22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Buyurmuştur ki: “Kerâmet sahibi bir zâtı yalancılıkla itham eden; en büyük yalancıdır.”<br />

Haccâc, Müverrik-ül-İclî’yi habsetmişti. Mutarrif hazretleri Gaylân bin Cerir’e dedi ki: “Gel<br />

Allahü teâlâya İclî'yi zindandan kurtarması için duâ edelim.” Mutarrif hazretleri İclî'nin<br />

kurtulması için duâ etti, yalvardı. Biraz sonra İclî kurtuldu. Haccâc yatsı vakti dışarı çıktı ve<br />

insanların içerisine karıştı. Bir de ne görsün İclî'ye çok benzeyen bir kimse, bu zâtı İclî'nin<br />

babası zan etti. Halbuki gördüğü İclî'nin kendisi idi. Hemen muhâfızını çağırdı: “Hemen<br />

zindana git ve şu ihtiyârın oğlunu serbest bırak, babasına gönder.” diye emir verdi. Halbuki<br />

İclî daha önce kurtulmuştu.<br />

Hasan bin Amr el-Fezâri’den: Sâbit el Yemânî ve bir arkadaşı aniden Mutarrif’in yanına<br />

girdiler. Mutarrif’ten üç türlü nur yayılıyor, etrâfı aydınlatıyordu. Bir nur başından, bir nur<br />

göğsünden bir nur da ayak kısmından yayılıyor, parlıyordu. Şaşkınlıkları geçince Mutarrif’e<br />

sordular: “Sendeki bu hal nedir?” O da; "Neden bahsediyorsunuz?" diye sordu. “Senden nur<br />

yayılıyor.” dediler. “Siz bunu gördünüz mü?” dedi. “Evet.” dediler. “İşte bu gördüğünüz<br />

nurlar benim yaptığım secdelerin karşılığıdır.” buyurdu.<br />

ALLAH RIZÂSI<br />

Mutarrif bin Abdullah, Allahü teâlâya ve Resûlullah efendimize son derece tâzim<br />

edenlerdendi. Kötü şeyler içerisinde onların ism-i şerîflerinin zikredilmesini uygun görmezdi.<br />

Buyurdu ki: İçinizden bâzıları hayvanına (köpek ve merkebine... v.s) kızdığı zaman; “Allah<br />

cezânı versin, seni şöyle yapsın böyle yapsın der. Halbuki bu uygun değildir. Allahü teâlânın<br />

ism-i şerîfine tâzim ediniz. Hayvanın (köpek, merkep... v.s) yanında O’nun mübârek ismini<br />

ağza almaktan korkunuz.”<br />

Allahü teâlâya şöyle yalvarırdı: “Allah’ım, ihlâs ile yapmış olduğum her amelim için senden<br />

af ve mağfiret dilerim. Çünkü ben yalnız senin rızânı istiyorum.” O daima Allahü teâlânın<br />

merhametine sığınır ve hakîki müminlerin hâli olan “Beyn’el-Havfi ver-recâ” korku ile ümid<br />

arasında yaşar ve şöyle yalvarırdı: “Allah’ım bizden râzı olmasan da affet. Çünkü efendi,<br />

kölesinden râzı olmasa da affeder.” Arafat’taki duâsında; “Allah’ım benim yüzümden<br />

buradakilerin duâsını reddetme, kabul eyle” diye yalvarırdı. Halbuki halk onu vesile ederek<br />

duâ eder duâları kabûl olurdu. Basra’da duâsının hemen kabul edilmesi ile tanınırdı. Herkesin<br />

kendi aybını görmesini isterdi. Eğer insan kendi ayıblarıyla meşgul olursa; başkalarının<br />

ayıblarını görecek ve onlarla uğraşacak zaman bulamayacağını beyan eder ve “İnsanların pek<br />

çoğu hatâ içindedir. Bu halleriyle hatalarını unutup, başkalarının hatalarını anlatan ve onlarla<br />

uğraşan da yine kendileridir.” buyurdu.<br />

ŞEREFLİ İNSAN<br />

Mutarrif bin Abdullah, Tâbiîn-i izâmdan,<br />

Âlim ve takvâ ehli, evliyâ-yı kirâmdan.<br />

Güzel elbise giyer, iyi ata binerdi,<br />

Nasîhat vermek için, sultanlara giderdi.<br />

Allah korkusu ile, hesap verme derdinden,<br />

Dâim hüzünlü olup, geçiyordu kendinden.<br />

Öyle fazla idi ki, onun bu endîşesi,<br />

“Keşke toprak olsaydım”, idi hep düşüncesi.<br />

Son derece sabırlı, tevekkül ehliydi pek,

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!