22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bunun üzerine Pîr Muhammed hazretleri; "Biz kabûl ettik. Duâ ederiz ki Allahü teâlâ da<br />

kabûl buyursun." dedi.<br />

Yine Şirvan'dan bir grup derviş, Pîr Muhammed Gencevî hazretlerinin ziyâretine gelmişlerdi.<br />

Sohbet sırasında kendi memleketlerinde bulunan bâzı zâtların velîlerden olup olmadıklarını<br />

sordular. Bunlara cevâben; "Sorduğunuz zâtlardan Şeyh Emîr, Allahü teâlânın velî kuludur.<br />

Velîler defterine kayıtlıdır. Muhammed aleyhisselâmın meclis-i şerîfinde aşağı tarafta yeri<br />

vardır. Gelir oraya oturur. Şeyh Abdullah ve Şeyh Akâsî evliyâ defterine dâhil değildirler.<br />

Fakat Allahü teâlânın, duâsı makbûl kullarındandırlar." buyurdu.<br />

Anadan doğma âmâ bir kimse, Pîr Muhammed hazretlerine gelip yalvararak; "Dünyâyı aslâ<br />

görmemişim! Bana bir duâ etseniz de gözlerim açılsa, dünyâyı seyretsem." dedi. Âmânın bu<br />

yalvarışı üzerine ona duâ etti. "İnşâallahü teâlâ ölümün yaklaştığı sıralarda gözlerin açılır."<br />

buyurdu. Daha sonra Pîr Muhammed hazretleri vefât etti. Duâ alan âmâ kimse, âmâ olarak<br />

epey bir müddet daha yaşadı. Bir gün âniden gözleri açılıverdi.Dostları onun gözlerinin<br />

açılmasına çok sevindiler. Bunun üzerine gözleri açılan kimse; "Gözlerim açıldı ama ölümüm<br />

de yaklaştı! Zîrâ Pîr Muhammed hazretleri hayatta iken gözlerimin açılması için ondan duâ<br />

istedim. Bana duâ edip vefâtım yaklaştığı sırada gözlerimin açılacağını söylemişti.<br />

Elhamdülillah o mübârek zâtın duâsı kabûl olunup gözlerim açıldı. Allahü teâlâ bilir,<br />

ölümüm de yakındır." dedi. Gözleri açıldıktan birkaç gün sonra vefât etti.<br />

Kara Kethudâ adında bir zât bir gün Pîr Muhammed Gencevî hazretlerine; "Efendim bir<br />

kimse ne zaman öleceğini bilip, helalleşse ve gücü yettiği kadar ölüme hazırlansa iyi değil<br />

midir?" diye arzetti. Bu suâl üzerine; "İyidir." buyurunca; "Benim ne zaman vefât edeceğimi<br />

lutfedip bildirseniz." dedi. Bunun üzerine; "Molla Âdil Paşa ile Molla Pürkadem'den hangisi<br />

önce vefât ederse sen ölüm hazırlığını yap!Senin ölümün bu iki ilim ehlinin ölümleri<br />

arasındadır." buyurdu. Bu kimse Pîr Muhammed hazretlerinin vefâtından sonra yirmi beş<br />

sene daha yaşadı. Nihâyet işâret edilen âlimlerden Molla Âdil Paşa vefât etti.Halk toplanıp<br />

cenâze namazını kıldılar. Kara Kethudâ cemâat dağılmadan hepsiyle tek tek müsâfeha yapıp<br />

helalleşti ve ağladı. Neden ağladığını sorduklarında; "Şeyh Pîr Muhammed Gencevî<br />

hazretleri bana demişti ki: "Senin ölümün, Molla Âdil Paşa ile MollaPürkadem'in vefâtlarının<br />

arasında olur!" Âdil Paşa vefât etti. Benim ölümüm de yaklaşmıştır." dedi. Birkaç gün sonra<br />

da vefât etti.<br />

İlim öğrenmekle meşgûl üç talebe, Pîr Muhammed hazretlerini ziyâret için Gence şehrinden<br />

yola çıktılar. Yolculukları sırasında içlerinden biri; "Eğer bu huzûruna gittiğimiz zât,<br />

mürşîd-i kâmil ise kızını bana nikahlar." dedi. Bunun üzerine bir diğeri de; "Eğer dediğin gibi<br />

bir zât ise, bize süt, pilav ve bal ikrâm eder." dedi. Üçüncü arkadaşları da; "Mürşîd-i kâmil<br />

ise bizi Molla Feyzullah'ın evinde misâfir eder." dedi. Onların geleceği gün Pîr Muhammed<br />

hazretleri; "Bugün misâfirler gelse gerektir. Bir miktar süt hazırlayınız. dedi. Misâfir<br />

talebeler huzûruna geldiklerinde; "Misâfirlere süt ve pilav pişirin yanında bal da hazırlayın."<br />

dedi. Hazırlıklar yapıldıktan sonra büyük oğlu Velî Muhammed'e; "Pilavı eniştenin önüne<br />

koy." diyerek, yolda, mürşid-i kâmil ise kızını bana verir diyen talebeyi gösterdi. "Bal da<br />

getir." dedi ve sofrayı kurdurdu. Yemek yendikten sonra, sohbete başlayıp bu talebelere;<br />

"Sizden biriniz bizi imtihan için şeyh mürşid-i kâmil ise kızını bana versin der. Allahü<br />

teâlânın takdîri olmayan işi insan yapmaya güç yetirebilir mi?" buyurdu. Biriniz de mürşid-i<br />

kâmil ise bize süt, pilav ikrâm etsin ve bal da getirsin, der. Siz bir yere gelseniz, süt ve bal<br />

bulunmasa mürşid-i kâmil olan kimsenin, mürşîd-i kâmil olmamasını mı gerektirir. Bizi<br />

Molla Feyzullah'ın evinde misâfir etsin diyen talebeye de; "Molla Feyzullah'ın birkaç kızı<br />

vardır. Bu vesîle ile o kızları görmek istersin." buyurdu.Talebeler yanlış düşüncelerine ve<br />

davranışlarına çok pişman olup ziyâdesiyle utandılar. Daha sonra ayrılıp gittiler.<br />

Devrinin meşhûr âlimlerinden biri Pîr Muhammed hazretlerinin bâzan bilinmeyen bir lisanla<br />

konuştuğunu duymuştu. Bu âlim bir yük kitabı yanına alıp, huzûruna gitmişti. "Eğer bâzan

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!