22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kabr-i şerîflerini ziyâreti esnâsında, Sultan Dîvânî'yi bir hal kapladı. Bu durumu<br />

garipsiyenlerin halleri SultanDîvânî'ye mâlûm olunca, dergâh hamamının yanmakta olan<br />

ocağına girdi.Allahü teâlânın izni ile ocaktaki ateş ona hiç tesir etmedi. Bu durumu gören sû-i<br />

zan sâhiplerinin kalplerindeki bozuk düşünceler kayboldu ve o büyük zâta samîmî olarak<br />

bağlandı.<br />

Tîmûr Han zamânında, devlet hazînesinin süsü olmak üzere bir fermanla Celâleddîn-i<br />

Rûmî'nin Dîvân-ı Kebîr'i türbeden alınarak Mâverâünnehr'e götürüldü. Daha sonra bölgede<br />

çıkan karışıklıklar sırasında Dîvân-ı Kebîr bozuk bâtınî fırkasından olan Şah İsmâil'in eline<br />

geçti. Bu yüzden Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, SultanDîvânî'ye mânevî işâretle Dîvân-ı<br />

Kebîr'i o bid'at ehlinin elinden kurtarması, eski yerine koyması emredildi. Bu sebeple<br />

Afyon'dan yola çıkan SultanDîvânî, önce Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'nin kabrini ziyâret etti.<br />

Sonra İran'a doğru yola çıkan Dîvânî, her uğradığı yerde insanlara Allahü teâlânın emir ve<br />

yasaklarını anlattı. İran sınırında Şah İsmâil'in muhâfızları ile karşılaştı. Onlar, gelip<br />

geçenlere nereden gelip, nereye gittiklerini sorarlardı. Bu sorgulamada muhâfızların<br />

başındaki çavuş, SultanDîvânî'ye edepsizlik etti. Bu yüzden dili tutulup, bu halde reislerinin<br />

yanına gittiğinde, oradakiler, çavuşun hâlini görünce, içlerinden biri Sultan Dîvânî'nin<br />

üzerine doğru yürürken eli felç oldu. Onlardan Sultan Dîvânî'ye zarar vermek isteyenlerden<br />

herbirinin başına bir iş geldi.<br />

Böylece Sultan Dîvânî'ye zarar veremeyeceklerini anlayıp, ona iyi muâmelede bulunmak<br />

zorunda kaldılar. Sultan Dîvânî rahat bir şekilde Şah İsmâil'in başkentine vardı.Şah İsmâil,<br />

SultanDîvânî'nin geldiğini duyunca, görünüşte, gelişini tebrik etmek hakikâtte ise, onun<br />

ahvâlini araştırmak maksadıyla adamlarını yanına gönderdi. Adamlarından herbirisi<br />

kendilerine göre Şah İsmâil'e rapor verdi. Şah İsmâil adamları ile görüştükten sonra ikrâm<br />

görünüşünde, onun için bir dergâh yaptırıp, her bakımdan onu kayıt altına almak ve onun<br />

tekrar memleketine dönmesine mâni olmak istedi. Bunun üzerine Sultan Dîvânî; "Dervişlere<br />

ikrâm, Dîvân-ıKebîr'in teslimi iledir." buyurarak, maksadını ifâde etti. Şah ve vezîri<br />

aralarında anlaşarak bir ziyâfet esnâsında Sultan Dîvânî'nin zehirlenmesine karar verildi. Bu<br />

durum Allahü teâlânın izni ile Sultan Dîvânî'ye mâlûm oldu. Yemek sırasında verilen zehirli<br />

şerbet kâsesini alıp, Şah İsmâil'e hitâben; "Bu can eriten kâseyi Şah mı yoksa, vezir ile mi<br />

içeyim?" dedikten sonra vezire yüzünü çevirdi. Bir yudumda içti. Allahü teâlânın ihsânı<br />

olarak, zehrin tesiri kalmadı. Şâh İsmâil onun bu kerâmeti karşısında istemeyerek de olsa,<br />

Dîvân-ı Kebîr'in kendisine verilmesini emretti. SultanDîvânî'nin bu kerâmetini gören devlet<br />

ricâli arasında onu sevip, Eshâb-ı kirâm düşmanlığı inancından vazgeçerek Ehl-i sünnet<br />

îtikâdına dönenler oldu.<br />

Sultan Dîvânî, Dîvân-ı Kebîr'i teslim alacağı yere talebeleri ile birlikte büyük bir şevk ve<br />

heyecanla vardı. Halk onları büyük bir merakla tâkib ediyordu. Sultan Dîvânî orada insanlara<br />

nasîhat dolu güzel bir vâz verdi.Teslim işleri bitip ayrılacakları sırada, birçok kimse Ehl-i<br />

sünnet îtikâdına dönerek, SultanDîvânî'nin elini öpmek için sıraya girdiler. Bunlar<br />

arasındaŞah İsmâil'in oğlu da vardı. Şah İsmâil bunu duyunca çok kızdı ve Sultan Dîvânî'nin<br />

arkasından askerler gönderdi. Askerler Sultan Dîvânî'nin bulunduğu kervana yaklaşınca,<br />

başındaki külahı kılıç gibi onlara doğru tuttuğunda, askerler perişan oldu. Kurtulanlardan<br />

bâzısı kaçtı, bâzısı da tövbe ederek Ehl-i sünnet îtikâdına girdi.<br />

Sultan Dîvânî dönüşünde Bağdât, Halep üzerinden Konya'ya geldi. Dîvân-ı Kebîr'i yerine<br />

koydu. Bu sırada kırk kişi ona halîfe olmakla şereflendi.<br />

İbrâhim Gülşenî, Mısır'daAllahü teâlânın emir ve yasaklarını yaymak için çalışıyordu.<br />

Herkes kâbiliyeti nisbetinde ondan istifâde ediyordu. Onun ismini zamânın sultanı Kansu<br />

Gavri de duydu. Zâhirî ve bâtınî himmetlerine kavuşmak için çeşitli ikrâmda bulundu ise de<br />

İbrâhim Gülşenî onun bu ihsânlarını kabûl etmedi. Ayrıca, adâlet ve iyilik üzere olması,<br />

bozuk îtikâdından ve taşkınlıklardan vazgeçmesi husûsunda tehdîdkâr nasîhatlarda da

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!