22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Neccarzâde buyurdu ki: “Bütün müslümanların günahlarına tövbe etmesi lâzım ve zarûrîdir.<br />

Ölünceye kadar dâimâ tövbe ve istiğfâr etmek lâzımdır. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde<br />

müminlerin tövbe etmesini emr buyuruyor. İstiğfârdan murâd tövbedir. Peygamber efendimiz<br />

Muhammed aleyhisselâm hadîs-i şerîfde buyurdu ki:<br />

“Allahü teâlâya tövbe ediniz. Ben her gün yüz defâ tövbe ediyorum.” Mahlûkâtın<br />

efendisi hiç günâhı olmadığı, mâsûm ve pâk olduğu hâlde böyle yaparsa biz her hâlükârda<br />

tövbe ve istiğfâra muhtâcız. Sonra kul hayâtı boyunca günâh ve kusûrdan, gafletten ve<br />

yüksek makamlardan mahrûm kalma hâllerinden kurtulamaz. Tövbe ile ilgili diğer bir incelik<br />

de şudur ki: Bütün günâhları terkedip hakîkî tövbe etmedikçe noksan yapılan tövbe kemâle<br />

ermek için kâfî gelmez. Çünkü günâhlar sebebiyle kalbde hâsıl olan karartılar ve lekeler,<br />

Allah yolunda ilerlemeye mâni olurlar. Bütün günâhlara tövbe etmek lâzımdır.”<br />

1) Εση®β−⎬ Κιρ®µ; (6. Βασκ⎬) σ.365<br />

2) Menkıbe-i Evliyâiyye fî Ahvâl-i Ridâiyye (Ahmed Nüzhet Efendi, Esad Efendi<br />

Kütüphânesi, No:1752, vr.4b<br />

3) Esmâ-ül-Müellifîn; c.2, s.446<br />

4) Mu’cem-ül-Müellifîn; c.12, s.265<br />

5) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c.16, s.309<br />

NECCÂRZÂDE MUHAMMED SIDDIK;<br />

Anadolu’da yetişen büyük velîlerden. 1719 (H.1131) senesinde İstanbul’da doğdu. Büyük<br />

velî Neccârzâde Mustafa Efendinin oğludur. Küçük yaşta ilim tahsiline başlayan Muhammed<br />

Sıddık, ilim ve tasavvuf yolunu babasından ve Mustafa Fenciyi Efendiden öğrendi.<br />

Nakşibendiyye ve Halvetiyye yollarının büyüklerindendi. Tasavvuf yolunda icâzet aldıktan<br />

sonra Hüdâî Dergâhında talebe yetiştirmeye, ilim ve feyz vermeye başladı. Babasının<br />

vefâtından sonra yerine geçerek Rumelihisarı’ndaki yalısında talebe yetiştirmeye devâm etti.<br />

Muhammed Sıddık Efendi bir ara Aziz Mahmûd Hüdâî Dergâhına şeyh tâyin edildi. Tâyin<br />

edildiğinde Aziz Mahmûd Hüdâî’nin türbesine girip bir müddet içerde kaldı. Biraz sonra<br />

dışarıya çıkınca; “Hazret-i Hüdâî efendimiz bize bir salkım üzüm verdi. Bizim bu dergâhda<br />

şeyhlik müddetimiz on bir ay olsa gerektir, fazla değildir.” buyurdu. On bir ay burada vazîfe<br />

yaptıktan sonra tekrar kendi yalısına döndü.<br />

Muhammed Sıddık Efendi 1794 (H.1208) senesinde Rumelihisarı’ndaki dergâhında vefât<br />

etti. Sinan Paşa Câmiinin kuzey duvarı üzerindeki mescidinde babasının yanına defnedildi.<br />

Talebelerinden birisi şöyle anlatır: “Dört oğlum tâûn hastalığından arka arkaya vefât etmişti.<br />

Hem oğullarımın vefât acıları hem de ben ve hanımım yaşlı olduğumuz için artık çocuğumuz<br />

olmayacağını da düşünerek üzgün ve perişan bir haldeydik. Gerçi Şeyh Muhammed Sıddık<br />

Efendinin tesellileri ile biraz rahatlıyordum. Fakat yaşlılığımız sebebiyle artık çocuğumuz<br />

olmayacağı hatırıma geldikçe bir hayli üzülüyordum. Şeyh Muhammed Sıddık Efendi benim<br />

bu hâlimi anlayıp bir gün yine huzûrunda mahzûn mahzûn dururken; “Sen evlâd acısıyla ve<br />

bundan sonra daha çocuğun olmayacağını düşünerek kendini perişan ediyorsun. İnşâallah<br />

Allahü teâlâ sana çocuk verir.” buyurdu. Gerçekten bir müddet sonra hanımım yaşlı olmasına<br />

rağmen hocamın duâsı ile bir çocuğumuz oldu.<br />

Talebelerinden birinin çocuğu üç yaşına gelmesine rağmen henüz yürümüyordu. Bu duruma<br />

babası çok üzülüyordu. Bir gün bu çocuğunu hocası Muhammed Sıddık’ın huzûruna getirdi<br />

ve durumunu arz etti. Muhammed Sıddık hemen çocuğun elinden tutup, besmele çekerek<br />

yürütmeye başladı. Çocuk, Allahü teâlânın izniyle yürür oldu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!