22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ağlılığımızda bâzı ciddî kusûrlarımız var. Bu eksiklerin giderilmesi için bizim biraz daha aç<br />

kalmamız isteniyor." buyurdu.<br />

Nizâmeddîn Evliyâ, çok kanâatkâr idi. Sultânlardan veya şehzâdelerden biri hediye<br />

gönderdiği zaman; "Ah! Bunlar, bu fakîri harâb etmek istiyorlar." derdi.Bir defâsında, ona<br />

bağlı olan devlet erkânından bir kişi, ona iki bahçe, bir mikdâr arâzi ve başka şeyler vermek<br />

istedi. Fakat o, tebessüm ederek; "Eğer bunları kabûl etsem, halk; "Nizâmeddîn Evliyâ<br />

bahçelerine gidiyor ve orada eğleniyor." diyecek. Hayır, bu bana yakışmaz. Bizim<br />

yolumuzun büyükleri, böle şeyleri aslâ kabûl etmediler. Ben onların âdetlerine sarılmalıyım."<br />

dedi.<br />

Nizâmeddîn Evliyânın sabrı ve affetmesi çoktu. Bir gün dergâhına bir fakir geldi. Hiçbir<br />

sebep yok iken, küstahca onu kötülemeye başladı. O büyük velî, bütün bu saçma sözleri<br />

sadece sabırla dinledi. Ayrıca, o fakir ne istiyorsa, hepsini verdi. Fakir dergâhtan ayrıldıktan<br />

sonra, Nizâmeddîn Evliyâ orada bulunanlara; "Bizi sevenlerin çoğu, hediye ile geliyor. Bizi<br />

kötülemek üzere gelecek olan birkaç kişi de bulunmalı. Birisi gelip bizi kötülerse, biz ona,<br />

dünyâda olduğumuz sürece yanlış işler yapabileceğimizi ve kötülemeye mârûz<br />

kalabileceğimizi söyleriz" buyurdu.<br />

Bir gün meclisine gelenlerden bâzıları Nizâmeddîn Evliyâ'ya; "Halktan bâzı kimseler, sizin<br />

hakkınızda o kadar kötü konuşuyorlar ki, bunları dinlemeye tahammül edemiyoruz." dediler.<br />

Nizâmeddîn Evliyâ onlara; "Bizim hakkımızda konuşanları affediyoruz. Sizin onlarla<br />

münâkaşa etmenize gerek yok." dedi.<br />

Nizâmeddîn Evliyâ, kendisine düşmanlık besleyenlere karşı da çok sabırlıydı. İnsanlara,<br />

düşmanlarına karşı sevgi ve sabırla muâmele etmeyi öğretiyordu. Kıyaspur'da yaşıyan ve<br />

sebepsiz yere Nizâmeddîn Evliyâ'ya karşı kin besleyen ve dâimâ ona bir zarar vermeye<br />

çalışan, Şaşu isminde birisi vardı.Nizâmeddîn Evliyâ, Şaşu'nun ölümünü işitince, defninden<br />

sonra bir kenarda iki rekat namaz kıldı ve onun eski hâlini affederek, kurtuluşu için duâ etti.<br />

Nizâmeddîn Evliyâ, talebelerini çok severdi. Talebesi Emîr Hüsrev'e karşı olan muhabbeti<br />

çok meşhûrdur. Talebelerini çok sevmesine rağmen, disiplini çok sıkı idi. Bir defâsında en iyi<br />

talebelerinden olan Hâce Burhâneddîn Garîb, katlanmış bir battaniye üzerinde oturarak rahat<br />

olmaya çalıştığından, dergâhtan çıkarıldı. Nizâmeddîn Evliyâ, onun bu işi, nefsinin arzusunu<br />

yerine getirmek için yaptığını düşünmüştü. Uzun bir süre sonra Burhâneddîn Garîb,<br />

Nizâmeddîn Evliyâ tarafından affedilerek tekrar dergâha kabûl edildi.<br />

HâceMüeyyededdîn Kereh, Sultân Alâeddîn Hilcî şehzâde iken, onun çok sevdiği bir kişiydi.<br />

Bu zât, sonra makâmını terk ederek, Nizâmeddîn Evliyâ'ya talebe oldu. Alâeddîn Hilcî sultân<br />

olunca, Nizâmeddîn Evliyâ'ya bir elçi göndererek, HâceMüeyyededdîn'in saltanat hizmetine<br />

verilmesi için izin istedi. Nizâmeddîn Evliyâ; "Hâce'nin başka önemli bir işi var. Onu<br />

bitirmeye çalışıyor." diye cevap verdi. Bu cevaptan hoşlanmıyan sultânın elçisi; "Efendim!<br />

Siz herkesi kendinize benzetmek istiyorsunuz." dedi. Bunun üzerine Nizâmeddîn Evliyâ;<br />

"Sâdece benim gibi değil, benden de iyi olmasını istiyorum." diye cevap verdi. Sultân bu<br />

cevâbı işitince, bir şey söylemedi ve konuyu kapattı.<br />

Hâce Şemseddîn, sarayda önemli bir mevkıde idi. Daha sonra bu görevinden istifâ ederek,<br />

Nizâmeddîn Evliyâ'nın talebesi oldu. O büyük velînin mübârek sözlerini derleme vazifesini<br />

üzerine aldı. HâceŞemseddîn bir gün hocasından, seyyahlar ve misâfirler için bir ev inşâ<br />

etmeye izin istedi. Nizâmeddîn Evliyâ ona; "Ey Mevlânâ Şemseddîn! O iş, önce bıraktığın iş<br />

kadar değersizdir." buyurdu.<br />

Nizâmeddîn Evliyâ'nın talebeleri arasında, kelâm ilminde büyük bir üne sâhip Kâdı<br />

Muhyiddîn Kâşânî isminde bir zât vardı. Nizâmeddîn Evliyâ, bu talebesini de çok severdi.<br />

Kâdı Muhyiddîn, Nizâmeddîn Evliyâ'nın talebesi olunca, hocasının huzûrunda, bir yerin<br />

gelirinin kendisine verildiğini gösteren fermânı yırttı ve bir sûfî olarak fakirlik hayâtına

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!