22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sinân hazretlerinden icâzet aldı. Yüksek mânevî mertebelere ve kemâle kavuştu. Babası da<br />

evliyânın büyüklerinden idi.<br />

Seyyid Seyfullah Efendi birçok eser yazdı. Yazdığı eserlerden bâzıları şunlardır: 1)<br />

Mi'râc-ül-Mü’min, 2) Âdâb-ül-Menâzil, 3) Câmi-ul-Avârif ve Ma’den-ül-Me’ârif, 4)<br />

Silsile-i Tarîkat, 5) Miftâh-ı Vahdet-i Vücûd, 6) Esrâr-ul-Ârifiyye, 7) Silsile-i Nebeviyye,<br />

8) Silsile-i Nesebiyye, 9) Etvâr-ı Seb’a, 10) Seyr-üs-Sülûk, 11) Dîvân. Ayrıca Resûlullah<br />

efendimizin Ehl-i beytini medheden çok şiirleri vardır. Eserlerinin hepsi bir kitapta<br />

basılmıştır.<br />

Bir beyti:<br />

Nân için medh eyleme nâdânı, Nâdânlık budur.<br />

Hayber-i nefsin helâk et,Şâh-ı merdânlık budur.<br />

Açıklaması: Bir lokma ekmek için karşındaki câhil adamı methetmeye kalkma. Çünkü asıl<br />

câhillik budur. Elinden geliyorsa nefsini yen. İrâdene sâhip ol. İşte asıl mertlik de böyle olur.<br />

Meşhûr bir ilâhîsi:<br />

Bu aşk bahr-ı ummandır<br />

Buna hadd ü kenâr olmaz<br />

Delîlim sırr-ı Kur’ân'dır<br />

Bunu bilende âr olmaz<br />

Eğer âşık isen yâra<br />

Sakın aldanma ağyâra,<br />

Düş İbrâhim gibi nâra,<br />

Bu gülşende yanar olmaz.<br />

Kıyamazsan başa, câna,<br />

Irak dur girme meydâna,<br />

Bu meydânda nice başlar,<br />

Kesilir hiç sorar olmaz.<br />

Hak ile hak olanlara,<br />

Kendi özün bilenlere,<br />

Dost yolunda ölenlere,<br />

Kan behâsı dînâr olmaz.<br />

Bak şu Mansûr’un işine<br />

Halkı üşürmüş başına<br />

Ene'l-Hakk’ın firâşına<br />

Düşenlere tîmâr olmaz.<br />

Seyfullah sözünde mestdür.<br />

Şeyhinden aldığı destdür<br />

Dîvâne râ kalem nîstdür (yokluk)<br />

Ne söylese kanar olmaz.<br />

KİMSEYE SÖYLEME<br />

Seyyid Seyfullah Efendi, Câmi-ul-Avârif adlı eserinde kendisi şöyle anlatır: “Merhûm babamla<br />

berâber hacca gitmiştim. Mahfelin (devenin üzerinde, insanların oturduğu yerin) bir tarafına babam,<br />

diğer tarafına da ben binmiştim. Uzun bir yolculuktan sonra Medîne-i münevvere ve Mekke-i<br />

mükerreme topraklarına yaklaşıyorduk. Bir ara babam bana; "Oğlum! Gözünü aç! Hak teâlâ<br />

Beytullah’ı bizi karşılamaya gönderdi. Hacılar arasında Allahü teâlânın ne makbûl kulları varmış."<br />

buyurunca, ben gökyüzüne doğru baktım. Bu sırada Beytullah’ın izzeti ile gökyüzünde durmakta<br />

olduğu-nu gördüm. Biz yürüdükçe, o da yürüyordu. Medîne-i münevvereye gelince çadırlarımızı<br />

kurduk. Gece yarısı olunca babam çadırdan dışarı çıktı. Ben de merâk edip, peşine düştüm. Babam<br />

abdest alıp, Ravda-i mutahharaya vardı. Resûlullah efendimizin Hücre-i seâdetlerinin kapısından içeri<br />

girdi. Yüzünü orada toprağa sürmek isterken, birden Hücre-i seâdetten Resûlullah efendimizin; "Bana<br />

gel oğlum." sözlerini duydu. Bu manzara karşısında çok heyecanlanmıştım. Bu sırada babam Hücre-i<br />

seâdetten çıkınca beni gördü. "Bana birşey söylemeden niçin peşimden geldin? Sakın, bu hâli kimseye

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!