22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

hâlinde toplanmıştır.<br />

Bir gece Şeyh Sezâî hazretleri ve diğer şeyhler bir mecliste sohbet ediyorlardı. Sezâî Efendi<br />

kerâmetiyle o meclise Recep Enis Dede’nin de gelmekte olduğuna işâret edip Şeyh-i Ekber<br />

Muhyiddîn Arabî hazretleri “İzâcâer’receb tural-aceb= Recep (ayı) gelince acâib şeyler<br />

görülür” dedi. Mecliste bulunanlar bu söz üzerine birbirlerine bakışırlarken Recep Enis Dede<br />

içeriye giriverdi. "Şeyh-i Ekber kuddise sirruh-ül-enver" diyerek minder üzerine oturdu.<br />

Orada bulunanlar her iki zâtın üstün halleri ve kerâmetleri karşısında hayrette kalıp onlara<br />

muhabbetleri arttı.<br />

1) Osmanlı Müellifleri; c.1, s.32<br />

2) Semâhâne-i Edeb; s.10<br />

3) Tezkire-i Sâlim; s.80<br />

4) Tekmilet-üş-Şakâyık (Fındıklılı İsmet Efendi); s.393<br />

REMLÎ ŞÂFİÎ;<br />

Fıkıh âlimi ve evliyânın büyüklerinden. İsmi, Ahmed bin Hüseyin, künyesi Ebü’l-Abbâs,<br />

lakabı Şihâbüddîn'dir. İbn-i Rıslân diye de bilinmektedir. 1371 (H. 773) senesinde Filistin’in<br />

Remle köyünde doğdu. 1440 (H.844) senesi Şâbân ayının on dördünde, Kudüs’te vefât etti.<br />

Ebû Abdullah el-Kuraşî’nin yanına defnedildi.<br />

Şihâbüddîn Remlî, on yaşında iken Kur'ân-ı kerîmi ezberledi. El-Kalkaşendî ve<br />

İbn-ül-Hâim’den Hâvî adlı eseri okudu ve medresede bir müddet ders verdi. Sonra bu<br />

görevden ayrılıp, tasavvufla meşgûl olmaya başladı. Bir süre halvette kalıp, kimseyle<br />

konuşmadı. Halvetten çıkınca, birçok âlimden hadîs-i şerîf dinledi ve tasavvuf yolunun<br />

büyüklerinin sohbetlerinde bulundu. Diğer ilimleri de tahsîl eden Remlî Şâfiî; fıkıh, usûl-i<br />

fıkıh ve Arabî ilimlerinde imâm oldu.<br />

Remlî, ibâdete çok önem verirdi. Emîr Hüsâmeddîn Hasan, Kudüs’te bir medrese yaptırarak,<br />

oranın hocalığını Remlî Şâfiî'ye verdi ve günlük on dirhem verilmesini kararlaştırdı. O ise bu<br />

görevi kabûl etmedi.<br />

Remlî hazretleri, insanlara Allahü teâlânın sevgisini aşılardı. Gündüzleri oruç tutar, geceleri<br />

ibâdetle geçirirdi. Geceleri çok az uyurdu. Çok hayır sâhibiydi.<br />

Sehâvî onun hakkında şöyle demektedir: “Remlî Şâfiî'nin dünyaya hiç düşkün olmaması,<br />

haram ve şüphelilerden kaçması, sünnet-i seniyyeye uyması ve akîdesinin sıhhati husûsunda<br />

icmâ’, âlimlerin söz birliği vardır. Zîrâ onun zamânında, bu konuda aksini söyleyen<br />

çıkmamıştır. Onu gören herkes iyiliğine şâhid olurlardı.”<br />

İbn-i Ebî Uzeybe şöyle anlatır: “Remlî Şâfiî, duâları kabûl olunan bir zât idi. Alâeddîn<br />

Buhârî ile İbn-i Ebi'l-Vefâ’nın ziyâfetinde bir araya geldiği zaman, Alâeddîn Buhârî ona çok<br />

tâzimde bulundu. Yemekten sonra onun eline su dökmeye başladı. O da Alâeddîn Buhârî’ye<br />

duâ etti. Alâeddîn Buhârî ise, duâsına âmin deyip ağladı. Remlî Şâfiî de onun eline su<br />

dökmek istedi, ancak, o buna imkân vermedi. Alâeddîn Buhârî, onun gibisini görmediğini<br />

söyledi.”<br />

Münâvî, Tabakât-ül-Evliyâ kitabında şöyle anlatır: “Şihâbüddîn Remlî, Safvet-üz-Zekât<br />

adlı eserini tamamladığı zaman, deniz kenarına getirip, üzerine taş bağlayarak denizin dibine<br />

attı ve; “Ey Allah'ım! Eğer bu kitap, senin rızân için ihlâs ile hâlisâne olarak yazılmış ise<br />

yukarıya çıkar, yoksa imhâ eyle” diyerek duâ etti. Biraz sonra kitap denizin dibinden<br />

yükselip, suyun yüzüne çıktı. Hiç ıslanmamış ve bir harfi bile silinmemişti.”

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!