22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

İlim, edeb sâhibi bir âile içinde yetişti. Önce Kur’ân-ı kerîmi sonra okunması gerekli olan<br />

kitapları okudu. Babası müderris olup, fazîlet sâhibi bir zâttı. Amcası Şeyh Abdurrahmân da<br />

âlim ve sâlih bir zât olup, Şeyh Muhammed Behâeddîn’in halîfesiydi. Bir gün amcası<br />

kardeşine; “Oğlun senin gayret ve terbiyene ziyâdesiyle muhtaçtır.” dedi. Muhammed Emin<br />

de ondan sonra medresesinde büyük bir gayret ile oğlunun yetişmesine çalıştı.<br />

Ömer Karadâğî önce babasından sonra da başka âlimlerden okudu. Amcası Şeyh Muhammed<br />

Necîb Karadâğî’nin derslerine de devâm etti. Süleymâniye’de Molla Hüseyin Peskendî ve<br />

Molla Abdullah’a devâm edip icâzet (diploma) aldı. Kendisi gibi yetişmiş olan fazîlet sâhibi<br />

kardeşi Şeyh Ma’rûf ile birlikte yardımlaşarak ders okutmaya başladılar. Çok kimseler<br />

kendilerinden istifâde etti. Molla Abdülkâdir el-Bânî, Seyyid Hüseyin Kiryânî, Seyyid<br />

Abdülkerîm Helûjânî, Molla Saîd ve başkaları yetiştirdikleri âlimlerdendir.<br />

Birinci Dünyâ Harbi’nin getirdiği sıkıntılar büyük olmuş ve birçok ilim yuvası harap<br />

kalmıştı. Harbten sonra Süleymâniye eşrâfı, askerî istilâ sebebiyle harap hâle düşen Mevlânâ<br />

Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin dergâhını tâmir ettirdiler. Oraya Şeyh Ömer Karadâğî’nin<br />

müderris olarak tâyin edilmesinde ittifak ettiler. Ömer Karadâğî, Mevlânâ Hâlid hazretleri<br />

Dergâhında uzun zaman ilim öğretip talebe yetiştirdi. Molla Abdurrahîm, Molla Ma’rûf<br />

Hâvî, Seyyid Emin, Şeyh Abdülvehhâb ve başkaları kendisinden ilim ve edeb öğrenip icâzet<br />

aldılar.<br />

Ömer Karadâğî’nin, Enver, Abdurrahmân, Kemâlüddîn ve Baba Ali isimlerinde fazîlet sâhibi<br />

evlâdları vardır.<br />

Ömer Karadâğî’nin yazdığı eserlerden bâzıları şunlardır: 1) Hâşiye alâ Tehzîb-il Kelâm, 2)<br />

Şerhu Takrib-il-Kelâm, 3) Hâşiye alâ Teşrîh-il Eflâk, 4) Hâşiye alâ Bürhân-ül<br />

Gelenbevî.<br />

1) Ulemâünâ fî Hidmet-il-İlmi Ved’dîn; s.415<br />

2) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.7, s.278<br />

3) El-A'lâm; c.5, s.65<br />

ÖMER BİN MES’ÛD EL-BEZZÂR;<br />

Meşhûr velîlerden. Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin talebelerinden olup, hadîs ve fıkıh<br />

ilminde de âlimdir. 1138 (H.533) senesinde doğdu. 1211 (H.608) de vefât etti. Tasavvuf<br />

ilmine ve hâllerine Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin derslerinde ve sohbetlerinde kavuştu.<br />

Uzun müddet ondan ayrılmayıp, fıkıh ilmini öğrendi. Hadîs ilmini ise Ebü’l-Kâsım Saîd bin<br />

el-Bennâ, Ebü’l-Fadl Muhammed bin Nâsırüddîn gibi âlimlerden öğrenmiştir.<br />

Güzel sûretli, güzel ahlâk sâhibi, hoş sohbet bir zât idi. Çok mücâhede yapar ve çok ibâdet<br />

ederdi. Yüzünde ibâdet ve tâat nurları parlar, konuştuğu zaman ağzından âdetâ nûr saçılırdı.<br />

Âhirette başa gelecek korkulu hâllerden bahsedince, dudakları morarır, benzi sararırdı.<br />

Herkes tarafından sevilir ve ziyâret edilirdi. Sohbetinde bulunanları yetiştirmiş, kemâle<br />

erdirmiştir. Önceleri ticâretle uğraşır, dükkânında kumaş satardı. Sonra ilme yönelip, bu<br />

hususta ve bilhassa tasavvufta çok ilerledi. Her taraftan sohbetlerine geldiler. İleri gelen<br />

kimseler onun sohbetine katılarak, zühd ve takvâ sâhibi oldular. Pekçok hürmet, alâka ve<br />

ikrâm görüp, sevildi. Nasîhatlerine uyulan bir zât idi. Pekçok kimse elinde tövbe etti.<br />

Bir şiirinin tercümesi şöyledir: “Allah'ım, hamd senin içindir ve ancak sana mahsustur. Biz<br />

ise senin verdiğin nîmetlere ehil olamadık. Kusûrlarımızın çokluğuna rağmen, nîmetlerini bol<br />

bol ihsân ettin. Sanki biz onu haketmişiz gibi.”

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!