22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

SADREDDÎN BİN BEHÂEDDÎN ZEKERİYYÂ;<br />

Hindistan'ın büyük velîlerinden. Zamânın büyük âlimlerinden olan babası Behâeddîn<br />

Zekeriyyâ'dan ilim ve feyz aldı. Zamânın diğer âlimleriyle de görüştü. Ferîdüddîn Şeker<br />

Genç veKutbüddîn Bahtiyâr Kâkî gibi büyüklerin zamânına yetişmekle şereflendi. Yüksek<br />

mertebelere, üstün derecelere yükseldi.<br />

Şihâbüddîn Sühreverdî hazretlerinin talebesi olan babasından aldığı feyzlerle, karanlıkta<br />

kalmış insanları aydınlattı. Doğru yoldan sapanları doğru yola götürmek, doğru yoldakileri<br />

üstün derecelere yükseltmek için gayret etti. Babasından sonra yetiştirme ve terbiye makâmı<br />

kendisine verildi. Birçok âlim ve velî onun ilim ve feyzinden istifâde etti. Mîlâdî on<br />

dördüncü asrın başında, Mültan'da vefât etti. Oğlu Rükneddîn Ebü'l-Feth, yolunu devam<br />

ettirdi. TalebelerindenSeyyid Mîr Hüseynî, Sadreddîn hazretlerini yüksek babasını<br />

veŞihâbüddîn-i Sühreverdî hazretlerini Kenz-ür-Rumûz adını verdiği eserinde çok güzel<br />

metheyledi.<br />

Talebelerinden Hâce Ziyâüddîn, onun güzel sözlerini Künûz-ül-Fevâid adlı eserinde topladı.<br />

Orada Şeyh Sadreddîn'in talebelerinden birine şöyle vasiyet ettiği yazılıdır: "Peygamber<br />

efendimizin bildirdiği hadîs-i kudsîde buyruldu ki: "Lâ ilâhe illallah kal'amdır. Bunu<br />

okuyan, kal'ama girmiş olur. Kal'ama giren de, azâbımdan kurtulur." Kal'aya girmek üç<br />

türlüdür. Zâhir, bâtın ve hakîkat ile girmek. Zâhir kal'asına giren, havf ve recâ ile Allahü<br />

teâlânın gadabından korkup, rahmetini umarak Allah'tan başkasını yok etmelidir. Zîrâ bütün<br />

âlem, düşman veya dost olsa, Allahü teâlânın hükmü, irâdesi olmadan hiçbir kimse, hiçbir<br />

fayda ve zarar, iyilik ve kötülük yapamaz. Nitekim, Allahü teâlâ, En'âm sûresi on yedinci<br />

âyet-i kerîmesinde meâlen; "Eğer Allah sana bir belâ, dert dokundurursa, onu O'ndan<br />

başka açacak (giderecek) kimse yoktur. Sana bir hayır dokundurursa (verirse), onu<br />

devâm ettirmeye ve her şeye O kâdirdir" buyurdu.<br />

Bâtınî kal'a ise, ölümden önce bu fânî sarayda (dünyâda olan her şey), devamlı ve bâkî<br />

değildir ve yokluk kalemi onun üzerinden geçmiştir. Nitekim Hak teâlâ, er-Rahmân sûresi<br />

26. âyet-i kerîmesinde meâlen; "Yeryüzünde olan her şey fânîdir" buyurdu. O hâlde<br />

dünyâdaki şeylerin varlığına ve yokluğuna bakmamalı, bâtınına, özüne bakmalıdır.<br />

Hakîkat kal'ası şudur ki: Cennet isteği, Cehennem korkusu kalbe gelmemeli, Hak'tan<br />

başkasına kalbde yer vermemelidir. Nitekim Kamer sûresi 54 ve 55. âyet-i kerîmelerde<br />

meâlen; "Şüphesiz takvâ sâhipleri Cennetlerde aydınlıklar içindedirler. Rızâ gösterilen<br />

bir yerde... Kudretine nihâyet olmayan bir Melik'in (her şeye hâkim bulunan Allahü<br />

teâlânın) huzûrundadırlar" buyruldu. Oraya kavuşunca, Cennet kendiliğinden kazanılmış<br />

olur. Cehennem ondan kaçar.<br />

Talebelerinden birine yazdıkları nasîhatlerinde; "Zikirsiz hiç bir nefes alıp vermemelidir.<br />

Büyüklerimiz buyurdu ki: "Bir nefesten bir nefese zikirsiz geçerse, o insanın vakti, kayıptır.<br />

Vesveseden ve mâlâyânîden zikre kaçınız. Hep zikr ederseniz; vesvese ve mâlâyânî, zikrin<br />

nûruyla yanar, zikrin nûru kalbe işler ve kalbde zikrin hakîkati hâsıl olur. Kalb yakîn nûrları<br />

ile nûrlanır, aydınlanır. Tâliblerin maksudu, sâlihlerin maksadı budur. Mısrâ:<br />

Bu büyük devleti, bugün kime verirler.<br />

Vasiyetinde buyurdu ki: "Allahü teâlâ, Ahzâb sûresi 41. âyet-i kerîmede meâlen; "Ey îmân<br />

edenler, Allah'ı çok zikredin!" buyuruyor. Allahü teâlâ bir kuluna iyilik murâd edip, onu<br />

iyi kullardan yazınca, onu, kalbiyle birlikte dil ile de zikretmeye muvaffak eder. Onu, dil<br />

zikrinden kalb zikrine yükseltir. Hattâ dili sussa, kalbi susmaz, zikre devâm eder. Kul, gizli<br />

nifâktan kaçınmadıkça buna kavuşamaz. Resûl-i ekremin; "Ümmetimdeki münâfıkların<br />

çoğu, Kur'ân-ı kerîm okuyanlardan olacaktır." hadîs-i şerîfi buna işârettir. Bununla,<br />

Allahü teâlâdan başkasıyla olmanın, kalbin O'ndan başkasına tutulmasının nifâk olduğunu<br />

ifâde buyurmuşlardır. Kul, zâhirini büyültücü ve medhedici şeylerden sıyırır, bâtınını da kötü

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!