22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yetişmek üzere tâbi olmuştur.<br />

Bolu'ya yerleştikten sonra bir defâ babası Sâlih Efendi vefât etmeden önce, bir de babasının<br />

vefâtından sonra Diyarbekir'e gitmiştir. Babasını ziyârete gittiğinde, babası çok ilim sâhibi<br />

bir âlim olmasına rağmen, Mustafa Sâfî Efendiye her mecliste hürmet göstermiş, aslâ ondan<br />

üst ve yukarı bir yere oturmamıştır. Ondan önce kahve almamıştır. Yanında edeple<br />

konuşmuştur. Tasavvufta ona tâbi olmuş ve dâimâ duâ etmiştir.<br />

Diyârbekir'e ikinci gidişinde babası vefât etmişti. Bundan sonra bir daha gitmemiştir. Zâten<br />

akrabâsından da sâdece bir kız kardeşi ve iki yetim torunundan başka kimsesi kalmamıştı.<br />

Bunlara mektup yazarak gönüllerini alırdı. Sonra torunları da Bolu'ya yerleşmişlerdir.<br />

1820 senesinde hacca gitmeye niyetlendi. Bu sırada o zamânın parasıyla yedi yüz kuruşları<br />

olup bu parayla yanında dört kişiyle birlikte yola çıktı. Yolculuk sırasında kendilerine<br />

katılanlar olup, on iki kişilik bir kâfile ile Mekke-i mükerremeye vardılar. On iki kişinin<br />

bütün masraflarını Sâfî Efendi karşıladı. Her akşam ve sabah on iki kab yemek hazırlatırdı.<br />

Kendilerine bir aşçı ve bir de ihtiyaçlarını satın alacak kimse vazîfelendirmişti. Bütün<br />

masraflar için lâzım olan parayı ona verirdi. Paranın nereden geldiğini kimse bilemezdi. Hac<br />

ibâdetini tamamlayıp Bolu'ya dönerken, alış-verişle vazifeli şahsın boynuna bir beyaz kese<br />

asıp içine bir mikdâr para koydu ve bu parayı harcamasını fakat kesedeki parayı aslâ<br />

saymamasını tenbih etti. Bu zât; "Kesede az mikdârda para olmasına rağmen, ne kadar<br />

harcadıysam bir türlü tüketemedim. Hattâ Bolu'ya geri döndüğümüzde de kesede hâlâ para<br />

vardı." demiştir.<br />

Sâfî Efendi hac dönüşünden sonra, insanlar arasına karışmamak ve şöhretten kaçmak için çok<br />

gayret gösterdi. İnsanların sohbetlerine olan arzuları da gittikçe arttı. Devletin ileri gelenleri<br />

de kendisine çok hürmet ve alâka gösterdiler, istifade etmek için sohbetine gelirlerdi.<br />

Mustafa Sâfî Efendinin insanlara irşâd ve rehberlik faâliyeti sâhasının çok genişlediği<br />

sıralarda Sultan Mahmûd Han vefât etmiş, yerine Abdülmecîd Han tahta<br />

çıkmıştı.Abdülmecîd Han, Mustafa Sâfî Efendiyi çok sever, ikram ve hürmette bulunurdu.<br />

Tahta çıktıktan sonra dergahının genişletilmesi, tâmiri ve yeni ilâveler yapılmasını emretmiş<br />

ve bu iş için lâzım olan parayı kendi malından verileceğine dâir ferman çıkartmıştı. Bu işi<br />

yürütecek husûsî bir memur tâyin etmişti. Pâdişâh bu iş için her ne masraf lâzım olursa,<br />

kendisine bildirilmesini, tarafından karşılanacağını ve binâlar yapılırken hiçbir işçinin bir<br />

akçe hakkı kalmamasını, yevmiyelerinin, haklarının verilmesini emretmiştir. Vazifelendirilen<br />

memur emredildiği gibi hareket ederek dokuz ayda dergâhı ve ilâve yapılarını yaptırıp<br />

tamamlamıştır. Dergâhın inşâsı sırasında işçilerden biri bir gün çalışıp sonra ayrılıp başka bir<br />

memlekete gitmişti. Bu işçinin yirmi yedi kuruşluk yevmiyesi kendisine verilmek üzere<br />

aranmış ancak bir türlü bulunamamıştı. Durum Sâfî Efendiye arzedilince, fakirlere sadaka<br />

verilmesini söylemiştir. Dergâhın inşâsı için, o zamanki parayla altmış bin kuruştan fazla<br />

masraf yapılmıştır.<br />

Mustafa Sâfî Efendi vefât edince, cenâzesi yıkanırken bir ara üzerine örtülen örtü kayar gibi<br />

olmuş. Hemen iki eliyle örtüyü tuttuğu orada bulunanlar tarafından açıkça görülmüştür.<br />

SultanMahmûd Han bir defâsında İstanbul'da bulunan meşâyıhı sarayına dâvet etmişti.<br />

Huzûra girerlerken resmî karşılama merâsimi yapılıyordu. Bu sırada Mustafa Sâfî Efendi;<br />

"Selâmün aleyküm." deyip, resmî merâsime iltifat etmedi. Pâdişâh onun bu hâlinden çok<br />

memnun olup çok hürmet ve iltifat gösterdi. Yüz bin kuruş hediye etti. Mustafa Sâfî Efendi<br />

bu parayı alıp tamâmını İstanbul'da bulunan fakirlere sadaka olarak dağıttı.<br />

Talebeleri o kadar çoğalmıştı ki, dergâhı almaz olmuştu. Sevenleri dergâhın genişletilmesi<br />

için SultanAbdülmecîd Hana mürâcaatta bulundular. Sultan yardımı memnuniyetle kabûl etti.<br />

O zamânın parasıyla altmış bin kuruştan fazla yardım etti. Bu akçe ile dergâh genişletildi.<br />

Yardım için pâdişâha mürâcaat edildiğinden haberi olunca Mustafa Sâfî Efendi; "Şöhret

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!