22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ebü'l-Hasan Harkânî'nin Esrâr-ı Sülûk Tercümesi, 27) Mugnî Şerhi, 28) Kavâid-i Fârisî<br />

Şerhi, 29) Sunûhât-ı Salâhî, 30) Aruz Şerhi, 31) Dîvân-ı Arabî.<br />

Nice bir meyledesin bezm-i belâya nice bir.<br />

Nakd-i ömrün versin bâd-ı hevâya nice bir.<br />

Nefsin arzularına uydun ulaştın ey dil!<br />

Uğradın varta-ı uzmâ-yı cefâya nice bir.<br />

Çek elin fânî cihândan yürü insaf eyle gel,<br />

Bu kadar gaflet-ü-rağbet bu fenâya nice bir.<br />

Şems-i ikbâlin erişmekte gurûba gözün aç.<br />

Hâb-ı Gaflette sarılmaklık gıtâya nice bir.<br />

Gelmedin kendine bir ibret alıp âlemden,<br />

Bu kadar dâiye bî katre-i mâye nice bir.<br />

Hâb-ı gafletten uyanmaz mı gözün bîçâre,<br />

İntibah ermedi bir azm-i bakâya nice bir.<br />

Ey Salâhî yürü sen Hak kulluğuna meşgûl ol,<br />

Nice bir kul olasın nefsi hevâya nice bir.<br />

1) Sefînet-ül-Evliyâ; c.4, s.257<br />

2) Risâle-i Salâhî (Süleymâniye Kütüphânesi Yazma Bağışlar Kısmı, No: 2320)<br />

3) Menâkıp; AliEmirî Şeriyye; s.877<br />

4) KaresiMeşahiri<br />

5) OsmanlıMüellifleri<br />

SELÂHADDÎN ZERKÛB;<br />

Konya'nın büyük velîlerinden. İsmiSelâhaddîn Feridun'dur. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî<br />

hazretlerinin önde gelen talebelerindendir. Önceleri Mevlânâ'nın hocası olan Seyyid<br />

Burhâneddîn Tirmizî'nin talebesi idi. Kuyumculuk yapardı.<br />

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, bir gün Konya'nın kuyumcular çarşısından geçerken, bir<br />

kuyumcu dükkânından gelen çekiç seslerinden çok etkilendi.Her çekicin vuruluşunda çıkan<br />

seslerin, "Allah! Allah!" dediğini müşâhede etti. Bu sesler, eşi bulunmaz bir haz ve dükkânın<br />

sâhibine karşı kalbinde büyük bir muhabbet hâsıl etti. Kapının önünden Mevlânâ<br />

hazretlerinin geçmekte olduğunu gören kuyumcu Selâhaddîn ve çırakları, onu hürmetle<br />

selâmladılar. Mevlânâ, dükkâna merhametle teveccüh ettiğinde, dükkândaki bütün eşyâlar<br />

altın oldu. Bu durumu hayretle gören Selâhaddîn, dükkânındaki bütün malzemeyi, âletleri,<br />

çıraklarına ve fakirlere dağıtıp Mevlânâ'nın peşinden gitti. Ona talebe olmayı, dünyâ<br />

servetlerinden üstün gördü. Huzûra vardığında Mevlânâ onu talebeliğe kabûl<br />

etti.Selâhaddîn'deki istidâd ve kâbiliyeti görünce, yetişmesi için çalıştı. Selâhaddîn de<br />

hocasına kusûr etmiyerek, on sene hizmet etti. Mevlânâ, hocası Şems-i Tebrizî hazretlerine<br />

gösterdiği hürmet ve saygı kadar, bu talebesine de şefkat ve merhametle muâmelede bulundu.<br />

Onu, kendisinden sonra yerine vekîl olabilecek şekilde yetiştirdi. Mevlânâ Celâleddîn,<br />

Selâhaddîn'i o kadar çok severdi ki, onunla akrabâ olmak istemiş ve oğlu Sultan Veled'e,<br />

Selâhaddîn'in kerîmesini nikâh etmişti.<br />

Selâhaddîn Zerkûb bir gün dedi ki: "Gönlümde bulunan nûr çeşmeleri, bende gizli ve örtülü<br />

olduğu hâlde, hocam Mevlânâ hazretlerinin mübârek vücûdlarına, nûrların nehir gibi aktığını<br />

gördüm." Kayınpederinden bu sözleri işiten Sultan Veled, babası Mevlânâ'ya; "Efendim!<br />

Selâhaddîn hazretlerini sevmeniz, ona aşırı muhabbet beslemeniz, nûrunuzu müşâhede ettiği<br />

için midir?" diye sordu. Babası da; "Kıymetli evlâdım! Mıknatısın demiri çektiği gibi,<br />

insanoğlu da kendisini sevene karşı muhabbet etmektedir. Çocuğun annesine olan muhabbeti,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!