22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

tahammül etme gücüne sâhib olur. Bunların ikisi de, sağlam ve metin kimselerdir.<br />

Bir kısmı da vardır ki, sabır ve tahammül gösteremezler. Bunlar zayıf kimselerdir. Fakat, şu<br />

anda ben, kalbimde bir hislenme, acı bir coşma görüyorum. Eğer içime bir serinlik<br />

vermezsem, ciğerimin, üzüntü ve kederden parça parça olacağından korkuyorum” dedi.<br />

Bunun üzerine Ömer bin Abdül-aziz “Ey müminlerin emîri! Sabretmeniz gerekir. Yoksa, ecir<br />

ve sevâbınız boşa gider. Saîd bin Ukbe de, ağlamaklı bir haldeydi. Sanki ağlamak için yardım<br />

ister gibi bir hâli vardı. Recâ bin Hayve ise; “Ey müminlerin emîri! Sizin bu derece, aşırı bir<br />

üzüntüye kapılmanıza, bir mânâ veremiyorum. Ortada o kadar önemli bir mesele yok. Bana<br />

şöyle anlattılar: Resûlullah efendimizin, ezvâc-ı mütahherasından olmakla şereflenen, Mâriye<br />

vâlidemizden İbrâhim adında bir oğulları olmuştu. Fakat daha küçücük iken vefât etmişti.<br />

Onun vefâtında, Resûlullah efendimizin mübârek gözlerinden yaşlar akıp; “Göz ağlar, kalb<br />

üzülür. Ancak Allahü teâlânın râzı olduğunu söyleriz. Ey İbrâhim, bizler senin için çok<br />

mahzûnuz (üzgünüz)” buyurmuşlardı. Bu sözler karşısında, Süleyman bin Abdülmelik<br />

hıçkıra hıçkıra ağladı. O kadar ağladı ki, orada bulunanlar bir şey oldu sandılar.<br />

1) El-A’lâm; c.3, s.17<br />

2) Tezkiret-ül-Huffâz; c.1, s.118<br />

3) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.3, s.265<br />

4) Hilyet-ül-Evliyâ; c.5, s.170<br />

5) Vefeyât-ül-A’yân; c.2, s.301-303<br />

6) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.2, s.352<br />

RECEP ENİS DEDE;<br />

Mevlevî yolunun meşhûrlarından, şâir. 1734 (H.1147) senesinde Edirne’de vefât etti.<br />

Türbesi, Edirne Mevlevîhânesi yanındadır. Son asır Mevlevî şeyhleri arasında en çok talebesi<br />

ve müntesibi, bağlıları olan bir zâttır. Ahâliden pekçok kimse ona tâbi olduğu gibi, beş<br />

pâdişâh, otuz iki vezir, pekçok müderris, devrinin meşhûr âlimlerinden İsmâil Âsım Efendi,<br />

meşhûr şâirlerden Râgıb Paşa gibi dehâ sîmâlar ve devletin ileri gelenlerinden pekçok kimse<br />

ondan feyz almış, sohbetlerinden istifâde etmiştir.<br />

Tahsîline memleketi olan Edirne’de başladı. Meşhûr ve fazîletli âlimlerin ders ve<br />

sohbetlerinde bulundu. Sonra İstanbul’a gidip Yenikapı Mevlevîhânesi şeyhi Ahmed<br />

Dede’ye talebe oldu. Bu hocasının derslerinde ve sohbetlerinde bulunup Mevlevî yolunda<br />

yetişti. Bir müddet Kasımpaşa Mevlevîhânesinde kaldıktan sonra Edirne Mevlevîhânesi şeyhi<br />

Neşâtî Süleymân Dede’nin sohbetlerinde bulundu. Onun vefâtından sonra yerine Muhammed<br />

Ârif Dede geçti. 1638 (H.1095)’te bu zât da vefât edince, Recep Enis Dede’ye Edirne<br />

Mevlevîhânesi şeyhliği verildi. Elli iki sene bu hizmeti yapıp, insanlara İslâmiyeti öğretti.<br />

İslâmiyetin emirlerine uymalarını sağladı. İlim ve edebin, İslâm ahlâkının yayılmasında<br />

büyük hizmetleri oldu. Başta meşhûr kimseler olmak üzere binlerce insanın saâdete<br />

kavuşmasına vesîle oldu.<br />

Osmanlı sultanlarından Dördüncü Mehmed Han, Sultan İkinci Süleymân Han, Sultan İkinci<br />

Ahmed Han, Sultan İkinci Mustafa Han ve Sultan Üçüncü Ahmed Han onun sohbetlerinden<br />

istifâde etmiş ve feyz almışlardır.<br />

Gülşenî yolunun meşhûr şeyhi Sezâî Efendi önceleri Recep Enis Dede’nin sohbetlerinde<br />

bulunmuştur. Daha sonra Gülşenî yolunda yükselmiştir. Recep Enis Dede ile dostlukları ve<br />

sohbetleri ömür boyu devâm etmiş ve çok hoş sohbetleri olmuştur. Bu sohbetleri bir kitap

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!