22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kaşgârî'ye daha bir şey anlatmadan, onun teveccühleri, bakışları ile gönlünde bir şeyler<br />

olmaya başladığını hissetti. İşitip de anlayamadığı şeyleri, şimdi görüyordu. Yakîni arttı.<br />

Sa'düddîn-i Kaşgârî'nin büyüklüğüne hayrân oldu ve edeble elini öpmek için eğildiğinde;<br />

"Talebeniz olmakla şereflenmek istiyorum" diyebildi. Sa'düddîn-i Kaşgârî; "Kabûl ettim"<br />

buyurarak, elini öptürdü. O kimse böylece, Sa'düdîn-i Kaşgârî'nin bir teveccühü ile derdine<br />

derman buldu ve hakîkî saâdete kavuştu.<br />

Sa'düddîn-i Kaşgârî hazretleri bir sohbetlerinde buyurdular ki:<br />

"Bir insanda bir kalb vardır. Oraya sâdece Allahü teâlânın sevgisi doldurulmalıdır. İnsan, her<br />

nefeste bir hazîneyi kaybeder. Ancak cenâb-ı Hakk'ı hatırladığı zamanlar bu hazîne<br />

kaybolmuş olmaz. Bu şuur insanda hâkim olunca, Allahü teâlâdan utanma duygusu da<br />

berâber gelir ve gafletten uyanır. Gönül, cenâb-ı Hakka yöneldiği zaman, içinde bir pencere<br />

açılır ve o pencereden, ilâhî feyz nûru girer. Bu nûr, doğudan batıya kadar her zerreye hayat<br />

verir. Yalnız penceresiz olan evler nasîbini alamaz."<br />

"İnsanı Allahü teâlâdan uzaklaştıran perdelerin en zararlısı, dünyâ düşüncelerinin kalbe<br />

yerleşmesidir. Bu düşünceler, kötü arkadaşlardan ve lüzûmsuz şeylerle uğraşmaktan hâsıl<br />

olur. Çok uğraşarak bunları kalbden çıkarmalıdır. Allahü teâlâya kavuşmak isteyenlerin,<br />

bunlardan ve hayâli arttıran her şeyden sakınması lâzımdır. Çalışmayan, sıkıntıya<br />

katlanmıyan, zevklerini, şehvetlerini bırakmayanlara bu nîmeti ihsân etmez. Bu, Allahü<br />

teâlânın âdetidir."<br />

Sa'düddîn-i Kaşgârî hazretleri, Hirat'ta, Mevlânâ Abdürrahmân Câmî (MollaCâmî) isimli<br />

talebesini yetiştirerek, o zamânın meşhûr âlimler ve velîler grubuna dâhil eyledi. Vefâtından<br />

sonra yerine halîfe, vekîl olarak bıraktı. Sa'düddîn-i Kaşgârî, 1456 (H. 860) senesinde bir<br />

Çarşamba günü öğle vaktinde, Hirat şehrinde vefât etti.<br />

LÜTFEN DİLİNİZİ TUTUNUZ<br />

Sa'düddîn-i Kaşgârî'yi çok sevenlerden Pîr Ali anlattı: "Kaftancılık yapardım. Bir gün<br />

dükkanımda çalışırken, vergi memuru geldi. Bir sürü hesap yapıp, sonunda benden öyle bir<br />

meblâğ istedi ki, onu ödemeğe gücüm yetmezdi. Bu verginin fazla olduğunu, sanatıma göre<br />

çok istendiğini anlatmak istedimse de kabûl ettiremedim. Memur, bana hakâret etmeye<br />

başladı. Bu sırada hocam Sa'düddîn hazretleri dükkâna geldi. Memuru dinlemeğe başladı.<br />

Memurun gittikçe hiddeti artıyordu. Hocam geldiği için, edebimden hiç cevap<br />

veremiyordum. Bir ara hocam memurun yanına yaklaşıp; "Memur bey! Lütfen dilinizi<br />

tutunuz. Kötü söz söylemeyiniz!" buyurarak, elini memurun omuzuna koydu. O ânda, sanki<br />

tonlarca bir ağırlık adamın üzerine konmuş gibi memur yere yıkılıp, bayıldı. Bir müddet<br />

sonra hocam merhamet ederek, cemâl nazarıyla memura baktı. O teveccühten sonra, memur<br />

kıpırdamaya, kendine gelmeye başladı. Ayıldığında, büyük bir saygıyla hocamdan özür<br />

dilemeğe başladı. Hocam da onu affetti. Bu memur, daha sonra hocamın yakın talebelerinden<br />

oldu."<br />

HOCAM HİMMET!<br />

Sa'düddîn-i Kaşgârî'nin talebelerinden Alâeddîn Efendi, memleketinde başına gelen bir<br />

hâdiseyi şöyle anlattı: "Bir gün yüksek bir ağacın üzerine meyve toplamak için çıkmıştım.<br />

Bir ara ayağım kaydı, dengemi kaybettim ve düşmeğe başladım. O ânda hocam hatırıma geldi<br />

ve; "Yâ hocam, himmet!" dedim. Daha yere düşmeden bir elin beni sıkıca kavradığını ve<br />

yavaşca yere bıraktığını gördüm. Ayağa kalktığımda beni kurtaran eli görmek için etrâfıma<br />

çok bakındığım hâlde göremedim. Yine hocamın imdâdıma yetiştiğini anladım. Sonra anne

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!