22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

düşünce ve huylardan temizleyip ayırırsa, zikr nûrunun kalbinde parlaması pek yakın olur.<br />

Ondan şeytânî vesveseler, nefsânî şeyler, kuruntular kesilir, kalbinde zikir nûru meydana<br />

gelir. Hattâ öyle olur ki, zikri, zikr olunanın müşâhedesi ile olur. Bu, büyük bir derece,<br />

yüksek bir ihsân olup, buna ulaşabilenler, el ve gönül sâhiplerinden yüksek himmetli<br />

olanlardır. Tevfik ve yardım Allah'tandır."<br />

PEYGAMBERİMİZE TÂBİ OLMAK<br />

Sadreddîn bin Behâeddîn hazretleri, talebelerinden birine şöyle nasîhat buyurdu: "Resûl-i<br />

ekreme tâbi olmada ilk adım, O'nun bildirdiklerine tam inanmak ve bunda sâbit olmaktır. Bu<br />

da ancak kulun, kalbiyle şeksiz, şüphesiz îtikâd etmesi; dil ile de isteyerek ve rağbetle ikrâr<br />

etmesiyle mümkündür. Bu tasdîk ve ikrârda muhabbet ve ayrıca, Allahü teâlânın zâtının bir<br />

olduğunda, sıfatlarının da hiç kimsede bulunmadığında, bütün sıfatlarının kâmil ve kadîm<br />

olduğunda, isimlerinin, sıfatlarının ve fiillerinin idrâk, vehim ve fehimden münezzeh,<br />

sonradan olmaktan a'raz ve cisim olmaktan uzak olduğunda, bütün âlemlerin, varlıkları O'nun<br />

yaratığı olduğunda, zâtı ve sıfatları için; nasıldır, nicedir soruları sorulamayacağında, hiçbir<br />

bakımdan hiçbir şeye benzemediğinde, hiçbir şeyin hiçbir bakımdan O'na benzemeyeceğinde,<br />

Peygamberlerin, salevâtullahi aleyhim onun elçileri olduğunda, MuhammedResûlullah'ın<br />

bütünpeygamberlerden üstün olduğunda, O'nun söylediklerinin doğru olup, onlarda şüphe<br />

edilmeyeceğinde, akıl nasıl olduğunu anlasın anlamasın teslim olmak gerektiğinde, doğru<br />

îtikâdın bu teslimiyete bağlı bulunduğunda kesin bilgisi olmalıdır. Kalbde îmân<br />

bulunduğunun alâmeti; iyilik yapınca sevinmek, kötülüklerden nefret etmektir. Îmânda<br />

istikâmetin alâmeti; ilim ve îmân olarak değil, zevk ve hâl olarak, Allahü teâlâ ve Resûlü o<br />

kimse için, bu ikisinden başka herkes ve her şeyden daha sevgili olduğuna yakîn hâsıl<br />

etmektir.<br />

1) Ahbâr-ül-Ahyâr; s.62<br />

2) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.11, s.7<br />

SADREDDÎN HAYÂVÎ;<br />

Evliyânın büyüklerinden. İsmi Sadreddîn'dir. Şirvan yakınında Hayâve denilen köyde doğdu.<br />

Doğum târihi bilinmemektedir. 1455 (H.860) târihinde Şirvan kasabalarından Kebûd'da vefât<br />

etti.<br />

Sadreddîn Hayâvî önceleri ticâretle uğraşırdı. Bu sebeple çok zengin olmuştu. Bir gün<br />

Hayâve ileri gelenleri o civarda meşhûr olanŞeyh İzzeddîn hazretlerinin sohbetlerinden<br />

istifâde etmek için onu bir eve dâvet ettiler. Bu meclise Sadreddîn Hayâvî de katıldı.<br />

Sohbette Şeyh İzzeddîn hazretlerini bir heybet kapladı.<br />

Sadreddîn Hayâvî anlatır: "İzzeddîn Türkmânî'yi öyle bir hâl kapladı ki, heybetine tahammül<br />

edemeyip, feryâd ettim. O zaman yanıma geldi ve; "Sadreddîn bu ne hâl? Bizim buraya<br />

gelişimiz senin içindir." buyurdu. Sonra sâkinleştim. Gönülden ona sevgi bağı ile<br />

bağlandığımı anladım."<br />

Sadreddîn Hayâvî, Şeyh İzzeddîn Türkmânî hazretlerinin sohbetleriyle olgunlaştı. İcâzet,<br />

diploma alıp Hayâve'de ilim ve edeb öğretmeye başladı. Hocası onun mânevî üstünlüklerini<br />

bildiğinden yanında ismi geçse hürmetle söylenmesini ister, kendisi Hayâve'ye dâvet olunsa,<br />

dâvet edenlere; "Orada Sadreddîn vardır. Bize ihtiyaç olmaz." buyururdu. Hayâve'den gelip<br />

de kendisine talebe olmak isteyenlere; "Niçin bize geliyorsunuz? Sadreddîn'e gidin. Ondan<br />

istifâde etmeye bakın." buyururdu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!