22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

doğdu. 1879 (H.1296) senesinde İstanbul'da vefât etti. Dergâhındaki tevhîdhânesine<br />

defnedildi.<br />

Sâlih Efendi, tahsîlini İstanbul'da yaptı. Zamânın büyük âlimlerinden ilim öğrendi. Fâtih<br />

Câmiindeki derslere devâm ederek, aklî ve naklî ilimlerde olgunlaştı. Hocalarından icâzet<br />

aldı. Sonra Şeyhzâde Câmi-i şerîfine müderris oldu. Meşhûr Hattât İsmâil Zühdî'den hat<br />

dersleri aldı. Odabaşı Şeyhi ve Nûrî Efendinin icâzetli talebesi olan Abdullah Efendi ile<br />

sohbet etti. Bu sohbette, Abdullah Efendinin hocası olan Nûrî Efendinin tasavvuf ilmindeki<br />

üstün derecesinden haberdâr oldu. Sonra tasavvuf ilmine dâir bâzı zor meseleleri, sormak ve<br />

sohbetinden istifâde etmek maksadıyla, Üsküdar'da bulunan Nûrî Efendiyi ziyârete gitti.<br />

Sohbetini dinledi. Sohbette sormak istediği meselelerin cevâbını soruyu sormadan aldı. Kalp<br />

ilimlerine dâir pekçok şeyler duydu. Hayretler içinde kaldı. Onun büyüklüğünü anlayıp kalbi,<br />

Nûrî Efendiye karşı derin bir sevgi ile doldu. O akşam orada kalmaya, Nûrî Efendinin mânevî<br />

kemâlâtından istifâde etmeye karar verdi.Yatsı namazı vakti girdiğinde namaza kalkıldı. Aklî<br />

ve naklî ilimlerde söz sâhibi olan Sâlih Efendi, kırâat ilmindeki mahâretini göstermek arzusu<br />

ile ilerleyince; Nûrî Efendi, Sâlih Efendiyi mihrâba dâvet etti. Sâlih Efendi de mihrâba geçip<br />

imâm olarak iftitah (namaza başlama) tekbîrini aldı. İçinden Sübhâneke ve E'ûzü besmeleyi<br />

okuduktan sonra; "Elhamdülillahi...." dedi. Fâtiha'nın devâmını okuyamadı. Birkaç defâ<br />

tekrarlayıp yine hatırlayamayınca mihrâbdan çekildi. Nûrî Efendi geçip namazı kıldırdı. Sâlih<br />

Efendi o zaman, Nûrî Efendinin, tasarrufu kuvvetli, hâl ve kerâmet ehli bir zât olduğunu<br />

anladı. Tövbe ve istigfâr edip, ona talebe oldu. Tam yirmi iki sene cân-u gönülden hizmet<br />

etti. Sadâkatinin mükâfâtı olarak mânevî derecelere kavuştu. Talebeliği esnâsında hocasının<br />

emriyle, Mesnevî Hân ismiyle meşhûr Hoca Hüsâmeddîn Efendiye giderek Mesnevî-yi Şerîf<br />

okudu. 1849 (H.1265) senesinde hocasının yerine geçerek talebe yetiştirmeye başladı.<br />

Bilâhare arsa hâlinde olan Muslihuddîn Mescidini dergâh olarak yaptırdı. Fâtih civârında,<br />

Tahtadâra Dergâhını binâ etti.<br />

Sâlih Efendi, Hak âşığı, kâmil, çok ibâdet eden, ismi gibi sâlih, sabırlı, din ve fen bilgilerinde<br />

üstün, hâller ve kerâmetler sâhibi bir zât idi. Kur'ân-ı kerîm ve salevât-ı şerîfe kitabı olan<br />

Delâil-i Hayrât yazardı. Yazılarındaki mahlası (Şems) idi. Geçimini bu şekilde temin ederdi.<br />

1) Sefînet-ül-Evliyâ; c.1, s.204<br />

2) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.18, s.174<br />

SÂLİH GÜLÂBÎ;<br />

Hindistan evliyâsının büyüklerinden. İsmi, Mevlânâ Muhammed Sâlih Gülâbî'dir. Doğum<br />

târihi bilinmemektedir. 1628 (H.1038) senesinde Hindistan'da vefât etti. Fakirlik ve gurbet<br />

(garîblik) sâhibi olup, devamlı susmayı tercih edenlerdendi.<br />

Sâlih Gülâbî kendisi şöyle anlatır: Kalbime büyükler yoluna girmek arzusu düşünce,<br />

civârımızda bulunan âlimlerin çoğuna gittim. Talebe olmak istedim. Fakat hiçbirisinden bir<br />

cezbe hâsıl olmadı. NihâyetAkra beldesinde bir câmide İmâm-ıRabbânî hazretlerini görünce,<br />

gördüğüm anda kalbimde o büyük zâta karşı çekilme, şiddetli arzu ve cezbe zâhir oldu.<br />

Ellerine sarılıp duâ ve teveccühlerini taleb ettim. Sonra evlerine gidip bana bu yolun esâsını<br />

tâlim edip, öğretmelerini ricâ ettim. Kabûl ettiler. Bir müddet o dergâhta hizmet etmekle, o<br />

yüksek kapının hizmetçileri arasında bulunmakla şereflendim. O sene Ramazân-ı şerîf ayında<br />

İmâm-ı Rabbânî hazretleri îtikâfa çekildiler. Bu îtikâfta leğen ve ibrik tutmak hizmeti bana<br />

verilmişti. Bir gece ellerini yıkadıktan sonra, artan suyu, bir kenara çekilerek tamâmen içtim.<br />

Bu içtiğim su, beni mest eden bir şerbet oldu ve bu suyu içer içmez hâlimde bir açılma<br />

meydana geldi."<br />

Bundan sonra İmâm-ı Rabbânî'nin teveccüh ve inâyetleri bereketiyle kısa zamanda yetişerek

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!