22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

işâret buyurulursa, o şekilde hareket edelim." dedi. Hâl ehli olan velîler, mânâ âleminde<br />

Sultan Veled'in, babasıMevlânâ ile yanyana yattıklarını gördüler. Bunun üzerine kabrini<br />

Mevlânâ'nın hemen yanına kazarak, defneylediler. Onun defninden sonra, türbenin üzerinde<br />

yedi gün kaybolmadan duran, minâre gibi göklere uzanan büyük bir nûr hâsıl oldu. Herkes,<br />

bu nûru hayretle müşâhede etti.<br />

SultanVeled buyurdu ki: "Tasavvuf yoluna girmiş olan kimse nefsine sahib olup, ona<br />

muradını, isteklerini vermemeli ki, ahiretde murâdı olan Allahü teâlânın nasıl olduğunu<br />

bilemediğimiz cemâl-i ilâhîsini görmek nasib olsun. Bu yolda bulunanlar, kötü huylarını<br />

bırakıp, iyi güzel huylarla bezenerek, Allahü teâlâdan feyz ve bereketlere kavuşur."<br />

SEN KENDİNİ YOLA GETİR<br />

Sultan Behâeddîn Veled anlatır: "Babam ile bir gün Hüsâmeddîn Çelebi'nin bağına gidiyorduk.<br />

Babam beni bir katıra bindirdi. Kendisi, diğer talebelerle yaya gidiyordu. Ben babamın tam arkasında<br />

idim. Bir ara babam Mevlânâ hazretlerinin mübârek vücûdunu, Allahü teâlânın izniyle büyük bir<br />

nûrun kapladığını gördüm. Etrâfa güneş gibi ışık saçıyordu. Hemen aklıma, babamın büyüklüğünü<br />

inkâr edenler geldi. "Böylelerine şaşıyorum, niçin kötü düşünüyorlar?" diye düşünürken, babam<br />

geriye dönerek; "Ey Behâeddîn! Sen babanı inkâr edenleri bırak da, kendi nefsini yola getir. Sakın<br />

ucb ve kibir hastalığına yakalanmıyasın. Herkes yaya yürürken, sen binek üzerindesin. Bu kadarcık<br />

gönül yüksekliği, insanı ucba, kendini beğenmeye götürür, nefsinin ve şeytanın eline düşürür. Onlara<br />

hizmet ettirir." buyurdu.<br />

1) ςελεδν®µε<br />

2) Menâkıb-ül-Ârifîn; c.2, s.784<br />

3) Risâle-i Sipahsalar; s.132<br />

4) Cevâhir-ül-Mudiyye; c.2, s.120<br />

5) Mevdûât-ül-Ulûm; c.1, s.747<br />

6) Nefehât-ül-Üns; s.525<br />

7) History of Turkish poetry; c.1, s.150<br />

8) İslâm Âlimleri<strong>Ansiklopedisi</strong>; c.11, s.38<br />

SUMÂDÎ;<br />

Şam'da yetişen velîlerden. İsmi, İbrâhim bin Ahmed bin Dâvûd bin Müslim bin<br />

Muhammed'dir. Vâ'iz ismiyle şöhret buldu. Doğum târihi ve yeri bilinmemektedir. 1644<br />

(H.1054) senesinde Havran'ın köylerinden Sumâdî'de vefât etti. Bâbüssagîr kabristanlığına<br />

defnedildi.<br />

İbrâhim Sumâdî, Emevî Câmiinde imâm olup, zühd ve verâ sâhibi, âlim, fakîh, vâiz bir zât<br />

idi. Nasîhatleri, dinleyenlere tesir eder ve huşû verirdi. Zamânının büyük âlimlerinden olan<br />

Şemsüddîn Meydânî'nin derslerinde yetişti. Onun vefâtıyla,Şam müftîsi Necmüddîn-i<br />

Gazzî'ye talebe oldu. Her ikisinden çok istifâde etti. Hadîs, fıkıh ilimlerini öğrendi. Şam'da<br />

fetvâlar verdi ve ders okuttu. Emr-i bil mârûf ve nehy-i anil-münkerde bulundu. (Yâni Allahü<br />

teâlânın emir ve yasaklarını açık ve anlaşılır olarak insanlara anlattı.) Çok kimseler<br />

kendisinden istifâde ettiler. Çok sâlih bir zât idi. Kerâmetleri görülüp, dilden dile anlatıldı.<br />

Ahmed Meydânî dedi ki: "BirgünEmevî Câmiinde İbrâhim Sumâdî'yi gördüm. Bir çocukla<br />

ilgilendi ve yanağını tuttu. Ben bu hâli iyi görmeyip; "Âlim bir zât böyle yapar mı?" diye<br />

içimden geçirdim ve oradan ayrıldım. Gece bir rüyâ gördüm. Rüyâmda İbrâhim Sumâdî bir at

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!