22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bekçilere: "Sabaha olacak, işin haberi geldi. Beni şimdi salın, gideyim. Ölüm için hazırlığımı<br />

yapayım. Gelmez diye korkmayın, sabah erkenden gelirim" dedi.Bekçiler, kaçar diye<br />

korkmuşlardı. Aralarında ihtilâfa düştüler; sonra, doğruluğuna inananlar galip geldi,<br />

bıraktılar. Gitti, sabah erkenden geldi. Ölüm meydanına götürdüler. Vurulunca, başın üzerine<br />

düşeceği deriyi yaydılar. Cellâtlar geldi. Cellâtlardan müsâde alıp şu duâyı yaptı: "Allah'ım,<br />

benden sonra Haccâc'ı kimseye musallat etme!" O mübârek başı yere düştüğü zaman, iki defa<br />

"Lâ ilâhe illallah" dedi. Üçüncüsünü demeye başladı, ama bitiremedi. Hasan-ı Basrî<br />

hazretleri, Saîd bin Cübeyr'in katledildiğini duyunca, "Eyvah! Doğudan batıya kadar, ilmine,<br />

irfanına bütün müslümanların muhtac olduğu değerli âlimi kaybettik" dedi.Daha sonra olacak<br />

oldu.Haccâc, âkile denen yiyici hastalığına tutuldu. Uyuyamıyordu. Uyuyacağı sırada<br />

sıçrayıp kalkıyordu. Hâline bakıp şaşanlara: "Saîd bin Cübeyr ile hâlim ne olacak?<br />

Uyuyacağım anda, ayağımı çekip sarsıyor ve beni uyandırıyor" dedi. Bu acıklı durumuyla<br />

ancak on beş gün yaşayabildi. Saîd bin Cübeyr şehîd edildikten on beş gün sonra Haccâc da<br />

öldü.<br />

Saîd bin Cübeyr hazretlerinin bildirdiği hadîs-i şerîflerden bâzıları:<br />

"Ağızlarınız Kur'ân-ı kerîm'in yollarıdır. Onları misvak ile temizleyiniz."<br />

"Müslüman bir kadın, hamileliği boyunca, doğum yaptığı esnada ve çocuğunu<br />

emzirdiği sürece, Allah yolunda cihad edenler gibidir. Bu esnâda vefât ederse şehîd<br />

sevâbı alır."<br />

ASLANDAN KORKMADI<br />

Saîd ibni Cübeyr ki, çok ilim sâhibiydi,<br />

İlmiyle âmil olan, bir mübârek velîydi.<br />

Günahını düşünüp, çok ağlardı, hüzünden,<br />

Gözlerinin görmesi, azalmıştı bu yüzden.<br />

Okurken rastlasaydı, bir azâb âyetine,<br />

Tekrar edip ağlardı, tâ ki sabah vaktine.<br />

Bir gece çok ağladı, şu âyet tesîrinden:<br />

"Ey mücrimler, ayrılın, bu gün sevdiklerimden."<br />

Kimsenin kusûrunu, söylemezdi yüzüne,<br />

Hep ortaya ederdi, nasîhati o yine.<br />

Derdi: "İslâmiyete, tam uyarsa bir kişi,<br />

Hepsi zikir sayılır, işlediği her işi.<br />

Ve şâyet yaşamazsa, İslâmın emri ile,<br />

Zikretmiş sayılmaz hiç, çok tesbîh çekse bile."<br />

O zamânın vâlisi, salıp memurlarını,<br />

Huzûruna çağırttı, bu Allah adamını.<br />

Onlar geldiklerinde, o namaz kılıyordu,<br />

Bitirince, "Ne için, geldiniz?" diye sordu.<br />

Dediler ki: "Vâlimiz, emir verdi ki bize,<br />

Seni teslîm edelim, götürüp vâlimize."<br />

Peki dedi onlara, îtirâz etmeksizin,<br />

Çıktılar sonra yola, vâliye gitmek için.<br />

Yolda bir kiliseye, rastladılar bir ara,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!