22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

hâlini arzettiler. Ölecek dediler. Affetmesi için yalvardılar. Mustafa Sâfî Efendi gelenlere;<br />

"Evliyâullahın terbiyesi böyle de olur. Onun vefât etmesi, hakkında hayırlıdır." buyurdu.<br />

Dedikleri gibi o gün öldü.<br />

BİZİ TANIMAZ OLDUN<br />

Bir Ramazân-ı şerîf ayında türbesinin inşâsı sırasında bu işle meşgul olanlar, oruç olmaları<br />

sebebiyle kabri yanında ona karşı lâzım olan edebi tam gösterememişlerdi. Türbe inşâsında<br />

çalışan ustalar edebe uymayan şekilde ayaklarını uzatarak oturmuşlardı. Yine bir defâsında<br />

kabri yanında böyle ayaklarını uzatıp oturdukları sırada, Sâfî Efendinin rûhâniyeti kendi<br />

sûretinde gözüktü. Ayaklarını uzatıp oturanlara tebessüm edip, aralarından İbrâhim adındaki<br />

kimseye; "İbrâhim Bey! Artık sen büyüdün bizi tanımaz oldun." dedi. Hemen yerinden<br />

fırlayıp; "Aman efendim ben kimim ki sizi saymayayım." diyerek, ağladı. Çok gözyaşı döktü.<br />

Sonra ayaklarına kapanıp affetmesini istedi. O böyle ağlayıp yalvararak affetmesini isteyince<br />

onu affetti. Kendinden öyle geçmişti ki, affedilince kendini toparlayabildi. Artık bu<br />

hâdiseden sonra türbenin yanına yaklaşırken tâ uzaktan ayakta durarak edep gösterirdi. Bu<br />

menkıbeyi yazan müellif şöyle demektedir: Bunu anlatmaktan maksadım nefsin terbiyesi<br />

içindir. Allahü teâlânın sevgili kulu olan bir mürşid-i kâmil, yetişmiş ve yetiştirebilen bir<br />

rehber, mahâretli, mesleğinde mütehassıs bir doktor gibidir. Talebesinin ıslahı ve yetişmeleri<br />

için ne lâzım olursa, ona göre muâmele eder. Kimisine sert muâmele eder. Çünkü iltifat ona<br />

zararlıdır. Bâzısına da yumuşak muâmele eder. Her talebe meşrebine, yapısına, huyuna göre<br />

terbiye edilir. Eğer bunun tersi yapılırsa, rehber ne kadar mâhir olursa olsun talebe onu<br />

herhangi bir sûretle inkâra kalkışır. Buna gücü yetmezse istikâmetine zarar verir. Güneş her<br />

meyveye ve bitkiye yapısına göre parlar. Meyve tatlı ise tadını, acı ise acılığını artırır.<br />

Mürşid-i kâmiller de talebenin meşrebine, hâline bakıp ona göre yetiştirirler.<br />

1) Menâkıb-ı Hacı Mustafa Sâfî, Millet Kütüphânesi, Ali Emîrî (Şer'iyye) Kısmı, No: 1111<br />

SAFİYYÜDDÎN ERDEBİLÎ;<br />

Evliyânın büyüklerinden. İsmi, İshak bin Cibrîl bin Ebû Bekr'dir. 1252 (H.650) senesinde<br />

Erdebil'de doğdu. Babasının, Hoca Kemâleddîn Arabşah'ın oğlu olduğu söylenir. Soyu<br />

hazret-i Ali'ye kadar çıkarılırsa da, hiçbir mesnedi yoktur. Lakabı Safiyyüddîn, nisbesi<br />

Erdebilî'dir.<br />

Safiyyüddîn Erdebilî, küçük yaşta babasını kaybetti.Çocuk yaşta din bilgilerini öğrenmişti.<br />

Sâlih amel işlemekte devamlı, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riâyette çok gayretli idi.<br />

Gördüğü güzel bir rüyâ üzerine Şîrâz taraflarına gitti. Necîbüddîn Sühreverdî hazretlerinin<br />

talebesi Necîbüddîn Bergaş'tan ilim ve feyz almayı arzu etti. Ancak o mübârek zât, o sırada<br />

1279 (H.678) yılında vefât etmişti. Necîbüddîn Bergaş'ın yerinde Rükneddîn Beydâvî veEmîr<br />

Abdullah gibi büyükler vardı. Onların hizmetine girip, bir mikdâr orada kaldı. Emîr<br />

Abdullah'ın işâreti üzerine,Zâhid İbrâhim Geylânî'den istifâde etmek için Geylân taraflarına<br />

gitti. Zâhid İbrâhim Geylânî'yi kimse tanımıyordu. Safiyyüddîn Erdebilî, onu bulabilmek için<br />

dört yıl çöllerde, ıssız yerlerde dolaştı. Çok sıkıntı ve riyâzetler çekti.<br />

Safiyyüddîn Erdebilî'nin akrabâlarından birisi Geylân taraflarına ticâret için gitmişti. Geylân<br />

taraflarında Heylekıran denilen yere uğradı. Şeyh Zâhid Geylânî o sırada oradaki oğlunun<br />

yanında bulunuyordu. Akrabâsı elindeki malları sattıktan sonra Şeyh Zâhid Geylânî'nin<br />

sohbetine gitti. Orada elbiseleri temiz, yüzü nûrânî, zikr ve ibâdet ile uğraşan talebeleri<br />

görünce, çok hoşuna gitti. Şeyh Zâhid Geylânî'nin huzûrunda tövbe ederek ona talebe oldu.<br />

Bir müddet sonra memleketine dönünce, ondaki değişikliği farkeden Safiyyüddîn Erdebilî;

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!