22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

gürbüz bir kimseydi. Halîfe olduktan sonra da gördüm. Öyle zayıflamıştı ki uzaklardan<br />

kaburga kemiklerini saymak mümkündü.” dedi.<br />

Ömer bin Abdülazîz, Ehl-i Beyt’e çok hürmet, izzet ve ikrâmda bulunduğundan, hazret-i<br />

Ali’nin torunu Fâtıma binti Hüseyin; “Ömer bin Abdülazîz kalsaydı biz bir şeye muhtaç<br />

olmazdık.” buyurdu.<br />

Büyük velî ve âlimlerden Süfyân-ı Sevrî hazretleri ve İmâm-ı Şâfiî hazretleri; “Halîfeler<br />

beştir; Ebû Bekir, Ömer, Osman, Ali ve Ömer bin Abdülazîz’dir.” buyurdular.<br />

Fıkıh âlimlerinden Meymûn bin Mihrân, Ömer bin Abdülazîz hakkında: “Âlimler, Ömer bin<br />

Abdülazîz’in yanında talebeydi.” buyurdu. Hocası meşhûr fıkıh âlimlerinden Mücâhid; “Biz,<br />

Ömer bin Abdülazîz’e öğretmek için geldik. Halbuki dâimâ ondan öğrenir olduk.” buyurdu.<br />

Mâlik bin Dinâr buyurdu: “Dili dönen, zâhidim deyip duruyor. Zâhid, Ömer bin Abdülazîz<br />

gibi olur. Dünyâ onun ayağına geldiği halde hepsini reddeder.”<br />

Ömer bin Abdülazîz’in insanlara rehber olan sözlerinden bâzıları şöyledir:<br />

“Öfke ve hırstan korunmuş olan kurtulmuştur.”<br />

“Takvâ sâhibinin ağzına gem vurulmuştur.”<br />

“Ey insanlar! Allah’tan korkun. Çünkü Allah’tan korkmak her şeyin yerine geçer ve hiç bir<br />

şey onun yerine geçemez.”<br />

“Bizden önce helâk olanlar, hakkı engellemek ve zulüm yapmak yüzünden mahvoldular. Hak<br />

onlardan satın alınırdı ve zulümden korunmak için de fidye verilirdi.”<br />

“Müslümanlardan bir söz işittiğinde onu hayra yor, sakın şerre yorma!”<br />

"Sizden öncekilerin kabul ettikleri bilgileri alınız. Onların söylediklerine muhâlif, zıt olanları<br />

almayın. Çünkü önce geçen büyükler, sizden daha hayırlıdır."<br />

SIRAT KÖPRÜSÜ<br />

Ömer bin Abdülazîz’in câriyesi yanına geldi. Selâm verdi ve namaz kılınan odaya geçti. İki<br />

rekat namaz kıldı. Sonra uyuya kaldı. Biraz sonra kalktı ve halîfeye; “Tuhaf bir rüyâ<br />

gördüm.” dedi. Halîfe; “Ne gördün anlat.” dedi. Câriye; “Rüyâda Cehennem’i gördüm.<br />

Cehennemlik olanların üzerine kükreyip duruyordu. Sonra Cehennem üzerinde Sırat köprüsü<br />

kuruldu. Abdülmelik bin Mervân geldi. Köprüye girdi. Bir kaç adım attı, sonra devam<br />

edemeyip Cehennem’e düştü. Sonra Velîd bin Abdülmelik geldi. O da devam edemeyip<br />

Cehennem’e düştü. Sonra Süleyman bin Abdülmelik geldi. O da aynı şekilde Cehennem’e<br />

düştü.” dedi. Halîfe; “Devam et.” dedi. Kadın; “Sonra da seni getirdiler.” der demez, Ömer<br />

bin Abdülazîz bir ah çekti, düştü ve kendinden geçti. Kadın, yüksek sesle; “Vallahi senin<br />

selâmetle Sırat köprüsünü geçtiğini gördüm.” dedi ise de halîfe bunu işitmiyor, yerde çırpınıp<br />

duruyordu.<br />

MÜRÜVVET<br />

Bir gece ona misâfir geldi. O bir şey yazıyordu. Misâfiri de yanında oturuyordu. Lâmbasının<br />

yağı azaldı. Sönecek gibi oldu. Misâfir; “Yâ Emir-el-müminîn! Kalkıp lambaya yağ koyayım<br />

mı?” deyince; “Misâfirine iş gördürmek, insanın mürüvvetine yakışmaz.” buyurdu. “O halde<br />

hizmetçiyi kaldırayım mı?” “O da olmaz; daha akşamın ilk uykusundadır.” Ömer bin<br />

Abdülazîz hazretleri kalkıp, lambaya yağ doldurdu. Misâfir bu hâli görünce hayretle: “Ama,<br />

bu işi kendin yaptın, neden.” deyince; “Bu işi yapmaya giderken, Ömer’dim. Yaptım,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!