22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

husûsunda âlimler ihtilâf ettiler. Âlimlerin ekserîsi, sırf böyle duâ etmenin doğru<br />

olmayacağını söylediler. Çünkü insan muhtâç ve zayıf bir varlıktır. Ne dünyânın elem ve<br />

acılarına, ne de âhiretin sıkıntı ve meşakkatlarına güçleri yetmez. En uygun olanı dünyâ ve<br />

âhiretteki kötülüklerden Allahü teâlâya sığınmak, her iki âlemde de iyi hâl üzere<br />

bulunmayıO'ndan istemektir."<br />

Yine Fahreddîn-i Râzî tefsîrinde, Enes bin Mâlik'in şöyle anlattığını haber veriyor: "Bir<br />

defâsında Resûlullah efendimiz bir zâtın ziyâretine gitti. Hastalık sebebiyle o kimse gâyet<br />

zayıf ve hâlsiz düşmüştü. Resûlullah efendimiz o kimseye; "Sen Allahü teâlâya nasıl duâ<br />

ederdin?" diye sordu. O da; "Ben; "Allah'ım! Âhirette eziyette olmayayım da dünyâda nasıl<br />

olursam olayım. Âhirette sıkıntı çekeceksem onu bana dünyâda ver." diye duâ ederdim."<br />

dedi. Bunun üzerine Resûlullah buyurdu ki: "Senin buna gücün yetmez. Sen şöyle de:<br />

"Rabbimiz! Bize dünyâda da âhirette de iyilik ver. Bizi Cehennem azâbından koru!"<br />

Sonra Resûlullah efendimiz o kimseye duâ etti. O kimse Allahü teâlânın izni ile şifâ buldu.<br />

Eğer Allahü teâlâ kullarına, hiç dert ve elem vermemiş olsa veya çok az vermiş olsaydı,<br />

insanlar O'na ibâdet etmekten ve O'nu zikretmekten gâfil olurlardı. İnsanın, dünyâ ve âhiret<br />

saâdetine, Allahü teâlânın rahmetine kavuşabilmesi için, ibâdet ve tâatten ve zikrden geri<br />

kalmaması şarttır. Buna göre herkes Allahü teâlânın rahmetine muhtactır. Bu durumda iyi<br />

düşünce, dert ve sıkıntıların, aslında birer nîmet ve insanı Allahü teâlâya çeken birer kemend<br />

oldukları anlaşılır."<br />

Ömrünü, İslâmiyetin emir ve yasaklarını öğrenmek, öğretmek ve insanlara anlatarak onların<br />

dünyâda ve âhirette saâdete, kurtuluşa ermeleri için sarf eden Muhammed Seyfeddîn<br />

hazretleri bin dört yüz velî yetiştirdi. Bir çok velî ve mürşid-i kâmil yetiştirip, insanların<br />

hidâyete kavuşmalarına vesîle oldu. Seyyid Nûr Muhammed Bedâyûnî, yetiştirdiği<br />

talebelerinin en büyüğü ve kâmilidir. Sekiz oğlu vardı. Üçü kendi huzûrunda kemâle geldi.<br />

Beşi henüz küçüktü. Büyük olan oğulları Şeyh Muhammed A'zam, Şeyh Muhammed<br />

Hüseyin ve Şeyh Muhammed Şuayb'dır. Diğer oğulları; Muhammed Îsâ, Muhammed Mûsâ,<br />

Muhammed Kelimetullah, Muhammed Osman ve Abdurrahmân'dır. Altı kızı vardı. Bunlar;<br />

Cennet, Habîbe, Sâire, Şehrî, Refîunnisâ ve Zehrâ'dır.<br />

Mektûbât-ı Seyfiyye adlı bir eseri olup, içinde yüz doksan mektup vardır. Bu kıymetli eseri,<br />

oğlu Muhammed A'zam toplayıp kitap hâline getirmiş, Hindistan'ın Haydarâbâd şehrinde<br />

basılmıştır.<br />

İNKÂR MI EDİYORSUN<br />

Halktan birisi Seyfeddîn-i Fârûkî'nin büyüklüğünü inkâr ederek kabul göstermemişti. O gece<br />

rüyâsında bir grup gece bekçisi gelip onu şiddetli bir şekilde döğmeye başladılar ve; "Allahü teâlânın<br />

sevgilisi olduğu hâlde, sen Muhammed Seyfeddîn hazretlerinin üstünlüğünü inkâr ediyorsun öyle<br />

mi?" dediler. Bu korkuyla uyanıp, yaptığına tövbe etti ve onun talebeleri arasına girdi.<br />

SULTAN HÜRMET EDERDİ<br />

İmâm-ı Rabbânî’nin, torunu olan bu zât,<br />

Serhend şehrinde doğup, orada etti vefât.<br />

Beşinci oğlu idi, o, Muhammed Ma’sûm’un,<br />

Çok kişi yola geldi, sohbetiyle sırf onun.<br />

Uzun boylu ve esmer, iri gözlü, heybetli,<br />

Zât olup, sakalının, iki yanı seyrekti.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!