22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Pîr Muhammed Gencevî hazretlerinin Yassıboğa denmekle meşhur bir öküzü vardı. Yaylaya<br />

çıktıkları zaman Şeyh hazretlerinin komşuları Nahcivan tuzlasından tuz getirmeye<br />

gittiklerinde, Şeyh hazretleri Yassıboğa'yı da tuz yüklenmesi için gönderirdi. Bir defâsında<br />

tuz getirdikten sonraŞeyh hazretleri mescidden evine giderken, Yassıboğa karşısına çıktı.<br />

Ayaklarını yerlere sürerek bir müddet Şeyh hazretlerinin önünde durdu. Bunun üzerine;<br />

"Yassıboğa, lisân-ı hâl ile bize şikâyette bulunuyor. Allahü teâlâ size bu kadar nîmet ve izzet<br />

vermiştir ki hiçbir şeye ihtiyâcınız yoktur. Beni tuz getirmeye göndermesen olmaz mıydı?<br />

Sırtım ve ayaklarım çok ağrıdı." diyor." buyurdu.Sonra da;"Bundan sonra bu boğaya kimse<br />

yük yüklemesin. Çifte de koşulmasın, serbest bırakılsın. Evlâdıma vasiyet ederim ki, tuz<br />

getirmeye öküz götürmesinler. Tuz lâzım oldukça satın alsınlar." Bu tenbihinden sonra<br />

Yassıboğa serbest bırakıldı. Epey bir zaman sonra Merdekird köyü halkından bir kimse, çift<br />

sürerken Yassıboğa dolaşa dolaşa yanına yaklaşmıştı. Çiftçi Yassıboğa'yı yakalayıp çifte<br />

koştu. İkindi vaktine kadar çift sürdürdü. Sonra da salıverdi. Yassıboğa oradan kurtulunca,<br />

koşarak Şeyh hazretlerinin bulunduğu yere geldi. Bu sırada çift süren köylünün eli ayağı<br />

tutmaz oldu ve yığılıp kaldı. Yakınında çift süren çiftçiler hadi gel artık köye dönelim diye<br />

çağırdıklarında; "Elim ayağım felç oldu. Hâlim perişandır." dedi. Çiftçiler bu sözü üzerine<br />

başına toplandılar. "Daha şimdi çift sürüyordun sana ne oldu?" dediklerinde; "Şeyhin köyü<br />

tarafından bir semiz öküz geldi. Bu öküzü tutup çifte koştum. Bir müddet çift sürdüm sonra<br />

da salıverdim. O anda birdenbire elim ayağım tutmaz oldu." dedi. Bu sözleri dinleyen<br />

çiftçiler arasından biri; "Herhalde Şeyh hazretlerinin serbest bıraktığı öküzü çifte koşmuşsun.<br />

Bu sebeple başına belâ gelmiş!" dedi. Bu sırada Pîr Muhammed Gencevî hazretleri de<br />

mescidde ikindi namazını kıldıktan sonra, mescidin kapısında durdu. Bir de baktılar ki<br />

Yassıboğa koşarak ona doğru geldi. Bunun üzerine orada bulunanlara; "Yassıboğa'nın<br />

şikâyeti vardır! Çifte koşmuşlar gibi!" dedi.<br />

Eli ayağı tutmaz olan çiftçi ise durumun farkına varıp yanına bir mikdar hediye alarak; "Beni<br />

Şeyh hazretlerinin huzûruna götürünüz." dedi. Akrabâları ısrarı üzerine onu Şeyh<br />

hazretlerinin huzûruna getirdiler. Özür dileyip affetmesini ve duâsını istedi. Şeyh hazretleri<br />

affedip hayır duâ etti ve o anda çiftçinin eli ayağı tutmaya başlayıp eski hâline döndü. Kalkıp<br />

yürüyerek köyüne gitti.<br />

Pîr Muhammed Gencevî hazretlerinin bir köpeği vardı. Evinin yanında belde halkı toplandığı<br />

zaman aralarında cünüp bir kimse bulunsa, köpek o kimsenin elbisesinin eteğinden tutup<br />

çekerek kalabalık arasından çıkarırdı. Bir kimse, cezâyı gerektiren günah işlese, o kimsenin<br />

de elbisesinden tutup yavaş yavaş çekerdi. Haram olan bir yiyecek önüne atılsa asla yemezdi.<br />

Şeyh hazretleri bir düğüne dâvet edilmişti. Dâvetli olarak gittiği köye köpeği de peşinden<br />

gitti. Düğün yemeği dağıtılacağı sırada Şeyh hazretlerinin talebelerinden bâzıları düğün<br />

yemeğinden bir mikdâr köpeğin önüne atılmasını söylediler. Önüne attıklarında yemediğini<br />

gördüler. Sebebini sorunca, talebeler bu köpek haram karışmış şeyleri yemiyor, seçiyor<br />

dediler. Bunun üzerine yiyeceği helaldan olduğunu iyi bildikleri bir komşudan ekmek isteyip<br />

önüne attılar; köpek bu ekmeği yedi. Aynı ekmekten bir kısmının içine düğün pilavı koyup<br />

attılar. Köpek ekmeğin arasındaki düğün pilavını ayaklarıyla ayırıp ekmeği yedi.<br />

Bir defâsında kendisinin de sonradan defnedildiği mezarlığın duvarını yaptırmak için halkı<br />

çalıştırıyordu. Halk, taş taşıyordu. Bu sırada biri huzûruna gelip; "Oğluma falan kimsenin<br />

kızını almak için hazırlık yaptım. Bir hayır duâ ediniz de, Allahü teâlâ hakkımızda hayırlı<br />

eylesin." dedi. Bu adama; "O kimsenin kızının senin oğlunla evlenmesi takdir edilmemiştir.<br />

Senin oğlunun evlenmesi takdir edilen kadının kocası şu cemâatin arasında taş taşıyor."<br />

buyurdu. Bunun üzerine o kimse hazırlığından ve teşebbüsünden vazgeçti. Birkaç gün sonra<br />

cemâat arasından bahsedilen kimse vefât etti. Daha sonra da dul kalan hanımı ile duâ için<br />

gelen kimsenin oğlu evlendi.<br />

Erzurumlu MollaAli adında bir zâtın babası Şeyh hazretlerinin talebelerindendi. Molla Ali<br />

babasından naklen şöyle anlatmıştır: "Bir gece Şeyh hazretleri dergâhında otururken

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!