22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

düşünoyurdum. Gaybden kulağıma bir ses geldi. Şöyle deniliyordu: "Ey Emîr Külâl!<br />

Kıyâmet gününde seni, senin talebelerini, dostlarını, sizin mutfağınızdan uçan bir sineğin<br />

üzerine konduğu kimseleri bile affettim." Allahü teâlâ, fadlından ve kereminden ihsân etti"<br />

dedi. Bunları söylediği Perşembe günü sabaha doğru vefât etti.<br />

Nakledilir ki, bir defâsında Mekke-i mükerremeden ve Medîne-i münevvereden tasavvuf ehli<br />

olan kimseler, bir cemâat hâlinde Buhârâ'ya geldiler. Buhârâ'da Sûhârî köyüne gitmek<br />

istediklerini söyleyerek, bu köyü sordular. Bunun üzerine kendilerine; "Siz nereden<br />

geliyorsunuz ve bu köyü niçin soruyorsunuz?" dediler. Onlar da Mekke ve Medîne'den<br />

geldiklerini, Sûhârî köyünü sormalarından maksadlarının, orada ikâmet etmekte olan Emîr<br />

Külâl hazretlerini ziy"aret etmek ve onunla görüşmek olduğunu söylediler. Buhârâ'da<br />

görüştükleri kimseler onlara; "Mâlesef, Emîr Külâl hazretleri vefât etti." dediler. Bu<br />

maksadla Sûhârî köyüne gittiler. Emîr Külâl hazretlerinin oğulları, onlarla görşüp sohbet<br />

ettiler. Onlara; "Babamız Mekke ve Medîne'ye hiç gitmemişti. Siz onu nereden<br />

tanıyorsunuz?" dediler. Gelenler; "Biz de buralara hiç gelmedik. Fakat biz Emîr Külâl<br />

hazretlerini Kâbe'de gördük. İki-üç seneden beri hac mevsiminde bizimle berâber Kâbe'yi<br />

tavaf ederdi. Mekke ve Medîne'de pekçok kimse ona bîat edip talebe olmuştu. Fakat bu sene<br />

Kâbe'ye gelmedi. Merak edip, ona olan muhabbetimiz ve hasretimiz sebebiyle görmeye<br />

gelmiştik, fakat nasîb olmadı." dediler. Böylece, Emîr Külâl hazretlerinin, kerâmetle, her<br />

sene hac mevsiminde, bulunduğu beldenin halkı farkına varmadan Kâbe'ye gittiği anlaşıldı.<br />

Gelen ziyâretçiler, daha sonra Emîr Külâl hazretlerinin kabrini ziyaret edip, duâ ettiler. Sonra<br />

da oğullarından müsâade alarak Sûhârî köyünden ayrıldılar.<br />

ÇOK DUÂ ETTİ<br />

Seyyid Atâ Efşene köyüne gelmişti. Bu sırada Seyyid Emîr Külâl dört-beş yaşına basmıştı.<br />

Seyyid Atâ, Efşene köyüne geldiği sırada, çocuklardan bir kısmı sokakta oynuyor, Emîr<br />

Külâl de oyun karışmadan kenarda duruyordu. Seyyid Atâ'yı görünce, koşup yanına geldi. O<br />

da elinden tutup, berâberce eve gittiler. Evlerine varınca, Seyyid Atâ onu yanına oturtup,<br />

kendi sarığını ikiye bölüp, bir kısmını kendi başına, bir kısmını da Seyyid Emîr Külâl'in<br />

başına sardı. Ona teveccüh ve himmette bulunup, çok duâ etti. Duâsı ve himmeti bereketiyle,<br />

tasavvuf hâllerinden ve mertebelerinden çok nîmetlere kavuşturdu. Sonra da; "Emîr Külâl'in<br />

yüksek derecelere kavuşacağını müşâhede ediyorum ve onun derecesi, benim derecemden<br />

üstün olacak." buyurdu. Böylece Emîr Külâl, henüz küçük yaşında büyük bir velînin<br />

teveccüh ve duâsına kavuşmakla şereflendi ve bu sâadetle büyüdü.<br />

TİMÛR HAN<br />

Timûr Hân Semerkand'a yerleşince, Buhârâ'ya gitmeyi arzu etti. Bu sebeple Emîr Külâl<br />

hazretlerine haber gönderip, bizim Buhârâ'ya gelmemize müsâade ederler mi? Şâyet izin<br />

verilmezse, kendilerinin Semerkand'ı teşrîf etmelerini arzu ediyoruz, nasıl buyururlarsa öyle<br />

ypalım." dedi. Timûr Hânın bu arzusu üzerine, Emîr Külâl hazretleri ne gelmesini, ne gitmeyi<br />

kabûl edemeyeceğini ve kendilerine duâ etmekte olduğunu söyledi. Bunları bildirmek ve<br />

Timûr Hânla görüşmek üzere, oğ3lu Emîr Ömer'i vazifelendirdi. Oğlunu gönderirken şöyle<br />

dedi: "Ey oğlum! Emîr timûr'a söyle! Eğer Allahü teâlânın râzı olduğu yolda yürümek<br />

istiyorsa, takvâdan ve adâletten aslâ ayrılmasın. Bunları kendisine şiâr edinsin ki, kıyâmet<br />

günü kurtulabilsin! Yine talebelerimizle her zaman ona duâ ettiğimizi söyle. Eğer dünyâya<br />

meylederse, bu durumların faydasına kavuşamaz." Emîr Külâl hazretlerinin oğlu Emîr Ömer,<br />

Semerkand'a gidip, Timûr Hân ile görüştü. Babasının söylediği şeyleri aynen bildirdi. Birkaç<br />

gün sonra da, Buhârâ'ya dönmek üzere Timûr Han'dan müsâade istedi. Ayrılırken, Timûr Han

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!