22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ihtiyaçlarını giderirdi. Birisi kendisine bir iş havâle etse, onu geri çevirmez ve görmeye<br />

çalışırdı. Bir defâsında, bir günde, hiç ara vermeden otuz mektup yazdı. Bu kadar sıkıntıya<br />

girip, kedisini niçin yorduğu suâl edildiğinde; "Bir kimse benden bu işi yapmamı istedi. Ben<br />

de onu kıramadım." buyurdu.<br />

Kul hakkına girmekten çok sakınırdı. Yanına bir kimse gelse, ayrılıncaya kadar onunla<br />

ilgilenir, ilgisiz kalmazdı. Kendisine bir iş havâle edilince, o işi yapma müddeti bitmeden<br />

evvel mutlaka o işi tamamlardı.<br />

Muhtâc olanlara çok sadaka verirdi. Evinde bulunanlara da, her zaman ve bilhassa açlık ve<br />

kıtlık zamanlarında çok sadaka vermelerini sık sık tenbih ederdi. "Cennet nîmetlerine<br />

kavuşmayı arzu edenler, bilhassa pahalılık ve kıtlık zamanlarında çok sadaka versinler."<br />

buyururdu.<br />

Her ân Allahü teâlâyı tefekkür ederdi. "İnsanlarla birlikte gülüyor görünüp, kalbi Rabbinin<br />

korkusuyla ağlayan kaç kişi vardır." buyurarak, asıl maksadın Allahü teâlâdan gâfil<br />

olmamak, O'nu unutmamak olduğunu bildirirdi. İşte bu hâl, âriflerin, evliyânın hâlidir.<br />

Senûsî, Allah korkusunun fazlalığı, devamlı murâkabe hâli ve her ân tefekkür etmesi<br />

sebebiyle, dünyâda sanki hapiste gibiydi.Dâvûd aleyhisselâmın yaptığı gibi, bir gün oruçlu,<br />

bir gün oruçsuz olurdu. Az bir yemek ile iftar ederdi. Oruçlu olmadığı günlerde de yiyecek<br />

bir şey istemezdi. Bâzan üç gün ve daha ziyâde, hiçbir şey yemeyip içmediği olurdu.<br />

Kendisine bir yemek verilse yer, yoksa böyle devâm ederdi. Yiyecek bir şeyler istemezdi.<br />

Oruçlu olduğu bâzı günlerde; "Bugün oruçlu musunuz, yoksa oruçlu değil misiniz?" diye suâl<br />

edilince; "Ne oruçluyum. Ne de oruçlu değilim." derdi. Oruca niyetli olduğu için ve aynı<br />

zamanda kendisini hakîkî oruç tutanlardan saymadığı için böyle söylerdi. "Oruçlu olup<br />

olmadığınızı bilemiyor musunuz?" diyenlere de cevap vermez, sâdece tebessüm ederdi.<br />

Senûsî hazretlerinin talebeleri derler ki: "Biz, ondan daha güzel huylu birini görmedik.<br />

Kimseye kızıp sinirlenmediği gibi, yüksek sesle bile konuşmazdı. Kendisine mahsus olan,<br />

onunla tanındığı bir elbisesi yoktu. Gâyet sâde bir şekilde giyinirdi."<br />

Senûsî hazretlerinin geceki hâlini, hanımı şöyle anlatır: "Gecenin ilk kısmında bir mikdâr<br />

uyuyup, sonra kalkar, yüzünü semâya dönerek kendi kendine sitem eder ve; "Hem Cehennem<br />

azâbından korkuyorsun, hem de Cennet'e gideceği kendisine haber verilmiş bir kimse gibi<br />

uyuyorsun. Bu nasıl hâldir?" derdi. Sonra da fecre, sabaha kadar ibâdet ve tâat ile meşgûl<br />

olurdu.<br />

Namaz kılmak ve Kur'ân-ı kerîm okumak niyetiyle hep mescidde kalmak ister, hiç çıkmak<br />

istemezdi. Ölüm hastalığında mescide gidemez oldu. Yatağından çıkamıyacak durumda<br />

olduğu zaman bile namazını terketmedi. On gün hasta kaldı. Hastalığı ağırlaştığında kızı;<br />

"Gidiyorsun ve beni terkediyorsun." deyince; "İnşâallahü teâlâ yakın zamanda Cennet'te<br />

buluşuruz." buyurdu. Vefât ederken de buyurdu ki: "Hak sübhânehü ve teâlâ bizlere ve<br />

bizleri sevenlere, vefât ederken Kelime-i şehâdeti söylemeyi nasîb etsin. O'ndan bunu<br />

dileriz." Bundan sonra vefât etti.Vefâtından sonra etrâfa misk kokusu yayıldı ve insanlar bu<br />

güzel kokuyu hissettiler.<br />

Senûsî hazretlerinin pekçok kerâmetleri görülmüştür. Talebelerine, kendisine muhabbeti<br />

olanlara; "Bir yerde daralıp, zor durumda kaldığınızda, bizden yardım isteyin. Allahü teâlânın<br />

izni ile sizin o isteğiniz bize ulaşır ve bi-iznillâh yardım ederiz." buyurdu.<br />

Bir defâsında,Senûsî'yi sevenlerden bir zât, evini kilitleyip bir yere gitmişti. Anahtarını<br />

kaybetti. Her ne kadar aradı ise de bulamadı. Evine gelip, elini kapalı kilidin üzerine koyarak;<br />

"Yâ Muhammed bin Yûsuf Senûsî bana yardım et. Seni vesîle ederekAllahü teâlâdan yardım<br />

istiyorum." dedi. Daha sözünü bitirmeden, kapalı kilit açılıverdi.<br />

Senûsî hazretlerinin âdeti şöyle idi ki, mescidinde sabah namazını kıldırdıktan sonra bir

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!