22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yaşamış ve sonunda ölüp gitmiştir. Diyelim ki en sonunda ölüm vardır ve bu can ölüm<br />

yolunu tutacaktır. O hâlde ister taht üzerinde can vermişsin, ister toprak üzerinde ne fark<br />

eder?"<br />

SERHOŞUN ÎKÂZI<br />

Bir fıkıh âlimi, yere yıkılmış bir sarhoşun yanından geçerken, kendi hâlini düşünerek<br />

böbürlendi. Sarhoşa göz ucuyla bile bakmaya tenezzül etmedi. Sarhoş başını kaldırarak fıkıh<br />

âlimine; "Ey iyi zât! Kavuştuğun bu nîmete şükret. Sakın büyüklenme. Zîrâ kibirden<br />

mahrûmiyet hâsıl olur. Birini zincire vurulmuş görürsen gülme. Senin de başına gelebilir.<br />

Mukadderâtın belli olmaz. Belki birgün sen de sarhoş olup yerlerde sürünebilirsin" dedi."<br />

1) Nefehât-ül-Üns; s.681<br />

2) Bostan ve Gülistan<br />

3) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49. Baskı) s.1136<br />

4) Rehber <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.15, s.17<br />

5) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.9, s.233<br />

SÂDIK ALİ EFENDİ;<br />

Diyarbakır velîlerinden. SarıSaltuk evlâdından olup ismi, Sâdık Ali'dir. Diyarbakır'da doğdu.<br />

Doğum târihi bilinmemektedir. 1553 (H.961) târihinde Diyarbakır'da vefât etti. Rum Kapısı<br />

adı verilen yerde mescid yakınına defnedildi. Yaşadığı devir, Kanûnî Sultan Süleymân Han<br />

devriydi.<br />

Sâdık Ali Efendi, Diyarbakır'da yetişti. Babası Diyarbakır eşrâfından zengin bir zât olup<br />

ticâretle uğraşırdı. Çok mal ve mülk sâhibi idiler.<br />

Bir gün Sâdık Efendi babasının dükkanında çalışırken Pîr İbrâhim Gülşenî hazretleri o şehre<br />

gelmiş ve dükkanlarının önünden geçmekte idiler. İbrâhim Gülşenî hazretleri Sâdık Ali<br />

Efendiye bir nazar ettiler. Bu bakışın tesiriyle Sâdık Ali Efendi kendinden geçip, cezbe hâline<br />

girdi ve gönlüne Allahü teâlânın aşkı doldu. Bunun üzerine hemenKaraMescid denilen yere<br />

Pîr hazretlerinin sohbetine koştu ve talebeleri arasına girdi.<br />

Sâdık Ali Efendinin, Pîr İbrâhim Gülşenî hazretlerinin talebesi olma haberini babasına<br />

götürdüklerinde, şükredip; "Elhamdülillah. Oğlum yaramazlar yoluna gitmemiş, hayırlılar<br />

yoluna giderek iyi etmiş." diyerek çok sevindi. Sonra bâzı hediyelerle Pîr İbrâhim Gülşenî<br />

hazretlerinin ziyâretine koştu.Sevgi ve hürmetlerini arzederek kendisi de onu sevenler arasına<br />

girdi.<br />

Sâdık Ali Efendinin babası sonradan bütün mal ve mülkünü vakfedip hayırlı işlere sarf etti ve<br />

dergâhlar inşâ etti.Mânevî olgunluğa ve yüksekliklere kavuşmuş olan oğluSâdık Ali Efendi<br />

hocası İbrâhim Gülşenî hazretlerinden icâzet, diploma aldı.<br />

Sâdık Ali Efendi babasının vefâtından sonra hocası İbrâhim Gülşenî hazretlerini görmek<br />

arzusuylaMısır'a gitmek üzere yola çıktı. Urfa'ya gelince hocasının İstanbul'a gittiğini haber<br />

alınca o da İstanbul'a geldi. Allahü teâlânın hikmeti, Ali Efendi ve hocası Gülşenî hazretleri<br />

aynı günde aynı yere gelip karşılaştılar. Bu sırada İbrâhim Gülşenî hazretleri ona; "Âferin<br />

Ali. Sen sâdık imişsin." buyurup, onun bağlılığını takdir etti. O zamandan sonra AliEfendi,<br />

Sâdık Ali Efendi diye çağrıldı.<br />

Bu yolculuğunu Sâdık Ali Efendi şöyle anlatır: "Mısır'a gitmeyi arzu etmiştik. Lâkin bir gece

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!