22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

işâretti."<br />

Sultan Veled anlatır: "Daha beş yaşında idim. Bir gün babamın, talebelerine şöyle dediğini<br />

duydum: "Ben yedi yaşında iken, nefsim tamâmiyle rûhuma tâbi oldu. Nefsî isteklerimden<br />

kurtuldum." Bunu dinleyen talebelerden biri; "Efendim! Biz, sizi devamlı nefsinizle<br />

mücâhede eder hâlde görüyoruz. Bu sözünüzü nasıl anlamak îcâbeder?" dedi. Bu suâle;<br />

"Nefs, yaratıkların içinde en ahmak olanıdır. Hep kendi zararını ister. Onun yakasını<br />

bırakmağa gelmez. Çünkü, en büyük düşman nefstir. Büyüklerimiz, ölünceye kadar nefsle<br />

mücâdele etmiştir. Biz de onlara ittibâ edip uyarak, son nefesimize kadar riyâzet ve<br />

mücâhedeye devâm ederiz." diye cevap verdi.<br />

Sultan Veled, evlenme çağına geldiğinde, babası ona, en çok sevdiği talebelerinden<br />

Selâhaddîn-i Zerkûb'un kerîmesi, Fâtıma Hâtunu nikâh etti. Fâtıma Hâtun dahî, Mevlânâ<br />

hazretlerine çok hürmeti olan, çok sâliha, keşf ve kerâmet sâhibi bir hanım idi. Onlardan,<br />

evliyânın büyüklerinden Ulu Ârif Çelebi gibi bir muhterem zât dünyâya geldi.<br />

Sultan Veled'in gençliğinde, Konya'ya Şems-i Tebrîzî hazretleri gelerek, Mevlânâ ile<br />

tanıştılar. Tasavvufla ilgili ilimlerde Mevlânâ ile pekçok sohbet ettiler. Öyle ki, bâzan<br />

sabahlara kadar sohbetin devâm ettiği günler olurdu. Başbaşa yaptıkları bu sohbetlerde,<br />

SultanVeled de bulunur, onlara hizmet ederdi. Berâber oldukları zaman, onların odasına<br />

Sultan Veled'den başka hiç kimse giremezdi. Bu hâl, günlerce devâm etti. Bâzı hasedcilerin<br />

sözlerinden dolayı, Şems-i Tebrîzî Konya'yı terkedip Şam'a gitti. Onun ayrılığına<br />

dayanamayan Mevlânâ, oğlu Sultan Veled'i Şam'a göndermeye karar verdi. Oğlunu çağırıp;<br />

"Süratle Şam'a varıp, filanca hana gidersin. Şems-i Tebrîzî hazretlerinin o handa bir genç ile<br />

sohbet ettiğini görürsün. O genci küçümseme sakın! O, Allahü teâlânın sevdiği evliyânın<br />

kutublarından biridir. Selâmımı ve duâ isteğimi kendilerine bildir. İçinde bulunduğum şu<br />

vaziyetimi, hasretimi dile getir. Buraya acele teşriflerini tarafımdan istirhâm et!" dedi. Sultan<br />

Veled, hemen hazırlıklarını tamamlayıp yola çıktı. Şam'da babasının târif ettiği handa,<br />

Şems-i Tebrîzî'yi bir gençle konuşuyor buldu. Durumu, dilinin döndüğü kadar anlattı.<br />

Konya'da bu hâdiseye sebeb olanların tövbe ettiğini ve Mevlânâ'dan özürler dilediklerini de<br />

sözlerine ekledi.Bunun üzerine Şems-i Tebrîzî, tekrar Konya'ya gitmeye karar verdi.Hemen<br />

yola çıktılar. SultanVeled, Şems hazretlerini ata bindirdi, kedisi de arkasından yaya olarak<br />

yürüyordu. Şems-i Tebrîzî, Sultan Veled'in ata binmesi için ne kadar ısrâr ettiyse de, o;<br />

"Sultânın yanında hizmetçinin ata binmesi, bizce yakışık almaz. Hizmetçilerin, efendisinin<br />

arkasında yürümesi gerektiğini öğrendik." diyerek, ata binmedi. Sultan Veled, Konya'ya<br />

yaklaştıklarında babası Mevlânâ'ya haberci gönderip, Konya'ya girmek üzere olduklarını<br />

bildirdi. Mevlânâ hazretleri müjdeyi getirene o kadar çok hediye verdi ki, o kimse zengin<br />

oldu. Konya'da tellâllar bağırtılarak, Şems'in Konya'yı teşrif etmek üzere olduğu bildirildi.<br />

Konya'nın başta sultan olmak üzere, ileri gelen vezîrleri, hâkimleri, zenginlerinin yanı sıra,<br />

bütün halk yollara döküldü. Büyük bir bayram havası içinde, mübârek velî Şems-i Tebrîzî<br />

hazretlerini karşılamaya çıktılar. Öğleye doğru Şems-i Tebrîzî ileSultan Veled göründüler.<br />

Sultan Veled, atın yularından tutmuş, Şems de atın üzerinde, başı önünde ağır ağır<br />

ilerliyorlardı. Bu manzarayı seyredenler büyük bir heyecâna kapıldılar. Mevlânâ koşarak<br />

ilerledi, atın dizginlerine yapıştı. Göz göze geldiler. Şems'in attan inmesine yardım eden<br />

Mevlânâ, üstâdının ellerini sevinç gözyaşları arasında doya doya öptü. Bu arada yanık sesli<br />

hâfızlar, Kur'ân-ı kerîmi okuduktan sonra, sıra ile Şems-i Tebrîzî hazretlerinin ellerini<br />

öptüler, sonraMevlânâ'nın medresesine geldiler. Şems-i Tebrîzî, SultanVeled'in kendisine<br />

gösterdiği hürmeti ve yaptığı hizmetleri Mevlânâ'ya anlattı. Bundan çok memnun olduğunu<br />

bildirerek; "Benim bir serim (başım), bir de sırrım vardır. Başımı sana fedâ ettim. Sırrı mı da<br />

oğlun Sultan Veled'e verdim. Eğer Sultan Veled'in bin yıl ömrü olsa da hepsini ibâdetle<br />

geçirse, ona verdiğim sırra yânî evliyâlıkta ilerlemesine sebeb olduğum derecelere<br />

kavuşamaz." dedi.<br />

Sultan Veled, bir gün babası Mevlânâ'ya, halvete girmek, yalnız ibâdete çekilmek istediğini

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!