22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sâbit Ebü'l-Meânî hazretleri bu söz karşısında da en ufak bir korku ve tedirginlik hissetmedi.<br />

Onun bu hâlini gören reis sustu. Şeyhi getirenlerden birisi ise; "Şeyh acıktı. Ona bir şey<br />

yedirmemiz uygun olur mu?" dedi. Reis onun rahat hâlini görünce; "Onu serbest bırakınız."<br />

diye emir verdi. Şeyh Sâbit Ebü'l-Meânî evine sağ ve sâlim döndü. Allahü teâlâya hamdetti.<br />

İnsanlaraİslâmiyetin emir ve yasaklarını ve İslâm düşmanlarının tuzaklarını anlatmaya<br />

yılmadan devâm etti.<br />

Sâbit Ebü'l-Meânî hazretlerinin on kardeşi vardı. İçlerinden Seyyid Yahyâ Han üstün ilim ve<br />

fazîlet sâhibiydi. Ebü'l-Meânî hazretleri ona saygı gösterirdi. Kardeşlerinden hayatta olan<br />

diğerleri de Sâbit Ebü'l-Meânî hazretlerinin ilim meclislerine devâm ettiler. Onların hepsi,<br />

ilim ve fazîlet sâhibiydi. Büyükleri olan Seyyid Yahyâ Han ise takvâ sâhibi bir kimseydi.<br />

Allahü teâlâdan korkusu sebebiyle çok ağlardı. İnsanlara vâz ve nasîhat ederek İslâmiyetin<br />

emir ve yasaklarını anlatırdı. Onun ders halkasında da pekçok âlim ve fazîlet sâhibi kimse<br />

yetişmişti. Seyyid Yahyâ Han vefât ettiği zaman, talebeleri Sâbit Ebü'l-Meânî'ye ağabeyinin<br />

yerine geçmesini, insanlara vâz ve nasîhat etmesini, onlara hak yolu göstermesini tavsiye<br />

ettiler ve; "Sen bizim bu isteğimizi yerine getirmelisin. Eğer böyle yapmazsan hayırlı bir işe<br />

mâni olmuş olursun. Halbuki sen hayırlı bir işe engel olmazsın." dediler. Allahü teâlâ, Sâbit<br />

Ebü'l-Meânî hazretlerinin kalbine bir yumuşaklık verdi. Talebelerinin istediği gibi insanlara<br />

vâz ve nasîhat etmeye başladı. İnsanlar uzaktan yakından onun vâz ve sohbetlerine koşup,<br />

istifâde etmeye çalıştılar. Pekçok kimse bu sohbetlerin bereketiyle hak yolu buldu,<br />

geçmişteki günâhlarına tövbe ettiler.<br />

Sâbit Ebü'l-Meânî hazretleri sabahleyin insanlara vâz ve nasîhat etmeye başlamadan önce<br />

Celâleyn Tefsîri'nden okuturdu. Öğle namazına yakın zamâna kadar bu derse devâm eder,<br />

Kur'ân-ı kerîmin mânâ inceliklerini, emir ve yasaklarını açıklardı. Onun bu dersini iki yüz<br />

kişiden fazla kimse dinlerdi. Onun dersini dinleyenler sanki kıyâmet kopmuş sanırlardı.<br />

Çünkü hem Sâbit Ebü'l-Meânî hazretleri hem de onu dinleyenler hüngür hüngür ağlarlardı.<br />

Sözleri, dinleyenler üzerinde büyük tesir bırakırdı. Taşlaşmış kalpler bile bu sözlerin tesiriyle<br />

yumuşardı. Öğle namazından sonra da halka vâz ve nasîhat ederek onların kurtuluşu için<br />

çırpınırdı.<br />

Cumâ günleri ise sabah namazından sonra vâz ve nasîhata başlardı. Onun sohbetine binlerce<br />

kimse gelerek dinlerdi. Âlimler, sâlihler ve velîler bu sohbette bulunurlardı. Onun irşâd<br />

meclisinde güzel sesli hâfızlardan birisi Kur'ân-ı kerîmden bir âyet-i kerîmeyi okur, Sâbit<br />

Ebü'l-Meânî hazretleri de o âyet-i kerîme ile ilgili emir ve yasakları beliğ ve tatlı bir lisanla<br />

anlatırdı. Bundan sonra sorulan suâlleri yazar, onlara uygun cevaplar verir, fıkhî meselelerle<br />

ilgili fetvâyı bildirir, kapalı yerleri îzâh ederdi. Bu ders ve sohbetleri sırasında anlattıklarını<br />

risâleler hâlinde yazardı. Vâz meclisi sonrasındaki vakitlerinde de elinden kalemi düşmezdi.<br />

Onun telif ettiği eserlerden bâzıları şunlardır: 1) Beşâretü'n-Necât fî-İrşâdi's-Salât, 2)<br />

Techîzü'l-Emvât, 3) Keşfü'n-Nikâb an Mes'eleti'l-Hicâb, 4) El-Fetâvâ. 5)<br />

Feth-ur-Rahmânî.<br />

Bu eserlerinin hepsi faydalı ilimle doludur. Onun ilim yoluyla yaptığı cihâdının en faydalı<br />

tarafı tefsir ve hadîs kitaplarını talebelerine okutmasıydı. Mâverâünnehr bölgesinde, tefsîr ve<br />

hadîs ilmi hâricindeki ilimlerle meşgûl oluyorlardı.<br />

Sâbit Ebü'l-Meânî hazretleri zühd sâhibi olup dünyâya meyletmezdi. Eline geçen dünyâ<br />

nîmetlerine sevinmezdi. Dünyâya ve dünyâdakilere kıymet vermezdi. Ona çok hediyeler<br />

gelmesine rağmen bunları; fakirlere, ilim ehline ve ihtiyaç sâhiplerine verirdi. Çok ihtiyaç<br />

içinde olsa da meclislerinde dünyâ ile ilgili hiçbir mesele konuşulmazdı. Buna rağmen<br />

kapısında insanların toplanmasını düşünerek; "İçinde bulunduğum nîmetlerin, beni Allahü<br />

teâlânın rızâsından uzaklaştıran istidrac olmasından korkuyorum." derdi.<br />

İlim ve fazîlette yüksek derece sâhibi olan Sâbit Ebü'l-Meânî hazretlerinin birçok kerâmetleri

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!