deyiverdi. Hayret etmiştim. Burası hiç<br />

gelmediğim bir yerdi. Beni nereden tanıyordu. Sordum; “Ey delikanlı! İsmimin Maksûd<br />

olduğunu nereden biliyorsun?” dedim. Cevap olarak; “Ben aslında iyi bir kimsenin oğlu<br />

idim. Babam vefât ettiğinde küçüktüm. Birkaç arkadaşımla Allahü teâlânın zâtına ve<br />

sıfatlarına âit ilimlerde mârifet sâhibi olmak için seyahate çıkmak istedik. O sırada babamın<br />

arkadaşlarından biri bana nasîhat etti ve bu iş için istihâre yapmamı tavsiye etti. O gün<br />

istihâre namazı kıldım ve duâ ettim. Yattıktan sonra rüyâmda, nûr yüzlü bir ihtiyar gördüm.<br />

Bana; “Filân gün câmiye şu kıyâfette bir kimse gelecektir. İsmi Maksûd Dede’dir. Ona<br />

yardımcı ol, emrine uygun hareket et!” diye buyurdu. Bu sebeple buraya geldim. Bütün<br />

emirlerinize âmâdeyim.” dedi. “Rüyâda gördüğün nûr yüzlü kimseyi bana târif edebilir<br />

misin?” dedim. Târif etti, aynen hocam Sünbül Sinân’ın şemâline uyuyordu. Meğer o gece<br />

rüyâda, o gence benim geleceğimi bildiren hocammış.”<br />

1) Şakâyik-ı Nu’mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); s.371<br />

2) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; 49 Baskı s.1146<br />

3) Sefînet-ül-Evliyâ; c.3, s.232<br />

4) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.14, s.350<br />

5) Tezkiret-ül-Halvetiyye<br />

6) Lemezât<br />

SÜVEYD SİNCÂRÎ;<br />

Büyük velîlerden. Şarkın büyük evliyâsı adıyla şöhret buldu. İsmi Süveyd Sincârî’dir.<br />

Nasrullah diyenler de vardır. Diyarbakır’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. Musul’un<br />

yetmiş kilometre batısında bir kaza merkezi olan Sincar’da vefât etti. Kabr-i şerîfi orada olup,<br />

ziyâret mahallidir<br />

Süveyd Sincârî hazretleri, Allahü teâlânın, kulları arasından seçtiği ve dilinde hikmetli sözler<br />

söylettiği ve hârikulâde hallere kavuşturduğu velî bir kuluydu. Herkes tarafından sevilip<br />

saygı ve hürmet gördü. İlim, amel, ihlâs, zühd sâhibi olup, dünyâ ve dünyâlık olan şeylerden<br />

uzak durmakta emsalsizdi. Ömrünün çoğunu Sincar ve civârında geçirdi. Çok talebe<br />

yetiştirdi. Şeyh Hasan Telaiferî, Osman bin Âşûr Sincârî ve başka âlimler ona severek talebe

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!