22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Abdullah hazretlerinin üzerine gönderdi. Ancak ona hiçbir şey yapamadılar. Tekrar şehâdet<br />

getirmesini söyledi. Fakat yine müslüman olmadı. Üçüncü defâsında da Kelime-i şehâdeti<br />

söylemesini istedi. Direnince, sol eline bir çakı bıçağı alıp yahûdînin boynunu kesti. Bu haber<br />

sultana ulaşınca inanamadı. İşin doğru olduğunu anlayınca, kâtili yakalayıp bana getirin diye<br />

emir verdi. Askerler yakalamak için yanına gittiler. Fakat bir türlü yaklaşamadılar. Mânen<br />

korunuyordu. Müslümanları büyük bir sıkıntıdan kurtarmıştı. Yakalamaya güç yetiremeyince<br />

şehri terketmesini istediler. Ancak o bâzı dostları ile istişâre ederek hapsedilmeye râzı oldu.<br />

Hapiste ellerini ve ayaklarını bağlamışlardı. Cumâ günü gelince namaza gitmek istedi.<br />

Bağladıkları kelepçeler kerâmetiyle çözüldü. Hapishâneden çıkıp câmiye gitti. Câmide<br />

sultanın yanına kadar gidip oturdu. Namazdan sonra câmiden çıkıp hapishâneye döndü. Bir<br />

müddet daha hapishânede kaldı. Sultan onun büyük bir velî olduğunu iyice anlayıp serbest<br />

bıraktı.<br />

Taiz şehrinde de buna benzer bir hâdise olmuştu. Şöyle ki orada da bir yahûdîye bâzı işleri<br />

yapmasını söyledi. “Eğer yapmazsan elimdeki kalemi keserim!” dedi. Yahûdî kesersen kes<br />

benimle ne alâkası var deyince, elindeki kalemi kesti, o sırada yahûdînin de başı kopup yere<br />

düştü.<br />

Bir talebesi yabancı bir kadına yaklaşmak istediğinde gözüküp bir tokat vurdu. Talebenin<br />

gözleri görmez oldu. Gelip ağlayarak yalvardı. Tövbe eder misin deyince, evet ederim dedi.<br />

Bunun üzerine gözlerin açılır ama sonunda kör olarak ölürsün dedi. Bu talebesi ölümünden<br />

birkaç gün önce kör oldu ve o hal üzere vefât etti.<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.26<br />

SÜFYÂN-I SEVRÎ;<br />

Büyük velîlerden. İsmi Süfyân bin Saîd bin Mesrûk, künyesi Ebû Muhammed veya Ebû<br />

Abdullahtır. 713 (H.95) senesinde Kûfe'de doğdu. 778 (H.161)'de Basra'da vefât etti.Tebe-i<br />

tâbiînin büyüklerindendir.<br />

Zamânındaki büyük âlimlerden ilim ve edeb öğrendi. Hadîs ve fıkıh ilminde müctehîd oldu.<br />

Meşhûr âlim ve velîlerden Cüneyd-i Bağdâdî, Hamdun Kassâr bunun mezhebinde idiler.<br />

Mezhebi zamanla unutuldu.<br />

Süfyân-ı Sevrî hazretleriMekke-i mükerremeye gittiği zaman halk başına toplanır,<br />

bilmedikleri ve anlayamadıkları hususları sorarlardı. Hepsine teker teker cevap verir,<br />

müşkillerini hallederdi.Hâfızası çok kuvvetli ve fevkalâde idi. "Hâfızam, kendisine tevdi<br />

ettiğim hiçbir şeyde bana ihânet etmedi." buyurdu. Yâni öğrendiğim hiçbir şeyi unutmadım<br />

demek istedi. Yirmi yıl geceleri uyumadı ve hiç abdestsiz gezmedi. Ölümü hatırladığında<br />

kendinden geçerdi. Kime rastlasa; "Ölüm gelmeden önce ona hazırlan!" derdi.<br />

Güzel halleri ve kerâmetleri pek çoktur. Süfyân-ı Sevrî'nin annesi ona hâmile iken bir gün<br />

dama çıkıp komşudan habersiz bir turşu ağzına koydu. Bunun üzerine henüz ana rahminde<br />

bulunanSüfyân, kafasını şiddetle annesinin karnına vurdu. O anda annesi, yediği turşuyu<br />

izinsiz aldığını hatırlayıp, komşuya koştu.Onunla helallaştı.Süfyân-ıSevrî ana karnında bile<br />

haram lokmayı kabûl etmeyip, hep helâl lokma ile büyüdü.<br />

Bir zaman yanında biri olduğu halde Mekke'ye gidiyorlardı.Süfyân hazretleri yolda hep<br />

ağlıyordu. Yanındaki; "Günahların sebebi ile mi ağlıyorsun?" dedi. Hazret-i Süfyân;<br />

"Günahlarım çoktur. Lâkin beni en fazla endişelendiren ve ağlatan şey acabâ îmânımı<br />

muhâfaza edebilecek miyim? korkusudur." buyurdu. Mekke'ye vardılar. Hac esnâsında bir<br />

genç, Allah korkusuyla öyle bir "Allah" dedi ki, dayanamadı düşüp vefât etti. Süfyân-ı Sevrî<br />

hazretleri bu hâli görünce, gencin cesedinin yanına geldi ve; "Dört defa hac yaptım. Bunların

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!