22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

SultanCelâleddîn Hilcî'yi öldürerek tahta çıkanAlâeddîn Hilcî, din bilgisi az olmasına<br />

rağmen, zekî ve becerikli bir idâreciydi. Saray erkânından bâzıları, yeni sultânı Nizâmeddîn<br />

Evliyâ'ya karşı yanlış yola sevk etmeye çalıştılar. Onlar, sultâna; "Nizâmeddîn Evliyâ'nın<br />

tesiri hergün hızla artıyor. Böyle giderse, bir gün sizin makâmınıza el koyar." dediler. Fakat,<br />

zekî ve akıllı Sultân Alâeddîn, acele karar vermeyi istemedi. Sultan, Nizâmeddîn Evliyâ'ya;<br />

"Sultanlığımda halli îcâbeden zor meseleler ortaya çıktığı zaman, zât-ı âlinizle müşâvere<br />

etmek istiyorum." diye bir pusula yazdı. Nizâmeddîn Evliyâ, bu pusulayı okuduğuna pişmân<br />

oldu ve cevap olarak şöyle yazdı: "Yolumuzun mukaddes an'aneleri sebebiyle ve böyle bir<br />

müşâvere, dînî vazifelerimin îfâsını güçleştireceğinden, teklifinize rızâ gösterecek bir hâli<br />

kendimde göremiyorum. Ne kendimi memleketin siyâsî hâdiselerine karıştırmak, ne de ilâhî<br />

gâyeye hizmetten başka bir şey yapmak istiyorum." Bu açık cevap, Sultan Alâeddîn'i<br />

memnun etti ve zihnindeki bütün yanlış anlama ve şüpheleri yok etti. Bilakis, o büyüğe karşı<br />

içinde bir aşk ve bağlılık hâsıl oldu.<br />

Sultân Alâeddîn'in, Nizâmeddîn Evliyâ'ya karşı beslediği sevginin çok arttığını gören Kara<br />

Beğ, sultâna; "Zât-ı âlileriniz, ona karşı bu kadar hürmet ve muhabbet beslediği hâlde, henüz<br />

onunla görüşmemiş olmanız hayret vericidir." dedi. Buna karşılık sultân; "Ey KaraBeğ!<br />

Bizim işimiz sultanlıktır. Biz, baştan ayağa kadar günâha batmışız. Bu yüzden o büyükten<br />

utanıyorum. O büyük zâtla nasıl görüşebilirim?" dedi ve arkasından, oğulları Hızır Hân ve<br />

Şâdi Hân ile Nizâmeddîn Evliyâ'ya iki yüz bin gümüş para gönderdi ve talebeliğe kabûl<br />

edilmesini ricâ etti. Bu muazzam para, fakirlere ve ihtiyaç sâhiplerine dağıtıldı. Sonra<br />

Nizâmeddîn Evliyâ'nın huzûrunda bulunmak husûsunda ısrâr edince, Nizâmeddîn Evliyâ;<br />

"Sultânın buraya gelmesine lüzum yok. Ben devamlı onun muvaffakiyeti için duâ ediyorum.<br />

Fakat buna rağmen hâlâ buraya gelmekte ısrâr ederse, bu fakirin evinde iki kapı vardır.<br />

Sultan birinden girerse, biz diğerinden çıkarız." buyurdu.<br />

SultanAlâeddîn'in yerine, kardeşlerini öldürerek geçen Kutbeddîn Hilcî, Nizâmeddîn<br />

Evliyâ'ya aptalca bir kin beslemeye başladı. Bu kin, daha sonra açık bir düşmanlığa dönüştü.<br />

O zaman Nizâmeddîn Evliyâ'nın dergâhında günlük masraf; fakir, dul kadınlara, yetimlere ve<br />

muhtaç kimselere verilen sadakalar hâriç, iki bin gümüştü. Bu durumu kıskanan bâzı kişiler,<br />

sultâna; "Nizâmeddîn Evliyâ, bu sadaka olarak dağıttığı ve harcadığı servetini, onu sık sık<br />

ziyâret eden şehzâdelerden ve devletin resmî vazifelilerinden topluyor." diye şikâyette<br />

bulundular. Ayrıca sultânı, herkesin Nizâmeddîn Evliyâ'yı ziyâret etmemesi için bir emir<br />

çıkarmak üzere iknâ ettiler. Bu durumu duyan Nizâmeddîn Evliyâ, dergâhındaki<br />

harcamalarını iki katına çıkardı ve buradan istifâde edenlerin sayısı on binden, on altı bine<br />

yükseldi. Bu yüzden sultânın çıkardığı emrin bir zararı olmadı. Sultan bu durumu işittiği<br />

zaman; "Yanılmışım! Şeyh, Allah'tan destek alıyor." demekten kendini alamadı. Bu kerâmete<br />

rağmen, sultânın, Nizâmeddîn Evliyâ'ya düşmanlığı devâm etti. Bir gün sultan, onu huzûruna<br />

çağırdı. Buna cevap olarak, Nizâmeddîn Evliyâ şöyle dedi: "Ben, sûfî bir kişiyim,<br />

dergâhımdan dışarı çıkmam. Daha da önemlisi her sûfî silsilesinin kendine mahsus<br />

değişmeyen an'aneleri vardır. Bizim büyüklerimizden hiçbiri saraya gitmemişler ve herhangi<br />

bir sultânın maiyetinde bulunmamışlardır. Bu bakımdan, sultânın arzusunu yerine<br />

getiremeyeceğim. Lütfen beni kendi hâlime bırakınız."<br />

Mağrur sultan, bu cevapla tatmin olmadı ve Nizâmeddîn Evliyâ'nın her hafta iki defâ<br />

huzûruna gelmesi için yeni emirler gönderdi. Bunun üzerine Nizâmeddîn Evliyâ, sultânın<br />

hocası olan Ziyâeddîn Rûmî'ye haber göndererek, talebesini, "Hiçbir dînin, velîlere ve<br />

mâsum talebelerine zulmedilmesine izin vermeyeceği." husûsunda îkâz etmesini istedi. Fakat<br />

bu haber Ziyâeddîn Rûmî'ye ulaşmadan, o vefât etti. Sultan, Ziyâeddîn Rûmî'nin dergâhında<br />

"Fâtiha" merâsimi için bütün saray erkânı ile birlikte bulunuyordu. Nizâmeddîn Evliyâ da<br />

birkaç talebesi ile bu merâsime katıldı. Dergâha girer girmez, orada bulunanların hepsi, ona<br />

saygı göstermek için ayağa kalktılar. Nizâmeddîn Evliyâ, sultana selâm verdiğinde, sultan<br />

selâmı almadı. Kendisinden fazla Nizâmeddîn Evliyâ'ya saygı gösterilmesine çok kızdı ve

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!