22.03.2018 Views

Evliyalar Ansiklopedisi - Turkiye Gazetesi Yayinlari

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

1) Tabakât-ül-Kübrâ; c. 2, s. 138<br />

2) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c. 2, s. 95<br />

3) Ed-Dav-ül-Lâmi'; c. 4, s. 300<br />

4) Mu'cem-ül-Müellifîn; c. 5, s. 299<br />

5) Şezerât-üz-Zeheb; c. 8, s. 129<br />

6) İslâm Âlimleri <strong>Ansiklopedisi</strong>; c. 13, s. 378<br />

ABDÜLKÂDİR DÜCÂNÎ;<br />

Kudüs bölgesinde yetişen evliyânın büyüklerinden. İsmi Abdülkâdir olup, babasının ismi<br />

Abdullah'tır. Künyesi Ebû Rebâh'dır. 1809 (H.1224) senesindeYafa'ya bağlı Beyt-i Dücan<br />

köyünde doğdu. Babasının himâyesinde yetişti. Ondan Kur'ân-ı kerîmi tecvid üzerine<br />

öğrendi. Sonra amcası Şeyh Selîm Dücânî ile Yafa'ya gitti. Yafa'da amcasından ve birçok<br />

âlimden ilim öğrendi. Amcasının vefâtından sonra da tahsiline devâm etti. Ders aldığı<br />

hocalardan bâzısı Şeyh Muhammed Cisr Trablûsî, Şeyh Mahmûd Ebü'l-Envar Râfiî, Şeyh<br />

AliGeylânî ve amcası oğlu Şeyh Hüseyin Selîm Dücânî'dir. Bütün dînî ilimler ve tasavvuf<br />

yolunda icâzet (diploma) aldıktan sonra insanlara Ehl-i sünnet îtikâdını anlatmaya çalıştı.<br />

Abdülkâdir Dücânî, insanlara dînin emir ve yasaklarını anlatmak için köy köy dolaşırdı. Aynı<br />

zamanda dînî problemleri, insanların aralarındaki anlaşmazlık olan meseleleri hallederdi.<br />

Herkes onun verdiği kararlara rızâ gösterirdi. Sohbetinde bulunan insanları büyük bir ferahlık<br />

ve sevinç kaplardı. Güler yüzlü ve pek heybetli idi. Gören ve sözlerini dinleyen onun<br />

büyüklüğünden aslâ şüpheye düşmezdi. Küçük, büyük herkese karşı mütevazi olup, alçak<br />

gönüllü idi. Çok cömert idi. Evi tanıdık, tanımadık her taraftan gelenlerin misâfir kaldığı<br />

yerdi.<br />

Abdülkâdir Dücânî, kış ve ilkbahar aylarında Yafa'daki evinde kalırdı. Yaz ve sonbahar<br />

aylarını ise köyleri dolaşarak insanlara nasîhat ile geçirirdi. Dergâhı herkese açıktı. Açları<br />

doyurur, elbisesi olmayanları giydirirdi. Onu herkes severdi. Talebeleri onun sohbetleri ile<br />

yüksek derecelere kavuştu.<br />

Bir gün talebesi ile dergâhın bir odasında oturuyordu. Bu sırada Abdülkâdir Ebû Rebah'da bir<br />

hal meydana geldi. Vücûdu büyümeye başladı. Büyüdükçe talebesi yerinden uzaklaşmak<br />

mecbûriyetinde kaldı. Nihayet Abdülkâdir Dücânî'nin vücûdu bütün odayı kaplayınca, talebe<br />

odanın dışına çıktı. Bir süre sonra Abdülkâdir Dücânî yavaş yavaş eski hâline geldi.<br />

Talebesine niçin odanın dışında olduğunu sorunca;` "Efendim odada yer bulamadığım için."<br />

cevâbını verdi. Abdülkâdir Dücânî de; "Evladım! Bu Allah adamlarında görülen bir haldir.<br />

Bu gördüğünü kimseye söyleme." buyurdu.<br />

Abdülkâdir Dücânî 1877 (H. 1294) senesinde vefât etti. Cenâzesi çok kalabalık oldu.<br />

Yafa'nın kuzeyinde amcası Şeyh Selîm'in kabrinin yakınına defn edildi. Üzerine güzel bir<br />

türbe yapıldı. Kabri ziyâret mahallidir.<br />

Abdülkâdir Dücânî birçok eser yazmıştır. Bunlardan biri Peygamber efendimize salevâtı<br />

ihtiva eden bir eserdir. İçerisinde Arabî alfabeye göre tertib edilmiş Bedir Harbine iştirak<br />

edenEshâb-ı kirâmın isimleri ve hadîs-i şerîflerden meydana gelen duâlar vardır. Diğer bir<br />

eseri de Allahü tealânın ism-i şerîflerinin fazîleti hakkındadır. Ayrıca şiirleri de vardır.<br />

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c. 2, s. 98

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!