22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

edemem." dedi. Gelen adam ısrâr edip; "Ne olursa olsun bunları yiyeyim, ben oğlu<br />

vâsıtasıyla ondan özür dilerim." diyerek, ev sâhibini iknâ etti. Ev sâhibi kazları pişirtip, o<br />

şehrin meşhûrlarından olan o kimsenin önüne koydu. Tam yiyeceği sırada, yüzne kazlardan<br />

öyle bir buhar ve sıcaklık yükseldi ki, gözlerine tesir edip, gözleri görmez oldu. Kazları<br />

yiyemedi ve yaptığı işe pişmân oldu, tövbe etti. Hemen Emîr Külâl hazretlerine bir at hediye<br />

etmeye niyet etti. Birkaç gün sonra gözleri iyileşip eski hâline döndü.<br />

Emîr Külâl hazretlerinin talebelerinden biri, bir gece kendinde bambaşka bir hâl hissedip;<br />

"Hocamın yanına gideyim, bakalım benim hakkımda ne emreder ve ne buyurur?" diye<br />

düşündü. Sonra, Emîr Külâl'in yanına gitti. bu talebesi şöyle anlatmıştır: "Gece vakti, varıp<br />

hocamın odasına girdiğimde, kalabalık bir cemât vardı. Hayret ettim. Bunlar, hiç görmediğim<br />

ve tanımadığım kimselerdi. Kalbalıktan oturacak yer kalmamıştı. Herkes başını eğmiş,<br />

sessizce oturuyordu. Ben de başka bir yere oturarak başımı yere eğip beklemeye başladım.<br />

Bir müddet böyle durdum. Sonra başımı kaldırıp baktım ki, odada hocam Emîr Külâl'den<br />

başka hiç kimse görünmüyordu. Hocam bana bakıp; "Sana müjdeler olsun, şimdi sen artık<br />

maksada kavuştun, ama bunu gizli tut." buyurdu. Bundan sonra hocama; "Burada gördüğüm,<br />

sonra da birdenbire kaybolup görünmez olan zâtlar kimlerdi?" diye sordum. Buyurdu ki:<br />

"Bunlar ricâl-ül-gayb denilen velîlerdi. Aralarında Hâce Gülân ve Abdülhâlik Goncdüvânî de<br />

vardı. Bunlar öyle zâtlardır ki, vefâtlarından önce ve sonra, Allahü teâlânın dînine hizmet<br />

ederler. Bugün sen de onların sohbetinden (feyzinden) pay aldın."<br />

Muhammed Bâbâ Semmâsî'nin talebelerinden bir kısmı, Emîr Külâl hazretlerine, evliyânın<br />

kerâmetinden sordular. Buyurdu ki: "Evliyânın kerâmeti haktır. Aklen ve naklen câizdir. Bu<br />

hususta evliyâdan çok nakiller vardır. Mâlûm ve meşhûr olup, hiç şüphe yoktur. Kalbi îmân<br />

nûruyla aydınlanmış olan herkes, evliyânın kerâmetine inanır ve bu hususta hiç şüphe etmez.<br />

Buna misâl çoktur. Süleymân aleyhisselâmın vezîri Âsaf'ın, Saba melîkesi Belkîs'in tahtını<br />

bir ânda Sana'dan Kudüs'e getirmesi gibi. Bir başka misâl, hazret-i Ömer, bir defâsında<br />

Medîne-i münevvered mescidde, Peygamber efendimizin mimberi üzerinde hutbe okuyordu.<br />

Bu sırada çok uzaklarda düşmanla cihâda çıkmış olan İslâm ordusunun tehlikeli bir durumda<br />

olduğunu görüp, ordu kumandanına; "Yâ Sâriye, dağa dağa!" buyurdu. Uzakta olan<br />

kumandan Sârye ve ordunun erleri, bu sesi duyup dağa çekildi. Düşmanın tehlikeli<br />

hücumundan korundu. Bu, apaçık bir kerâmettir. Eğer bir kimse, bu kerâmet, mûcizeden<br />

aşağı değil derse, bu yanlıştır. Çünkü, hiç bir velî, Peygamber derecesinde olamaz. Evliyâ-i<br />

kirâm buyurmuşlardır ki: "Evliyâdan meydana gelen kerâmet, Peygamber efendimizin<br />

mûcizesinden dolayıdır ve peygamberin peygamberliğini tasdîk eder. Ona tâbi olmayı<br />

gösterir. Eğer peygamberler doğru sözlü olmasaydı, evliyânın kerâmeti de hâsıl olmazdı.<br />

Çünkü evliyâ, Nebî'ye tâbi olmuştur."<br />

Emîr Külâl hazretleri, marâz-ı mevtinde (ölüm hastalığında) bulunduğu sırada, talebelerine<br />

şöyle vasiyet etti: "Ey kıymetli talebelerim! İlim öğrenmekten ve Muhammed aleyhisselâmın<br />

yoluna tabî olmaktan aslâ ayrılmayınız. Bu, mümin için bütün saâdetlerin ve nîmetlerin<br />

vâsıtasıdır. Bunun için Resûlullah sallallahü aleyhi ve selem buyurdu ki: "İlim öğrenmek,<br />

her müslüman erkek ve kadına farzdır." Yâni her müslüman ereğin ve kadının, kenidne<br />

lâzım olan din bilgilerini öğrenemsi farzdır. Bunlar, sırasıyla şu bilgilerdir: 1- Îmân ve îtikâd<br />

bilgileri. 2- Namazla ilgili bilgiler. 3- Oruçla ilgili bilgiler. 4- Zengin ise, zekât ile ilgili<br />

bilgiler. 5- Eğer zengin ise hac ile bilgiler. 6- Ana-baba hakkını öğrenmek. Allahü teâlânın<br />

kendisinden râzı olmasını isteyen, annesinin ve babasının rızâsını kazanır. Resûlullah<br />

efendimiz; "Allahü teâlânın rızâsı, ana-babanın rızâsını kazanmakla elde edilir."<br />

buyurdu. Bu bakımdan, ana-babanın hakını gözetmek mühimdir. 7- Sıla-i rahm (akrabâyı<br />

ziyâyeret). 8- Komşu hakkını gözetmek. 9- Lâzım olan alış-veriş bilgilerini öğrenmek.<br />

10-Helâli ve haramları öğrenmek lâzımdır. Çünkü insanların çoğu, bilmediğinden ve bildiği<br />

ile amel etmediğinden helâk olmuştur. Şiir:<br />

"Dünyâ tâlibleri, hep hırs ile mest oldular,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!