22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

şekilde halvete, çileye girdi. Sonra Câm şehrine gidip evliyânın büyüklerinden Ahmed<br />

Nâmık-ı Câmî hazretlerinin türbesinde kırk gün nefis muhâsebesi ile uğraştı. Nefsini hesaba<br />

çekti ve olgunlaşıp kemâle geldi. Bunun üzerine Zeynüddîn-i Hâfî hazretleri kendisine<br />

icâzetnâme, diploma verip insanlara hak yolu göstermek ve irşâdla vazîfelendirdi. Bunun<br />

üzerine Abdüllatîf Kudsî hazretleri, önce Şam'a, oradan Kudüs'e, sonra da Anadolu'ya geldi.<br />

Konya'dan geçerek Bursa'ya geldi. Konya'da iken burada medfun bulunan Celâleddîn-i Rûmî,<br />

Sadreddîn-i Konevî ve Şems-i Tebrîzî hazretlerinin kabirlerini ziyâret ederek, onlarla mânen<br />

görüştü ve halleriyle hallendi. Bu durumunu şöyle anlatır:<br />

Mevlânâ Celâleddîn'in türbesini ziyâret ettim. Kendimi üryân gördüm. Sonra Şeyh Sadreddîn<br />

Konevî hazretlerini ziyâret eyledim. Beni kendine çekti. Sonra Şemseddîn Tebrîzî<br />

hazretlerini ziyâret ettim. Orada duâ ve namazdan sonra Bursa'ya gitmeye karar verdim.<br />

Atımın üzerinde giderken, uyku arasında bana; "Ehl-i mârifet seni bekler ve sana<br />

muntazırdır." dendi. Şâbân ayında Bursa'ya geldim. Oradaki âlim ve âriflerle Ramazan'a<br />

kadar halvette kaldım. Halvetteki ilk gecemde gaybdan bir ses; "Bu, Cennet'ten bir cemiyet,<br />

bir topluluktur ve dünyâda bir benzeri yoktur." diyordu.<br />

Abdüllatîf Kudsî hazretleri Bursa'da câmi ve dergâh inşâ edip talebe yetiştirmeye başladı.<br />

Kurduğu dergâh Zeynîler Dergâhı adıyla meşhur oldu. Yerleştiği muhit daha sonra bağlı<br />

bulunduğu tarîkat sebebiyle Zeynîler adını aldı. Vefâtına kadar kurduğu dergâhta talebe<br />

yetiştiren Abdüllatîf hazretleri sohbet ve nasîhatleriyle talebelerine doğru yolu gösterdi.<br />

Kimseye zarar vermemeyi, herkese iyilik etmeyi bildirdi.<br />

Birgün kendisinden; "Sâdık, iyi bir mürid (talebe) nasıl olmalıdır?" diye soruldu. Cevap<br />

olarak buyurdu ki:<br />

"Hocasının huzûrunda iddiâ sâhibi olmamalı, makam ve rütbe için kendisinden<br />

bahsetmemeli, yabancı kadınlarla ve genç oğlanlarla bir yerde yalnız kalmamalı, hocasından<br />

hiçbir şeyi gizlememeli, izinsiz sohbet meclislerine katılmamalı, tamamen teslim olmalı,<br />

şüpheye düştüğü konularda Kur'ân-ı kerîmin Kehf sûresindeki Mûsâ aleyhisselâm ile Hızır<br />

aleyhisselâm kıssasını hatırlamalıdır."<br />

"Mürşid, yol gösteren zâtın sohbeti nasıl olmalıdır?" denilince de şöyle buyurdu:<br />

"Onun birbirinden farklı üç sohbeti olmalıdır: Birincisi; halkla sohbetidir. Bu sohbetlerde<br />

müslümanların dînî bilgilerini öğrenmeleri için onlara ibâdet ve muâmelât, alış-veriş,<br />

bilgilerinden bahsetmelidir. İkincisi; dostlar ve sevgililerle olan sohbettir. Bunda daha ziyâde<br />

tasavvuf ile hallenmiş olanlara zikir, murâkabe, halvet, riyâzet, mücâhede gibi mevzûlar<br />

anlatılır. Üçüncüsü; talebelerle tek tek sohbet şekli olup, onların eksik ve noksanlıkları işaret<br />

edilip, hal çâreleri gösterilir."<br />

Abdüllatîf Kudsî hazretlerinin bağlı bulunduğu Zeyniyye yolu Sühreverdiyye tarîkatının bir<br />

kolu olup, silsileleri Zeynüddîn-i Hâfî, Nureddîn Abdurrahmân Mısrî, Abdurrahmân Şirsî,<br />

Yûsuf-i Acemî, Hasan Şemsirî, Mahmûd İsfehânî, Nûreddîn Natanzî, Ömer Sühreverdî'ye<br />

ulaşır (rahmetullahi aleyhim ecmaîn).<br />

Abdüllatîf Kudsî hazretlerinin talebelerinin en meşhûru Şeyh Vefâ diye bilinen Müslihiddîn<br />

Mustafa bin Ahmed el-Konevî ile Âşıkpaşazâde'dir. Şeyh Vefâ hazretleri Osmanlı ilim ve<br />

kültür hayâtının feyizli kaynaklarından biri olmuş, İstanbul'daki dergâhı mânevî bir hayat<br />

menbaı hâline gelmiştir.<br />

Evliyâ Çelebi'nin büyük bir kapı diye övdüğü Zeyniyye Dergâhında Abdüllatîf Kudsî<br />

hazretlerinden sonra, sırasıyla; Tâcüddîn İbrâhim Karamânî, Hacı Halîfe Kastamonî,<br />

Muhammed Bolevî, Safiyyüddîn Mustafa Efendi, Nasûhî Tosyavî, Muallimzâde Mustafa<br />

Efendi, Seyyid Ali Efendi, Safiyyüddînzâde Muhammed Çelebi, Safiyyüddînzâde Abdülazîz<br />

Efendi,Safiyyüddînzâde Abdullah Efendi'dir. Muhammed bin Abdullah Muhammed Efendi,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!