22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

1) Nefehât-ül-Üns Tercümesi; s.538<br />

2) Tabakât-ül-Evliyâ; s.493<br />

3) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.9, s.185<br />

NECMEDDÎN DÂYE RÂZÎ;<br />

Evliyânın meşhûrlarından. Râzî nisbesiyle de tanınmış olup, aynı zamanda meşhûr bir şâirdir.<br />

Tasavvufta büyük velî Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerinin talebesi olup, onun ders ve<br />

sohbetlerinde kemâle erdi. Cengiz istilâsının meydana çıkacağı sırada, bu fitne henüz<br />

başlamadan, hocası Necmeddîn-i Kübrâ hazretlerinin işâreti ile Anadolu tarafına seyâhat<br />

ederek Konya'ya geldi. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve Sadreddîn-i Konevî ile görüştü. 1256<br />

(H.654) senesinde Bağdât'ta vefât etti. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin kabrinin yakınındaki<br />

bir yere defnedildi.<br />

Anadolu'ya gelişi husûsunda kendisi Mirsâd-ül-İbâd adlı eserinin birinci bâbı ikinci faslında<br />

şöyle yazmıştır: Irak ve Horasan şehirlerine gider gelirdim. 1220 (H.617) senesinde Tatar<br />

ordusu bulunduğumuz diyârı istilâ etti. O zaman Hemedân'da bulunuyordum. 1221 senesinde<br />

bir gece bâzı dervişlerle ve dostlarla birlikte Selçuklu sultanlarının adâletiyle mamûr olan<br />

Rum diyârına, Anadolu'ya hicret ettik. Kayseri'ye yerleşip, orada Mirsâd-ül-İbâd adlı<br />

eserimi yazmaya başladım. Bu eserimi 1230 (H.628) senesinde Sivas'ta tamamladım.<br />

Necmeddîn Dâye hazretlerinin Mirsâd-ül-İbâd adlı eseri cemiyetin her meselesini ele alıp,<br />

ayrı ayrı işleyen kıymetli bir kitaptır. Bu eser Karahisarlı Kâsım bin Muhammed<br />

(Muhammed Karahisârî) tarafından Sultan İkinci Murâd Han nâmına 1421 (H.825) senesinde<br />

İrşâd-ül-Mürîd ile'l-Murâd adıyla Farsçadan Türkçeye tercüme edilmiştir. Daha önce de<br />

Şeyhoğlu Mustafa tarafından yazılan Kenz-ül-Küberâ ve Mehekk-ül-Ulemâ adıyla yazılan<br />

telif esere Mirsâd-ül-İbâd kitabı kaynak olarak alınmıştır. Ayrıca Keşf-ül-Hakâyık ve<br />

Şerh-üd-Dekâik, Bahr-ül-Hakâik adlı eserleri de vardır.<br />

Diğer velîler ve âlimler gibi bu zât da, insanlara karşı çok merhametli olup, onların saâdete<br />

kavuşmaları için can atan, kendisine zulüm ve düşmanlık edenlere de fazlasıyla merhamet<br />

gösteren, çok kıymetli, seçilmiş, yüksek bir zâttı. Allahü teâlâ, onun bedenini uygun olmayan<br />

işleri yapmaktan koruduğu gibi, kalbini de uygunsuz düşüncelerden koruyup, oraya, hep râzı<br />

olduğu beğendiği, güzel düşünce ve niyetleri yerleştirmişti. Kin, düşmanlık, kötülüğe ayniyle<br />

mukâbelede bulunmak gibi kötü düşünceler yerine, kendisine iyilik edene de, kötülük edene<br />

de iyilik etmek, kendisine diken atana gül sunmak düsturundan hareket eden bir zâttı. Kalbi<br />

çok sâf, gönlü çok temiz olduğu için, hep güzel düşüncelere sâhipti. Bunu anlatan Fârisî<br />

şiirlerinden iki beytinin tercümesi şöyledir:<br />

Bize düşman olan da, saâdet, iyilik bulsun<br />

Cihandaki ömründe, nice bereket bulsun.<br />

Yolumuzun üzerine diken koysa bir kimse,<br />

Bizden ona diken gitmez. Yollarında gül bulsun.<br />

1) Kâmûs-ül-A'lâm; c.6, s.4567<br />

2) İslâm Âlimleri<strong>Ansiklopedisi</strong>; c.9, s.199<br />

3) Şeyhoğlu, Kenz-ül-Küberâ ve Mehekk-ül-Ulemâ (Prof. Dr. Kemal Yavuz)<br />

4) Sefînet-ül-Evliyâ; s.106<br />

5) Nefehât-ül-Üns (Osmanlıca); s.491<br />

6) İlk Mutasavvıflar; s.202

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!