22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ahmetine kavuştular.<br />

Emîr Hamza hazretlerinin iki oğlu ve bir kızı vardı. Hepsi de babalarından feyz alarak,<br />

ilimde, ahlâkta yetişmiş, yüksek derecelere kavuşmuşlardı. Kızı Hâtûn-ı Külân için, "Herkes<br />

oğlu ile iftihâr eder, biz de kızımızla iftihâr ederiz. Allahü teâlâ bize ne verdiyse, biz de<br />

kızımıza verdik." buyurmuştur. Bu kızı, her zaman Kur'ân-ı kerîm okurdu. Odaya girip bir<br />

işle meşgûl olunca, odası nûrdan, kandile ihtiyaç göstermeyecek derecede aydınlanırdı. Kilim<br />

dokusa, iplikler kendiliğinden düğümlenirdi. Bu işle uğraşırken namaza kalksa, onun çıkrığı<br />

kendiliğinden dönerdi. Gündüz olsa, demetleri kendiliğinden iplik olurdu. Bu hâlini, ancak<br />

sırdaşları bilirdi.<br />

Emîr Hamza hazretlerinin bu kızının, Şehâbeddîn adında bir oğlu vardı. Emîr Hamza bu<br />

torununun yetiştirilmesi vazifesini Mevlânâ Hüsâmeddîn'e verdi. Üç sene Mevlânâ<br />

Hüsâmeddîn'in huzûrunda kaldı. Bu müddet zarfında Hak teâlâ, ona çok ilim ihsân etti.<br />

Hocası Mevlânâ Hüsâmeddîn ona dedi ki: "Ey Mevlânâ Şehâbeddîn! Eğer bundan sonra sen<br />

bize ders okutacaksan burada kal, yoksa bende sana ders verecek güç kalmadı." Sonra<br />

Mevlânâ Hüsâmeddîn'in izni ile Sûhârî'ye döndü. İnsanlara nasîhatle meşgûl oldu. Bütün<br />

vakti ilim ve âlimlerle geçerdi. Bir gün halka vâz ü nasîhattan sonra şöyle söyledi: Ey azîzler!<br />

Size bir vasiyetim var. Onu kabûllenin ki, âhirette size faydası olsun. Nitekim Resûl-i ekrem;<br />

"Vakit geçmeden namaza, ölüm gelmeden tövbeye acele edin" buyurdu. Ey dostlarım!<br />

Allah'ın emirlerini yerine getirmede eksiklik etmeyin. Peygamber efendimiz; "Namaz dînin<br />

direğidir. Namazını kılan dînini kurmuş, terkeden dînini yıkmış olur." buyurdu.<br />

1) Reşehât; s.44<br />

2) Umdet-ülMakâmât; s.62<br />

3) Agâhî Seyyid Emîr Külâl; s.96 vd.<br />

4) Hadâik-ül-Verdiyye; s.124<br />

5) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.13, s.27<br />

SEYYİD EMÎR KÜLÂL;<br />

Büyük velîlerden. İnsanları Hakk'a dâvet eden, doğru yolu göstererek saâadete kavuşturan ve<br />

kendilerine "Silsile-i aliyye" denilen büyük âlim ve velîlerin on dördüncüsüdür. Hazret-i<br />

Hüseyin'in soyundan olup, seyyiddir. Evliyânın meşhûrlarından olan Muhammed Bâbâ<br />

Semmâsî'nin talebesi ve Behâeddîn-i Buhârî Nakşibend hazretlerinin hocasıdır. Çömlekçilik<br />

yaptığı için "Külâl" ismiyle meşhûr olmuştur. Buhârâ'nın Sûhârî kasabasında doğdu. Doğum<br />

târihi bilinmemektedir. 1370 (H. 772) sensinde Sûhârî'de vefât etti. Kabri oradadır. Büyük bir<br />

âlim ve mürşid-i kâmil olup, her ânını İslâmiyete uygun olarak geçirdi. Pekçok kimse onun<br />

sohbet ve derslerinde kemâle gelmiştir. Onun üstün hâllerini gösteren çok menkıbesi vardır.<br />

Annesi şöyle anlatmıştır: "Emîr Külâl'e hâmile iken, şüpheli bir lokma yesem, krın ağrısına<br />

tutulurdum. O lokmayı mîdemden geri çıkarmadıkça, karın ağrısından kurtulamazdım. Bu hâl<br />

başımdan üç defa geçti. Sonra çok temiz ve hayırlı bir çocuğa hâmile olduğumu anladım.<br />

Bunun üzerine yediğim lokmaların helâlden olmasına çok dikkat edip, ihtiyatlı davrandım."<br />

Sâlih bir zât olan babası Seyyid Hamza, Medîne'den gelip, Buhârâ'nın Efşene köyüne<br />

yerleşmişti. Bir defâsında, devrinin en meşhûr velîsi Seyyid Atâ beraberinde zamânın en<br />

meşhûr zâtlarıyla, büyük bir cemâat hâlinde, Emîr Külâl hazretlerinin babası Seyyid<br />

Hamza'nın bulunduğu köyden geçiyordu. Bu yolculuğu sırasında tanışıp dost oldular. Bundan<br />

sonra Seyyid Atâ'nın her ne zaman oraya yolu düşse, evvelâ dosdoğru Seyyid Hamza'nın<br />

evine gider, başkalarıyla daha sonra görşürdü. Yine bir defâsında Efşene köyüne uğramış ve<br />

Seyyid Hamza'nın yanına gelmişti. Bu gelişinde ona bir müjde verip; "Ey kardeşim! Allahü

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!