22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ilim öğrendi. 1518 senesinde ŞeyhülislâmZenbilli Ali Efendiye talebe olup, ondan da istifâde<br />

etti. Kânûnî Sultan Süleymân pâdişâh olunca, Kânûnî'nin hocası Hayreddîn Efendi, ilim<br />

öğrenen talebelerin fazîletli ve zekîlerini topladığı zaman, ŞeyhülislâmZenbilli Ali Efendinin<br />

talebelerinden Sinânüddîn Yûsuf bin İlyâs'ı da almıştı. 1521 senesinde mülâzim, stajyer<br />

olarak vazîfelendirildi. 1522 târihinde Gelibolu Saruca Paşa Medresesi müderrisliğine, 1524<br />

senesinde Edirne Taşlık Medresine müderris olarak tâyin edildi. Uzun müddet ilim öğretip<br />

talebe yetiştirmekle meşgûl olduktan sonra, 1531 senesinde İstanbul'da Dâvûd Paşa<br />

Medresesine nakledildi. 1533 senesi sonlarına doğru Saçlı Emir Efendi yerine Gebze'de<br />

Mustafa Paşa Medresesine tâyin olundu. 1534 senesinde Edirne Dâr-ül-Hadîs'inde<br />

vazîfelendirildi. 1535 senesinde Sahn-ı semân Medresesine terfî ettirildi. 1538 senesinde<br />

Edirne İkinci Bâyezîd Medresesine naklolundu. 1539 senesinde Haleb'e kâdı tâyin olundu.<br />

Buradayken, Bağdât Beylerbeyi Üveys Paşanın teftişine memur edildi. Teftişten sonra Üveys<br />

Paşa bu vazîfeden azlolundu. Fakat Sinânüddîn Yûsuf Efendi Haleb'e döndüğü zaman, Üveys<br />

Paşaya Haleb Beylerbeyliği verilmiş olduğunu gördü. Bu sebepten vazîfeden ayrıldı. 1544<br />

senesinde Bursa kâdılığına tâyin edildi. 1545 senesinde Edirne, 1547 senesinde de İstanbul<br />

kâdılığına tâyin olundu. Aynı sene içinde Anadolu kâdıaskerliğine getirildi. 1551 senesinde<br />

bu vazîfeden alındı. Hac ibâdetini yapıp, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin<br />

kabr-i şerîfini ziyâretten döndükten sonra 1561 senesinde Süleymâniye Dâr-ül-Hadîs'ine<br />

müderris oldu. Buradayken kendisine, Kâdı Beydâvî Tefsîri'ne hâşiye yazdığı için hâşiye<br />

yazan mânâsına "Muhaşşî" denildi. 1565 senesinde Ebüssü'ûd Efendi Tefsîri'ni<br />

tamamlayınca, bütün talebeleri Sinânüddîn Yûsuf Efendinin yanına mülâzim, stajyer olarak<br />

verildi. 1575 senesinde ihtiyarlığı ve zayıflığı sebebiyle emekli oldu. 1578 senesinde Fâtih<br />

Câmiinde Cumâ namazı kılarken hastalandı. Üç gün sonra vefât etti. Cenâze namazını, Müftî<br />

Kâdızâde Efendi kıldırdı. Kayınpederi Sarıgürz'ün yaptırdığı mescidin hazîresinde,<br />

bahçesinde defnolundu. Anadolu Hisarı'nda iki mescid ve Amasya'da bir câmi inşâ ettirmişti.<br />

Sinânüddîn Yûsuf Efendi, zamânındaki âlimlerin ve velîlerin yükseklerinden, ilim ve irfân<br />

sâhibi bir zâttı. Mütevâzî bir zât olan Sinânüddîn Yûsuf Amâsî, Ebüssü'ûd Efendi vefât ettiği<br />

zaman Şeyhülislâmlığı teklif ettikleri halde kabûl etmemişti. Yetiştirdiği talebeleri kazasker<br />

oldukları halde gelip elini öperlerdi. İlmî üstünlüğü herkes tarafından kabûl edilirdi. Tatlı<br />

dilli, güler yüzlüydü. Uzun ömrünü; ilim öğrenmek, ilim öğretmek ve eser yazmakla<br />

geçirmiştir. Kara Hüseyin ve Mehmed Çelebi adlarında âlim ve fâzıl iki oğlu vardı.<br />

Eserlerinden bâzıları şunlardır: 1) Hâşiye-i Tefsîr-i Kâdı Beydâvî: Çok kıymetli bir<br />

hâşiyedir. 2) Hidâye'nin muâmelât kısmına yazdığı hâşiyesi. 3) Şerh-i Mevâkıf, Miftah,<br />

Telvîh ve Tecrîd adlı eserlerin kenarlarına yazdığı ta'likâtı.<br />

1) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Zeyli (Atâî); s.248<br />

2) Peçevî Târihi; s.32<br />

3) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.14, s.262<br />

SİRÂCEDDÎN ÖMER HALVETÎ;<br />

Büyük velîlerden. İsmi Ömer bin Ekmelüddîn, künyesi Ebû Abdullah, lakabı Sirâcüddîn'dir.<br />

Geylan kasabalarından Labîcan'da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1397 (H.800)<br />

târihinde Tebriz yakınlarında Mîr Ali Kapısı ile anılan yerde vefât etti ve oraya defnedildi.<br />

Ömer Halvetî, Harezm'e gelip orada MuhammedHarezmî hazretlerinin sohbetlerinde yetişti.<br />

İcâzet, diploma alıp, Tebriz'den Herat'a giderek tâliblere ilim ve edep öğretti.<br />

Evliyâlık yoluna girişi şöyle anlatılır: Gençliğinde ata binme hevesi vardı. Âlim ve velî bir<br />

zât olan babalarının yolu üzere değil de asker olmak sevdâsında idi. Bu sebeple bir müddet

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!