22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ereketiyle kavuştum. Az zamanda mâlûmât endişesinden halâs olup, murâdım hâsıl oldu.<br />

Onun lezzet ve zevkinin galebesinden kendimden geçtim ve benden böyle bir hâl sâdır oldu."<br />

demiştir.<br />

Seyyid Şerîf Cürcânî, ilimdeki çok yüksek derecesine rağmen, asıl kemâlâta, Alâüddîn-i<br />

Attâr hazretlerinin sohbetinde bulunduktan sonra, ondan feyz alarak kavuşmuştur. Bu hâlini<br />

bizzat kendisi şöyle anlatır; "Hocam Alâüddîn-i Attâr’ın sohbetine kavuşunca, Rabbimi<br />

tanıyabildim."<br />

Seyyid Şerîf Cürcânî, talebelerine verdiği dersleriyle ve yazdığı eserleriyle, Selef-i sâlihînin<br />

yâni Eshâb-ı kirâm ve onları gören tâbiînin yolunu ihyâ etti. Selef-i sâlihîne halef-i sâdıkîn<br />

oldu. Hem yaşadığı asırda, hem de sonraki asırlarda eserlerine mürâcaat edilen bir âlimdir.<br />

Sonraki asırlarda yetişen âlimler, onun talebelerinden ilim almakla iftihâr etmişlerdir.<br />

Talebelerinin en meşhûrları şunlardır: Başta kendi oğlu Nûreddîn Muhammed gelmektedir.<br />

Diğer bir talebesi de, din ve fen ilimlerinde âlim olan meşhûr Osmanlı âlimi Mûsâ Paşa<br />

Kâdızâde Rûmî’dir. Fethullah Şirvânî; Kastamonu medreselerinde müderrislik yapmıştır.<br />

Seyyid Ali Acemî; bu zât da meşhûr talebelerindendir. Aslen İranlı olup, ilim tahsîlini<br />

tamamladıktan sonra Anadolu’ya gelmiş, Bursa’daki Yıldırım Hân Medresesinde müderrislik<br />

yapmıştır. Fahreddîn Acemî; bu talebesi de, sonradan Anadolu’ya gelip, meşhûr Osmanlı<br />

âlimi Molla Fenârî’ye muîdlik, ders vekilliği yaptı. Ayrıca çeşitli medreselerde ders verdi.<br />

Sultan Murâd devrinde de Şeyhülislâm oldu. Hâce Alâeddîn Ali es-Semerkandî; bu talebesi<br />

de, ilimde yetiştikten sonra; Semerkand, Türkistan ve Hirat’ta müderrislik yaptı. Sonra<br />

Anadolu’ya gelip, Lârende adı ile anılan Karaman’a yerleşti.<br />

Seyyid Şerîf Cürcânî’nin talebelerinden Afîfüddîn el-Cerhî, onun hakkında şöyle demiştir:<br />

"Asrının bir tânesi, âlimlerin sultânı, müfessirlerin iftihârı, ahlâk ve fazîletin nümûnesi, çok<br />

mütevâzî ve fakirlerin hâmisi idi."<br />

Yine talebelerinin meşhûrlarından Kâdı-zâde Rûmî ve o devrin meşhûr âlimlerinden<br />

Gıyâseddîn Cemşîd, Uluğ Bey, Muînüddîn-i Kâşî ve Alâüddîn-i Tûsî gibi âlimler, Seyyid<br />

Şerîf Cürcânî’ye, insanların üstâdı mânâsına gelen "Üstâd-ül-beşer vel-akl-ül-hâdî aşer"<br />

ünvânını vermişlerdir. Yine âlimler arasında, ilimdeki üstünlüğünü ve îtimâd edilen bir âlim<br />

olması sebebiyle "Es-Seyyid-üs-Sened" ünvânıyla tanınmıştır.<br />

Seyyid Şerîf Cürcânî hazretleri buyurdu ki:<br />

"Evliyânın sûretleri, öldükten sonra da talebesine gözüküp feyz verirler. Fakat, bunları<br />

görebilmek ve rûhlarından feyz alabilmek kolay değildir. Ehl-i sünnet îtikâdında olmak,<br />

İslâmiyet’e uymak ve onları sevmek, saygılı olmak lâzımdır."<br />

"Aklı olan, iyi düşünen bir kimse için, astronomi ilmi, Allahü teâlânın varlığını<br />

anlamağa çok yardım eder."<br />

Âlim ve velî bir zât olan Seyyid Şerîf Cürcânî hazretleri yazdığı eserleriyle insanlara hak<br />

yolun bilgilerini öğretti. Eserlerinin sayısı yüzden fazla olup, bâzıları şunlardır: 1)<br />

Tercümân-ül-Kur’ân, 2) Mişkât-ül-Mesâbîh Hâşiyesi, 3) Muhtasar-ül-Câmi, 4) Telvîh<br />

Hâşiyesi, 5) Şerh-us-Sirâciyye, 6) Hidâye Hâşiyesi, 7) Hâşiye alâ Şerh-it-Tecrîd, 8)<br />

Şerh-ul-Mevâkıf vb.<br />

1) Mu’cem-ül-Müellifîn; c.7, s.216<br />

2) Bugyet-ül-Vuâd; c.2, s.196<br />

3) Ed-Dav-ül-Lâmi’; c.5, s.328<br />

4) Fevâid-ül-Behiyye; s.125

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!