22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

pek çok tutulmuş ve şiirleri dilden dile dolaşmıştır. Şiirlerini Arapça, Farsça ve Türkçe olarak<br />

söyleyip yazmıştır. Bölgede kendisinden önce gelip ilim yayan Ahmed Yesevî, Burhâneddîn<br />

Merginânî, İsmâil Buhârî ve Şâh-ı Nakşibend Behâeddîn-i Buhârî (r.aleyhim) gibi ilim<br />

sâhiplerinin îtikâd ve yollarını şiirle dile getirmiştir. Bu îtibârla şiirleri daha ziyâde didaktik<br />

yâni öğretici mâhiyette, tasavvufî ve ahlâkîdir. Bu hâliyle Ahmed Yesevî’nin (r.aleyh) on<br />

sekizinci asırdaki tâkibcisi olduğu söylenebilir.<br />

Eserlerinde Farsçayı da çok iyi kullanan Allahyâr’ın bütün gayreti, gerek şiir, gerekse nesirle<br />

olsun; Ehl-i sünnet inancını yaymaya ve İslâmî esasları bildirmeye yöneliktir. Farsça Dîvân’ı<br />

yanında, manzum Meslek-ül-Müttekîn, Murâd-ul-Ârifîn, Mahzen-ül-Mutîîn ve<br />

Sebât-ül-Âcizîn adlı eserleri vardır. Bunlardan, Özbek Türkçesi ile yazdığı Sebât-ül-Âcizîn<br />

adlı eserinde, baştan başa îmân esaslarını anlatır. Münâcât, tevhîd ve peygamberlere, bilhassa<br />

Muhammed aleyhisselâma ve Eshâbına (r.anhüm) geniş yer verir. Ayrıca, hikâyelere yer<br />

verdiği eserinde, vasiyetlerini de bildirir. Burada emr-i mârûf ve nehyi anilmünker yaparak<br />

sevenlerine nasîhat etmektedir. Sûfî Allahyâr, eserinde halka hitâb ettiği için oldukça açık ve<br />

anlaşılır bir Türkçe kullanmıştır. Eseri bu bakımdan ele alınıp değerlendirilince, Türkçesinin<br />

çok açık olduğu görülür. Ayrıca, yer yer İslâm büyükleri ile ilgili hikâyeler anlatması, dilinin<br />

açıklığına bir başka sebeb olarak gösterilebilir. Şiirlerini aruz vezni ile yazmış olması ve bu<br />

vezni en iyi şekilde kullanması bir başka husûsiyetidir. En çok kullandığı arûz kalıbı<br />

“mefâîlün mefâîlün feûlün”dür ve yetiştiği bölgenin Yûnus Emre’si durumundadır.<br />

Bütünüyle alıp değerlendirilince, İslâmiyete ve Türkçeye hizmetlerinin pek büyük olduğu<br />

görülür. Tesiri her iki yönden bu gün de devâm etmekte ve şiirleri elden ele dolaşıp dillerden<br />

düşmemektedir.<br />

Bitilse Türkî til birle akîde<br />

Köngüller bolsa andın âramîde<br />

derken inanç esaslarını bildiren eserlerin Türkçe yazılmasını ve gönüllerin böylece<br />

aydınlanıp haz almasını ve huzûra kavuşmalarını söyler. Burada açıkça anlaşıldığı gibi,<br />

Türkçeyi gönül dili hâline getirmiştir.<br />

Peygamberning barı âdil ü a’del<br />

Velîkin bâzısıdın bâzı efdal<br />

Barınıng bihterîni Mustafâ’dur<br />

Habîb-i Ha nigîn-i enbiyâdur<br />

Peygamberlerin hepsi âdil ve adâleti hakkıyla gözetendir. Fakat (böyle olmakla birlikte)<br />

bâzısı bâzısından üstündür. Hepsinin en üstünü Mustafâ’dır ve O, Allahü teâlânın sevgilisi ve<br />

bütün peygamberlerin sonuncusu olan Hâtem-ül-enbiyâdır.<br />

Hâcetim oldur Hudâyâ pâ işim baş eyleseng<br />

Munda tevfik anda îmânımnı yoldaş eyleseng<br />

Elgime birseng asâ-yı himmet ağzımga senâ’<br />

Könglüme ışk âteşin salsang közüm yaş eyleseng<br />

Allahü teâlâdan dileğim odur ki, ayaktaki işimi başa çıkarıp, bu dünyâda tevfîk, âhirette de<br />

imânımı yoldaş eylesin. Elime himmet asâsını, ağzıma da övgüsünü versin; gönlüme aşk<br />

ateşini salsın ve gözümü yaş eylesin.<br />

Hikâyet<br />

Azîz-i Kâmilî’ni câhil-i hâm<br />

Kabîha lafzı birle birdi deşnâm<br />

Tutup sakkalını ol merd-i hoş-hû

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!