22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

çekmiş, dünyâya aslâ meyletmemiştir. Evinde akşamdan sabaha hiçbir yiyecek içecek<br />

bulundurmamıştır. Dîvân-ı Medâyih-ıHarâbâtî adlı eserinde pekçok velîyi ve bilhassa<br />

Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerini medheden şiirler yazmıştır.<br />

Kerâmetlerinden bâzıları şöyledir:<br />

Bir gün bir grup insan imtihan etmek, velîlik hallerini anlamak için Harâbâtî hazretlerinin<br />

huzûruna gelip, ona bir nar verdiler. "Bu narı yemeden önce içinde kaç nar dânesi var, söyler<br />

misin?" dediler.Bunun üzerine kâğıt üzerine bir rakam yazıp kalemliğin altına koydu. Narı<br />

kesip, dânelerini saydılar. Kâğıt üzerine yazdığı rakam kadar nar dânesi çıktı.<br />

Bir defâsında bir deli, huzûruna getirilip şifâya kavuşması için duâ istendi. Bir mikdâr suya<br />

okuyup delinin yüzüne serpti. O anda deli sıhhate kavuşup aklı başına geldi.<br />

Bir kimse Harâbâtî hazretlerinin eserlerini tenkid ederdi. Bir gün onun kitaplarından yanında<br />

bulunanları alıp nehre atmıştı. Fakat kitapları atar atmaz içine bir pişmanlık düştü. Yazıları<br />

bozulmuştur ve ıslanmıştır diyerek üzüldü ve sudan aldı. Sonra kitapların hiçbir yerinin<br />

ıslanmadığını gördü.<br />

Eserlerinden bâzıları: Bahr-ül-Envâr, Tuhfet-üz-Zamân, Tuhfet-ül-Kâdimî,<br />

Tezkirât-ül-Kâmilîn, Tezkirât-ül-Vâsilîn, Tefrîh-ül-Mecâlis, Cennât-ün-Naîm,<br />

Hakîkat-ül-İslâm, Hakîkat-ül-Evliyâ, Hülâsât-ül-Esrâr, Derdnâme, Delîl-üs- Sâdıkîn,<br />

Sirâc-üt-Tâlibîn, Sırât-ı Müstakîm ve daha pekçok eseri vardır.<br />

1) Fihristi Nüshayı Hattî HâceSenâullah Harâbâtî (MuhammedHüseyinTesbîhî)<br />

SENÂULLAH-İ SEBNEHLÎ;<br />

Hindistan'da yetişen büyük âlim ve velîlerden. Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinin önde<br />

gelen talebelerinden. İsmi Senâullah, nisbesi Sebnehlî'dir. Mevlevî Senâullah-i Sebnehlî diye<br />

tanınır. Din ilimlerinde mütehassıs idi. Kaynak eserlerde, doğum ve vefât târihleri ile hâl<br />

tercümesi hakkında mâlûmât bulunmamakta ise de, on dokuzuncu asrın başlarında vefât ettiği<br />

bilinmektedir.<br />

Kırâat, hadîs ve diğer naklî ilimleri, Şâh Veliyyullah Ahmed Sâhib-i Dehlevî'den okuyan<br />

Senâullah-i Sebnehlî, evliyâlık yolunda Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinden çok istifâde<br />

etti. İlk zamanlarında hocasının emriyle, HâceMûsâ Hân'dan feyz aldı. Onun sohbetlerinde<br />

bulunarak çok ilerledi.Hâce Mûsâ Hân da, Mazhar-ı Cân-ı Cânân'ın halîfelerindendi.Mûsâ<br />

Hân hazretlerinin bâtınî kemâlâtından çok istifâde etti. Evliyâlık yolunun son makamlarına<br />

kadar yükseldi. Ondan ve dolayısıyla Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretlerinden icâzet alıp,<br />

Sebnehl beldesinde talebe yetiştirmeye başladı. O beldenin insanlarına, İslâm ilimlerini,<br />

tasavvufî mârifetleri öğretti. Çok talebe yetiştirdi.<br />

Senâullah-i Sebnehlî hazretleri devamlı ibâdetle meşgûl olur, vakitlerini hiç zâyi etmezdi.<br />

Yüksek ilim sâhibi olmakta, ilimle amel etmekte, her hâlinde istikâmet sâhibi olmakta, sabır<br />

ve güzel ahlâkta fevkâlâdeydi. Hep Allahü teâlâyı düşünür, O'ndan gâfil olmazdı. Devamlı<br />

murâkabe hâlindeydi. Hep Allahü teâlânın ihsân ettiği sayısız nîmetleri, bunlara karşılık<br />

olarak O'na hakkıyla ibâdet edemediğini düşünür, kendini kusurlu ve kabahatli görürdü.<br />

Şüpheli şeylerden çok sakınırdı.<br />

Buyurdu ki: "Bir defâsında, dünyâya düşkün olan devlet adamlarından birinin yemeğini<br />

yemiştim. Kalbim ve rûhum sıkıldı. Mâneviyâtım bulandı. Ne kadar tövbe istigfâr ettiysem,<br />

eski iyi ve huzurlu hâlime gelemedim. Gerçi doğru yoldan hiç ayrılmadım ama, mânevî<br />

lezzetimi kaybettim. Demek ki yediğim o yemek şüpheli imiş."<br />

Senâullah-i Sebnehlî, bir gece rüyâsındaPeygamber efendimizi gördü.Peygamber efendimiz

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!