22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

geldim. Bana; "Eşyâlarından kaybolan bir şeyin var mı?" diye sordular. Ben de; "Hayır<br />

efendim, yalnız abdest ibriğim kayıp!" dedim. İşte o zaman başlarını aşağıya indirip gözlerini<br />

yumdular. Bir müddet bekledikten sonra, başlarını kaldırıp bana dediler ki: "Sen bir gün önce<br />

ev sâhibinin helâsına gitmişsin ve orada unutmuşsun! Şimdi git, ev sâhibinin hizmetçisinden<br />

iste, sana versinler." Ben de hemen koşarak geldim. Ev sâhibinin hizmetçisinden ibriğimi<br />

isteyince, getirip teslim etti.<br />

NE KADAR ZARARIN VAR<br />

Yahyâ bin Hasan anlattı: "Medîne-i münevverede birisi Mûsâ Kâzım hazretlerine eziyet edip kırıcı<br />

sözler söylüyordu. Onu sevenler, ona devamlı; "Bize izin ver, şuna haddini bildirelim." diyorlardı.<br />

Fakat Mûsâ Kâzım hazretleri böyle bir işe teşebbüsten onları şiddetle men ediyordu. Bir gün,<br />

kendisine hakârette bulunan şahsın nerede olduğunu sordu. Medîne-i münevverenin civârında bir<br />

yerde olduğunu söylediler. Mûsâ Kâzım, bineğine binerek, onun tarlasının olduğu yere gitti ve orada<br />

buldu.Tarla'ya katırı ile girdi. O şahıs, tarlaya basma diye bağırdı. Mûsâ Kâzım onun yanına kadar<br />

geldi. Yanına oturdu. Ona; "Ne kadar zararın oldu?" deyince, o şahıs; "Yüz dinâr." deyip; "Sen kaç<br />

dinar umuyordun?" diye sordu. Mûsâ Kâzım "Bilmiyorum. Gaybı ancak Allahü teâlâ bilir. Ne kadar,<br />

zarara uğradığını bilmediğim için sana; "Ne kadar zararın olduğunu tahmin ediyorsun?" diye<br />

sordum." Bu söz üzerine o şahıs; "Öyleyse, iki yüz dinâr istiyorum" dedi. Mûsâ Kâzım ise ona üç yüz<br />

dinâr verdi. Mûsâ Kâzım'a daha önce hakâretlerde bulunan o şahıs, bu cömertlik ve ihsân karşısında<br />

hayran kaldı. Kalkıp, Mûsâ Kâzım hazretlerinin başını öptü ve sonra birbirinden ayrıldılar. Mûsâ<br />

Kâzım oradan ayrılınca, Mescid-i Nebevî'ye (Resûlullah efendimizin mescid-i şerîfine) gitti. Yine<br />

orada o şahısla karşılaştı. Fakat kendisini seven yakınları onu orada görünce, hemen üzerine yürümek<br />

istediler. Fakat Mûsâ Kâzım hazretleri onlara; "Hangisi hayırlı; sizin yaptığınız mı, yoksa benim<br />

istediğim mi? Ben ona yakınlık göstermek sûretiyle ıslâh olmasını düşünmüştüm" dedi.<br />

1) Câmi'u Kerâmât-il-Evliyâ; c.2, s.269<br />

2) Vefeyât-ül-A'yân; c.5, s.308-310<br />

3) Tabakât-ıİbn-i Sa'd; c.3, s.244<br />

4) Hadâik-ul-Verdiyye; s.40<br />

5) El-A'lâm; c.7, s.321<br />

6) Nûr-ul-Ebsâr; s.142, 148<br />

7) Târih-i Bağdâd; c.13, s.27<br />

8) Sıfat-üs-Safve; c.1, s.103<br />

9) Mîzân-ül-İ'tidâl; c.3, s.201<br />

10) El-Bidâye ven-Nihâye; c.10, s.183<br />

11) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.10, s.340<br />

12) Kâmûs-ul-A'lâm; c.6, s.4478<br />

13) Seâdet-i Ebediyye; (49. Baskı) s.1126<br />

14) Eshâb-ı Kirâm; (6. Baskı) s.364<br />

15) Şevâhid-ün-Nübüvve; cüz 7, s.19<br />

16) İslâm Âlimleri<strong>Ansiklopedisi</strong>; c.2, s.321<br />

MÛSÂ BİN MÂHÎN MARDÎNÎ;<br />

Büyük velîlerden. İsmi Mûsâ bin Mâhîn ez-Zûhî'dir. Doğum ve vefât târihleri<br />

bilinmemektedir. Mîlâdî on ikinci asırda yaşadı. Mardin'de vefât etti. Şeyh Mûsâ<br />

kabristanlığına defnedildi.<br />

Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin talebelerindendir. Hocası, onun yetişip, büyük bir velî<br />

olacağını önceden müjdeledi ve; "Ey Bağdât halkı, yakında öyle biri gelecek, öyle bir güneş<br />

doğacak ki, öyle birisi daha size gelmedi." buyurdu. "O zât kimdir?" denilince, Mûsâ bin

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!