22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1) Hadîkatü'l-Evliyâ; s.123-127<br />

2) Özel Not<br />

SÜLEYMÂN RÜŞDÎ EFENDİ;<br />

Batı Anadolu'da Aydın taraflarında yetişen büyük velîlerden. Hayâtı hakkında fazla bilgi<br />

yoktur. Doğum târihi belli değildir. Nâzilli'nin Karamullu köyünde doğdu. 1834 (H.1250)<br />

senesinde Nâzilli'de vefât etti.<br />

Süleymân Rüşdî Efendi, önce Karamullu köyünün efesi idi. Halk kendisinden çok korkardı.<br />

Daha sonra, Nâzilli'de Mehmed Zühdî Efendi'yi görüp, ona talebe oldu. MehmedZühdî<br />

Efendi'nin yanında kemâle eren Süleymân Rüşdî Efendi, çok yüksek mertebelere kavuştu.<br />

Efelik zamânında kullandığı bıçağını, palasını ve tüfeğini, oturduğu odanın duvarına astı.<br />

Kendisine bağlı efeleri de ona talebe oldular. Önceleri Mîrzâde diye meşhûr idi. Sonra Rüşdî<br />

mahlasını aldı.<br />

Sultan İkinci Mahmûd Hân'a, Süleymân Rüşdî Efendi hakkında bâzı iftirâlar yapıldı. Bunun<br />

üzerine Halîl Paşa vâsıtasıyla İstanbul'a dâvet edildi. Süleymân Rüşdî Efendi, Pâdişâh'ın bu<br />

dâvetine icâbet etti. İstanbul'a gelip, Fındıklı'da ikâmet etti. Eyyûb'de, Râmi kışlası civârında<br />

Sultan İkinci Mahmûd Hân ile görüştü. Süleymân Rüşdî Efendi, sanki pâdişâh ile değil de,<br />

sıradan bir kimse ile görüşüyormuş gibi rahat hareket ediyordu. Sultan İkinci Mahmûd Hân,<br />

bâzı özelliklerinden bahsederek, pâdişâh olduğunu, pâdişâh karşısında daha başka<br />

davranması gerektiğini anlatmak isteyince, Süleymân Rüşdî Efendi; "Sultânım! Âhirette<br />

bahsettiğiniz evsâftan sormazlar. Siz çobansınız. Tebanızın çobanısınız. Sürünüzden<br />

mesûlsünüz. Size bunu sorarlar. Sen buna dikkat et!" deyip oradan ayrıldı. Bu yüzden Sultan<br />

İkinci Mahmûd Hanın takdir ve hürmetini kazandı. Sonra Nâzilli'ye döndü. Orada Allahü<br />

teâlânın emir ve yasaklarını anlatmaya ölünceye kadar devâm etti.<br />

Bir şiiri şöyledir:<br />

Dâvetim var Zâhidâ meydân-ı ışka gelmeli,<br />

Cild-i gafletten çıkıp, uryân-ı ışka gelmeli,<br />

Cân u dilden gûş edip, irfân-ı ışka gelmeli,<br />

Gelmeli şâhım deyû sultân-ı ışka gelmeli,<br />

Anlayıp ışk hikmetin dîvân-ı ışka gelmeli.<br />

Süleymân Rüşdî Efendinin, Siyer-i sülûk ve Silsile-i Uşâkiyye'ye dâir iki eseri vardır.<br />

Sülûk'a dâir olan eseri, birçok hakîkatlerden bahseder.<br />

1) Sefînet-ül-Evliyâ; c.4, s.260<br />

2) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.18, s.218<br />

SÜLEYMÂN SIDKI EFENDİ;<br />

İstanbul velîlerinden. İsmi Süleymân Sıdkî olup, İzzî Efendi-zâde diye bilinir. 1795 (H.1210)<br />

senesinde İstanbul'da Sütlüce semtinde doğdu. 1843 (H.1259) senesinde İstanbul'da vefât etti.<br />

Sütlüce'deki Sa'dî Dergâhı bahçesine defnedildi.<br />

Süleymân Sıdkî Efendi, babasının terbiye ve himâyesinde yetişti. Aklî ve naklî ilimlerde<br />

üstün bir dereceye yükseldi. Son derece cömert, kerîm ve zarîf bir zât idi. Dünyânın geçici<br />

şeylerine gönül bağlamazdı. Sultan İkinci Mahmûd Hân kendisine çok saygı gösterirdi. 1836<br />

senesinde dergâhını yeniden yaptırdı. Dergâh kitâbesindeki beytler sultana duâdır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!