22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ulunup, kendisine Allah için buğzettiği intibâını verdi. Bu sırada Kansu Gavri'nin kâtibi<br />

Tomanbay, İbrâhim Gülşenî hakkında koğuculukta bulundu ve İbrâhim Gülşenî aleyhine ona<br />

eziyet ve sıkıntı vermek için tahrik etti. Bununla da kalmayıp onu zindana attırdı. Bu sırada<br />

Yavuz Sultan Selîm Han, Eshâb-ı kirâm düşmanı Şâh İsmâil üzerine sefere karar verince,<br />

Kansu Gavri, Şah İsmâil ile anlaşarak Osmanlı ordusunun İran tarafına geçmesine mâni<br />

olmak istedi. Sonra Mısır'a yapılan seferde iki ordu Mercidabık'da karşılaştı. Yapılan savaşta<br />

Kansu Gavri öldü. Mısır ordusu büyük bir mağlubiyetle geri döndü. Tomanbay, Mısır sultanı<br />

oldu. Tomanbay, İbrâhim Gülşenî ve talebelerine daha fazla eziyet etmeye başladı. Bu sırada<br />

SultanDîvânî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin mânevî işâreti ile, İbrâhim Gülşenî'yi<br />

kurtarmak için Mısır'a gitti.<br />

Sultan Dîvânî, Mısır'da Bulak denilen yerde kendisi için hazırlanan yerde ikâmet etti. Bu<br />

sırada bir köşede unutulmuş olan İbrâhim Gülşenî'yi bulunduğu hapishâneye gidip, ziyâret<br />

etti. Mânevî bir himâye altında olduğunu müjdeledi. Buradaki sohbet sırasında hapishânenin<br />

içi ve dışı insanla doldu. Bunun üzerine Sultan Tomanbay ve devlet ricâli yapılan toplantı<br />

netîcesinde, topluluğun dağıtılmasına karar verdi. Görevli askerler Sultan Dîvânî'nin<br />

bulunduğu yere gelip, halkı dağıtmaya başladıkları sırada Sultan Dîvânî başındaki külahını<br />

eline alıp onlara doğru tuttu. Gelen askerlerin hepsine bir hal gelip, kaçmaya başladılar.<br />

Külahın karşısına rastlayanların vücudunda vurulmuş gibi izler bulunduğu görüldü.<br />

Tomanbay'ın vücûdunun bâzı kısımlarına felç geldi. Bu durum karşısında çâresiz kalan<br />

Tomanbay ve devlet erkânı, özürler dileyerek, İbrâhim Gülşenî'yi serbest bırakmak<br />

mecburiyetinde kaldı.<br />

Sultan Dîvânî, Mısır'daki vazîfesini tamamladıktan sonra, geri dönmek üzere yola çıktı.<br />

Şam'ın bağ ve bahçelerine yaklaştıklarında henüz bahçelerde çiçekler daha yeni açmaya<br />

başlamıştı. SultanDîvânî'nin gelmekte olduğunu duyanlar, onu karşılamaya çıktılar. Bunlar<br />

arasında bağ ve bahçelerin sâhipleri de vardı. Bahçe sâhiplerinden SultanDîvânî, kavun<br />

karpuz istedi. Onların; "Henüz daha çiçekte ve bir kısmı da daha olmadı." demeleri üzerine;<br />

"Belli olanı, bilineni beyâna ne hâcet. Siz gidiniz getiriniz." buyurdu. Bunun üzerine bahçe<br />

sâhiplerinden üç kişi koşup, bahçelerinde olgunlaştığını tahmin ettikleri bir karpuz ile kavunu<br />

alıp, Sultan Dîvânî'ye hediye ettiler. İlk önce getireninki, olgun çıktı. Ondan sonra<br />

getireninki, biraz olmuş, en son getireninki ise henüz olgunlaşmamıştı. Sultan Dîvânî<br />

olgunlaşmış olanı kesip, orada bulunanlara ikrâm etti. Kavundan yiyenler, o zamâna kadar o<br />

tatta bir kavun yemediklerini söylediler.<br />

Sultan Dîvânî bir müddet Şam'da kaldı. Bu sırada Şam'da bir kâdı vardı. Tasavvuf ehlinin<br />

aleyhine çalışırdı. Onlara eziyet ve sıkıntı verirdi. Hattâ Muhyiddîn-i Arabî hazretlerinin<br />

eserlerini satın alıp yakması, tasavvuf ehlini çok üzdü. Onun bu hareketlerinin gayret-i<br />

ilâhiyyeye dokunup cezâsını bulmasını bekliyorlardı. Sultan Dîvânî, Şam'ı teşrif edince,<br />

kâdının bu durumu arzedildi. "Onun hakkında hüküm verildi." buyurdu. Afyon'a dönerken<br />

yolda, Mısır üzerine sefere çıkmış olan Yavuz Sultan Selîm Han ile karşılaşan Sultan Dîvânî,<br />

sultana bâzı nasîhatlerde bulundu. Muhyiddîn-i Arabî'nin kabrinin ortaya çıkarılmasını,<br />

temizlenip, tâmir ettirilmesi husûsunda Yavuz SultanSelîm'e teşvik ve kâdının terbiye<br />

edilmesi husûsunda nasîhatte bulundu. Sultan Dîvânî, Afyon'a döndükten sonra bir gün<br />

âniden; "O kâdı kendi ateşi ile yandı. Onun işi halledildi. Muhyiddîn-i Arabî'nin türbesi<br />

temizlenip, tâmir edildi. Mısır, Yavuz Sultan Selîm'e teslim oldu." buyurdu.<br />

Babası Abapûş-i Velî ile Sultan İkinci Bâyezîd-i Velî arasında nasıl yakınlık ve samimiyet<br />

var idiyse, SultanDîvânî ile Yavuz SultanSelîm arasında da o derece yakınlık vardı. Yavuz<br />

ekseriyetle mühim ve müşkil zor meselelerde SultanDîvânî ile istişâre için mektuplaşırdı.<br />

Aldığı cevâba göre hareket etmesiyle o sıkıntısı gider, işleri hayırla netîcelenirdi.<br />

Sultan Dîvânî, ömrünün sonuna doğru ansızın vefât edeceğine dâir bâzı alâmetler gördü. Bir<br />

Cumâ günü sohbetten sonra baş ağrıları başladı.Ağrılar günden güne arttı. Ziyâretine gelen

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!