22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Önce ona; haram olan bu işten vazgeçmesi yumuşak bir dil ile anlatılır. Sonra vaz geçmezse<br />

mâni olunurdu" dedi. Sonra dükkânı harâb edilen kimseye altın gönderdi. Talebelerine<br />

onunla helâllaşmalarını söyledi. Talebeleri altını verip onunla helâllaştılar. Bunun üzerine,<br />

afyon ve esrâr satmaktan vazgeçip, tövbe etti, sonra da Seyyid Nûr Muhammed Bedâyûnî<br />

hazretlerinin talebesi olup, sâlih bir zât oldu.<br />

Seyyid Nûr Muhammed Bedâyûnî hazretleri şöyle anlatmıştır: "Bir gün hocam Mirzâ Hâfız<br />

Muhsin'in kabrini ziyârete gitmiştim. Kabri başında murâkabeye daldım. Bu hâlde iken<br />

kendimden geçtim ve hocamı kabrinde görüp, konuştum. Kefeni ve bedeni hiç çürümemişti.<br />

Sâdece ayaklarının alt kısımlarına toprak tesir edip hafif dökülmüştü. Bunun sebebini<br />

kendisinden sordum, dedi ki: "Sâhibinden izinsiz, o geldiği zaman geri vermek niyetiyle bir<br />

taş alıp, abdest aldığım yere koydum. Abdest alırken o taşın üzerine bastım. Ayaklarımda<br />

gördüğün toprağın tesiri bu sebepledir." Takvâda çok ileri gidenin evliyâlıkta yükselmesi<br />

muhakkaktır."<br />

CİNLER KIZIMI KAÇIRDI<br />

Bir gün ihtiyar bir kadın, Seyyid Nûr Muhammed Bedâyûnî hazretlerinin huzûruna gelip; "Cinler<br />

kızımı kaçırdılar! Ne yaptıysak bir çâre bulup onların elinden kurtaramadık. Sizden istirhâm<br />

ediyorum, kızımın cinlerin elinden kurtulması için bir çâre bulunuz!" dedi. Bunun üzerine Seyyid Nûr<br />

Muhammed Bedâyûnî hazretleri bir müddet oturup murâkabeye daldı. Sonra o ihtiyâr kadına;<br />

"İnşâallah kızın falan vakit gelecek!" dedi. Buyurduğu gibi vâki olup, cinlerin kaçırdığı kız işâret<br />

ettiği vakitte geldi. Cinlerin elinden kurtulup gelen kıza nasıl kurtulup geldin? diye sorduklarında;<br />

"Sahrâda cinlerin elinde esirdim. Birden bire mübârek bir zât gözüküp beni onların elinden kurtardı ve<br />

bir anda buraya getirdi" dedi. Bu hâdiseye şâhid olan bir zât, Seyyid Nûr Muhammed Bedâyûnî<br />

hazretlerine; "Neden oturup murâkabeye daldıktan sonra, kadına, kızın falan vakit gelecek dediniz de<br />

murâkabeye dalmadan hemen söylemediniz?" diye sorunca; "O kızın kurtulması için himmet gösterip<br />

Allahü teâlâya duâ ettim. Sonra bana ilham-ı ilâhî ile kurtulacağı bildirildi. Bu fakîrin teveccühü ve<br />

himmeti bu işe tesir etti" buyurdu.<br />

YEMEKTE ZULMET VAR<br />

Hindistan’ın Bedâyûn, şehrinde doğan bu zât,<br />

Yine bu memlekette; Delhi de etti vefât.<br />

Seyfeddîn Fârûkî’nin, bulunup sohbetinde,<br />

Bir Kâmil-i mükemmil, oldu nihâyetinde.<br />

İnsanlar her taraftan, feyiz ve nûr almağa,<br />

Artık onun yanında, başladı toplanmağa.<br />

Teveccüh etse idi, talebeye bir kere,<br />

Hemen o talebenin, başlardı kalbi zikre.<br />

Helâlinden alırdı, ekmeğinin ununu,<br />

Ve kendi yoğururdu, eliyle hamurunu.<br />

Dînin emirlerine, eylerdi tam riâyet,<br />

Haramdan kaçınmağa, ederdi hayli gayret.<br />

Devamlı okuyarak, Resûl’ün hayatını,<br />

Ona göre yapardı, her iş ve tâatını.<br />

Helâya, sağ ayakla, girmişti bir gün sehven,<br />

Tasavvufî hâlleri, bağlandı bu sebepten.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!