22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sebebiyle hidâyete erdi.<br />

Hocası Ali Atvel hazretleri de bu sıralarda Üsküdar'da Vâlide-i Atik Dergâhında kalıyor,<br />

insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatıyordu. Bir gün Muhammed Nasûhî Efendi,<br />

hocası Ali Atvel hazretleriyle berâber geziyorlardı. Doğancılar Meydanında şimdiki Nasûhî<br />

Dergâhının bulunduğu yere geldiklerinde, Ali Atvel hazretleri; "Oğlum inşâallah bu yer senin<br />

sebebinle mâmûr hâle gelir. Kıyâmet gününe kadar da MuhammedNasûhî Dergâhı diye<br />

anılır." buyurdu.<br />

Muhammed Nasûhî Efendi 1688 (H.1099) senesinde Üsküdar Doğancılar'da kendisi için bir<br />

dergâh inşâ ettirmeye başladı. Bu dergâhı yaptırırken Yeniçeri ağası Hasan Paşa ona her türlü<br />

maddî ve mânevî desteği sağlıyordu. Fakat bu sırada Hasan Paşanın Van Muhâfızlığına tâyin<br />

edilmesi, destekten mahrum kalmasına sebeb oldu, beş kese altın borç alarak dergâhın<br />

inşâsını tamamladı. Bu borç sebebi ile bir müddet sıkıntı çektiyse de sonra kurtuldu.<br />

Bu sıralarda daha önceden fethedilen Sakız Adasını Venedikliler yeniden istilâ etmişler,<br />

oradaki müslüman halka eziyet ve işkencelerde bulunmuşlardı. Bunlara karşı Mezomorto<br />

HüseyinPaşa komutasında bir donanma gönderildi. Bu donanma Sakız'ı almak üzere savaşa<br />

girdi. Osmanlı yiğitleri Sakız'da çarpıştıkları bir sırada, Nasûhî Efendi, Üsküdar'daki<br />

dergâhında kırk gün süren bir halvete çekildi. Kimsenin olmadığı bir odada Allahü teâlâyı<br />

zikreder, oruç tutar, namaz kılar, Kur'ân-ı kerîm okuyarak ibâdet ederdi. Bir gün yakın<br />

dostlarına; "Elhamdülillah Sakız Adası ehl-i İslâma nasîb oldu." buyurdu. Yakın dostları<br />

bugünün târihini bir yere kaydettiler. Birkaç gün sonra fetih haberi duyuldu. Aylar sonra<br />

Sakız Adasının fethine katılan gâzilerden bâzıları Nasûhî Efendinin dergâhına ziyârete<br />

geldiler. Adanın fethi sırasında, Venediklilere karşı elinde kılıç olduğu halde asker<br />

kıyâfetinde olmayan pekçok yiğitle birlikte Nasûhî Efendiyi çarpışır gördüklerini söylediler.<br />

Adanın fetholunduğu günü bildirdiler. Talebeler daha önce kaydettikleri târihle<br />

karşılaştırdıklarında bunun, bildirilen güne rastladığını hayretle müşâhede ettiler.<br />

Sakız Adası zaferinden sonraydı. Muhammed Nasûhî Efendi borçlarını ödemekle meşgûl<br />

olduğu sırada Mezomorto Hüseyin Paşa konağına dâvet etti. Nasûhî Efendi, Paşanın<br />

konağına varınca, Paşa saygıyla ayağa kalkıp kendisine ikrâmda bulundu. Muhammed<br />

Nasûhî Efendi, Paşanın bu hareketine hayret etti. Kendi kendine; "Bu ne haldir? Bakalım<br />

sonu ne olacak." dedi. Çünkü Mezomorto HüseyinPaşa, Nasûhî hazretlerine daha önce<br />

yakınlık göstermezdi. Bugünlerde ilgilenmesi onun dikkatini çekti. Hüseyin Paşa, Nasûhî<br />

hazretlerine hitâben; "Efendi hazretleri! Bize niçin yabancı gibi bakıyorsun. Sakız önündeki<br />

muhârebede bize zaferi müjdeleyen siz değil miydiniz?" dedi. Çünkü Sakız muhârebesi<br />

sırasında Nasûhî Efendi, MezomortoHüseyin Paşanın bulunduğu kalyona kerâmet olarak<br />

gelmiş, zaferi müjdeledikten sonra kaybolmuştu. Sakız muhârebesi sırasında bu müjdeyi<br />

veren kimsenin Nasûhî hazretleri olduğunu bilen Hüseyin Paşa, o gece, onu konağında<br />

misâfir edip izzet ve ikrâmlarda bulundu. Ertesi sabah dergâh inşâası sebebiyle olan bütün<br />

borçlarını ödediği gibi, dergâhının çeşitli ihtiyaçlarını da temin etti. Böylece Nasûhî<br />

Efendinin kimseye borcu kalmadı.<br />

Tamâmen Nasûhî Efendinin mülkü olan dergâhta, Cumâ namazı kılınmaya başladı. 1704<br />

(H.1116) senesinde Vezîriâzam Dâmâd Hasan Paşa bu dergâha imâm, hatîb, müezzin,<br />

kayyım tâyin ettirdi. Diğer ihtiyaçları için de günlük yüz elli akçe tahsisat ayırttı.<br />

AyrıcaHadice Sultan ve Vâlide Atik Sultan vakıflarından bu dergâhın ihtiyaçları için gelir<br />

tahsîs edildi. Dergâhta bulunan dervişlerin her türlü ihtiyaçları temin edildiği gibi, dergâha<br />

her gün gelen misâfirler ağırlandı.<br />

Nasûhî Efendi, dergâhında pekçok talebe yetiştirdiği gibi, çeşitli câmilerde verdiği vâz ve<br />

nasîhatleriyle onların dünyâ ve âhirette saâdete, kurtuluşa kavuşmaları için çalıştı. 1705<br />

senesinden îtibâren Eyyûb Sultan hazretlerinin câmiinde Salı günleri vâz vermeye başladı.<br />

Vefâtına kadar bu mübârek makamda vâz ve nasîhata devâm etti. Çok tesirli ve ilgi çekici

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!