22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ilgilerinde de mütehassıs oldu. Bid'atten uzak olup, Peygamber efendimizin sünnetine<br />

uygun bir hayat yaşamaya çalıştı.Tasavvufa karşı büyük alâka duydu. Birçok âlim ve velî<br />

zâtın ilim meclislerinde ve sohbetinde bulundu. Van'a giderek Seyyid Muhyiddîn Efendinin<br />

hizmetine girdi. Seyyid Sıbgatullah, hocasının verdiği vazîfeleri yapmak için canla başla<br />

çalıştı. Ağır riyâzetler ve mücâhedeler çekti. Yâni nefsinin istediklerini yapmayıp,<br />

istemediklerini yaparak nefsini terbiye etti. Uzun yıllar hocasının hizmet ve sohbetiyle<br />

şereflendi. Nihâyet bir gün hocası ona; "Vefât etmiş velîlerden istifâde edecek, faydalanacak<br />

makâma geldin." buyurdu. Seyyid Muhyiddîn vefât edince, Şeyh Hâlid-i Cezrî'ye gitti. Bu<br />

mübârek zâtın vefâtına kadar sohbetleriyle şereflendi. Sonra Seyyid Tâhâ'nın, Molla Murâd<br />

Hurûsî'yle gönderdiği; "Kendi yuvana dön!" haberiyle, Tâhâ-i Hakkârî'nin şerefli hizmetine<br />

koşup, hakîkî ve esas yuvaya kavuştu. Onun paha biçilmez sohbetlerini, çölde susuz kalmış<br />

kimseler gibi ruhuna hayât verici buldu. Seyyid Tâhâ hazretleri,Resûlullah efendimizden<br />

mürşidleri vâsıtası ile gelen feyz ve bereketleri onun kalbine akıttı. Kalb gözü açılıp yüksek<br />

makamlara kavuştu. Öyle ki, Hızır aleyhisselâm ile görüşür, sohbet ederdi. Mürşidi Seyyid<br />

Tâhâ hazretleri vefât edince, onun yerine geçen Seyyid Sâlih hazretlerinin sohbetine devâm<br />

etti. Seyyid Tâhâ'nın huzûrunda kemâl ve ikmâl mertebelerine ulaşan Seyyid Sıbgatullah,<br />

Hizân ve Gayda'da halkı irşad eyledi ve insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlattı.<br />

Sohbetinde bulunup bir teveccühüne mazhar olanın kalbinde, Allahü teâlânın muhabbeti<br />

yerleşirdi. Dînin emirlerine son derece uyar, yasaklarından sakınırdı.<br />

Seyyid Sıbgatullah hazretleri, geceleri hep ibâdetle geçirirdi. Uykusunu, öğleye yakın kısa bir<br />

müddet kaylûle yaparak telâfi ederdi. Hep kıbleye dönerek otururdu; buna son hastalığında<br />

dahî çok dikkat etti. Dostlarıyla sohbetinden sonra murâkabe hâlinde olur, Allahü teâlânın<br />

mahlûkâtı hakkında tefekkür ederdi.<br />

Yakın talebelerinden biri anlattı: "Abdürrahmân Tâhî (Tâgî), henüz hocamıza bağlanıp<br />

talebesi olmak şerefine kavuşmamıştı. Hocamızın, zamânın gavsı olup olmadığı hakkında<br />

tereddüdü vardı. Bir gün gavslık alâmetlerini kitaptan okuyarak huzûruna gitmeyi, bu<br />

alâmetlerin üzerinde olup olmadığını görmeyi arzu etti. Kitapta; "Gavs olanın üzerine<br />

yağmur yağmaz." ibâresi vardı. O, kitaplarla meşgûl iken evine bir talebe geldi ve; "Hocam<br />

Sıbgatullah hazretlerinin selâmı var; "Misâfirlerimin kalabalık olması sebebiyle ziyâretine<br />

gelemiyorum. Lütfen kendisi buraya kadar zahmet etsin." buyurdu." dedi. Abdürrahmân Tâhî<br />

de; "Ben de onu ziyâret etmeyi düşünüyordum. Bugün bizde misâfir ol da yarın berâber<br />

gideriz." dedi. Sabahleyin yola çıktılar. Seyyid Sıbgatullah, onların gelmekte olduklarını<br />

haber alınca, talebeleriyle kasabanın dışına çıkıp, bir tepenin başında beklemeye başladılar.<br />

Mevsim ilkbahardı, gökyüzünde hiç bulut yoktu. Nihâyet beklenen misâfirler geldiler.<br />

Tepenin başında güzel bir sohbet başladı. Bu sırada masmâvi olan gökyüzünde bulutlar<br />

birikmeye, şimşekler çakıp gök gürlemeğe başladı. Derken sağnak halinde şiddetli bir<br />

yağmur başladı. Abdürrahmân Tâhî, kitaptan okuduğu gavs olanın alâmetlerini hatırladı ve<br />

dikkatle Sıbgatullah hazretlerini tâkib etmeye başladı. Semâdan inen yağmur tâneleri<br />

mübârek Seyyid'in üzerine inmeden etrâfına meylederek yere düşüyor, hiç üzerine<br />

yağmıyordu. Herkes sırılsıklam ıslandığı hâlde onun üzeri kupkuru idi. Abdürrahmân Tâhî,<br />

bu hâli görünce bir anda kendini kaybederek bayıldı. Oradakiler telâşa kapıldılar ve;<br />

"Herhâlde öldü." diyorlardı. Seyyid Sıbgatullah ise; "Korkmayın, telâşa kapılmayın, Allahü<br />

teâlânın sevdiği velî kullarının himmeti bereketli, yardımı kuvvetlidir." buyurdu. Biraz<br />

sonraAbdürrahmân Tâhî kendine geldi ve hocamın büyüklüğünü kabûl ederek, en önde gelen<br />

talebelerinden oldu.<br />

Seyyid Sıbgatullah'ın talebelerine teveccühü, sohbetinden daha ziyâde ve faydalı idi. Onun<br />

için sohbet süresi çok az olurdu. Talebeleriyle sessiz otururken talebelerinden pek çoğu<br />

cezbeye kapılır, kendinden geçerdi. Bir defâsında oğlu Behâeddîn, babasından izin alarak<br />

vâza başladı. İki saat kadar kalpleri aydınlatan güzel sözler söyledi. Fakat hiç kimsede<br />

muhabbet ve cezbe eseri yoktu. Sohbet bittikten sonra, Seyyid Sıbgatullah; "Haydi kalkınız,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!